Allah'ım utanıyorum, insanlığımdan utanıyorum, özde değil, sözde Müslümanlığından utanıyorum artık. 
Allah'ım artık dayanamıyorum, her gün katledilen Müslümanların sessiz çığlıklarını duymaktan, Irak'ta Suriye'de dünyanın dört bir yanında öldürülen çocukların, Cennet kuşlarının;
Siz bize sahip çıkmadınız.  Biz denizlerde boğulurken, uçaklardan bombalanırken, daha dün İdlip'te de zehirli gazla ciğerlerimizdeki hava elimizden alınırken Siz neredeydiniz? Sizleri Allah'a şikayet ediyoruz nidalarına kulaklarımda duymaktan, yanlarında olup yardım edemesem de, onlarla beraber ölemediğim için utanıyorum Allah'ım. 
Artık kendimden de, kalem, söz Müslümanlığı yapan dindaşlarından da, Müslümanların çocukları, kardeşleri, bacıları, ırzları namusları canları katledilirken ufacık dünya makamları için birbirini yok etmeye çalışan Müslümanlarla beraber yaşamaktan, onlardan biri olmaktan utanıyorum Allah'ım. 
Müslümanın arsız zengininden, idarecinin kendini beğenmiş, kibirlisinden, Allah'ın Peygamberin yolunda gidiyoruz diye, mürit toplayıp saf Müslümanları dinden imandan şeriattan koparan şeyhinden hocasından.
İnsan yetiştirmek yerine yıllardır düşünmeyen, algılamayan, sorgulanmayan, edepten hayadan ahlâktan yoksun, benim gibi, iki ayaklı sadece midesini ve kendi nefsini düşünen hayvanlar yetiştiren eğitimcilerden.. 
Cami minberinde İslamı, Kur'an-ı, Cihadı, Şeriatı, adam gibi Müslüman olmanın yolunu anlatmak yerine, yıllardır namaza gelene namazın faziletini, oruç tutana orucun faziletini anlatan, imamlardan, vaizlerden Diyanet işlerinden utanıyorum Allah'ım. 
Vekil, bakan başbakan, meclis başkanı cumhurbaşkanı yaptığımız, davamızın mihenk taşı sandığımız, uzaklardan görüp gönülden bağlandığımız, siyaseti dava şuuru Allah rızası yaptığını sandığımız, makamlarını kaybedince,
Liderlerine de davalarına da sırt dönen, benim sandık müşahidim kadar dava şuuruna sahip olmadığını anladığım, insanları sırtımızda yıllarca taşımış olduğumuzdan utanıyorum Allah’ım. 
Yanlışları görüp susmaktan, zengin Müslümanın garip kardeşlerini hor görüp aşağılamasını görmekten, duymaktan, yanlarında olmaktan, aynı safta Namaz kılmaktan, aynı dine aynı Peygambere, aynı Kuran'a tabi olmaktan utanıyorum Allah'ım.
Allah'ım, ya bizi yolundan gidenlerden eyle; 
Allah’ım ya da bütün bu dünyadaki zulümlere dur diyecek, sana gerçekten kul, Resul'üne aşkla Ümmet olacak kullarını bu dünyaya nasip eyle. 
...
****
KARINCANIN DEDİĞİ GİBİ..
Altına imzamı atarak amin diyorum Gafur İnan kardeşimin suratımda tokat gibi patlayan, gönlüme hançer etkisinde saplanan cümlelerine..
Biz böyle değildik, neden böyle olduk diyesim var ama diriliş, uyanış gününün yakın olduğuna inanıyorum ben...
Hem memleketimin, hem de İslam dünyasının 17 Nisan sabahına başka bir umutla uyanacak.
Allah’ım utanıyorum artık” demeyi bırakacak.
Hani şu karıncanın ‘hiç değilse yolunda ölürüm’ dediği gibi;
Allah için, insanlık için gerekirse uğrunda can verecek bir nesil gelecek...
***

ZALİMİN ZULMÜ ÖNLENMEDİKÇE..

Paylaştığım için yukarıdaki fotoğrafı özür diliyorum senden ey sevgili okur.
Baktıkça dehşete kapılıyor, insanlığımdan utanıyorum.
Allah’ın laneti  zalimlerin üzerine olsun” diye dua etmekten başka bir şey gelmemesi de insanın elinden ayrı acı veriyor. 
Biliyorsunuz İslam coğrafyası uzun zamandan beri adeta kara bulutlarla kuşatılmış durumda.
Bir tarafta on binlerce çocuk açlıktan ölürken, on binlercesi ölümü bekliyor.  
Diğer yanda hemen yanı başımızda, bir Balıkesir ili nüfusu kadar insan hayatını kaybetti.
Bombaların, kimyasal silahların altında kadınlar, çocuklar,masumlar can vermeye devam ediyor.
Kardeşlerim, 
Bu katliamlar, bu kuralsız savaş elbet gün gelecek sona erecek. Unutulmaması gereken şu;  
Mazlum insanların ve masumların kanları üzerine kurulmuş egemenlik ayakta duramayacaktır ama Peygamberimizin “Zalimin zulmünü önlemedikçe size de kurtuluş yoktur.” ikazını da hatırladıkça başımız öne eğiliyor be dostlar...
..
08 NİSAN 2017