TERÖR vahşeti bu kez yüzünü Antep'te gösterdi.
Masum, savunmasız birçok vatandaşımızın hayatına kast etti.
İnsanlıktan hiçbir nasibini almamış yaratıklar, bir düğün gecesini ölüm gecesine  dönüştürdü.
Düğün evini kana bulayacak kadar alçaklaşabilen teröre lanet olsun demekten başka bir şey gelmemesi elimizden elem verici.
Bir değil, iki değil..
Üç değil, beş değil..
Bebek katillerinden oluşan PKK ile 30-35 yıldır mücadele ediyoruz.
Yetmedi, 15 Temmuzda FETÖ silahını devreye soktular. Bu belayı Başkomutan Erdoğan’ın çağrısıyla milletimiz def etti!. 
Bu kez, adı neyse IŞİD veya DEAŞ.. Başımıza,  o yaratıkları musallat ettiler.
***
Fotoğrafa iyi bakmak gerekiyor oynanan oyunun büyüklüğünü görmek için.
Nasıl ki 15 Temmuz darbe girişimini bir, beraber, birlikte, omuz omuza vererek püskürtüp cuntacı-lara haddini bildirdiyse Türkiye, şimdi de aynı birlikteliği sergilemek durumunda.
Tehlike büyük!
Hainler işbirliği içinde..
PKK, FETÖ, IŞİD.. 
Türkiye'nin birliğine, dirliğine, bütünlüğüne kast ediyorlar arkalarındaki üst aklın yönlendirmesiyle.
15 Temmuz'un da intikamı alınıyor bence.
Çok uluslu darbe teşebbüsü, kalkışması veya denemesi şimdiyse çok uluslu teröre dönüştülmüş vaziyette. 
FETÖ, PKK, PYD, IŞİD kartları hep birlikte sahneye sürüldü.
***
Metropol kentlerdeki terör saldırıları bunun aleni örneği.
Suruç katliamı..
Kızılay'daki patlama..
Ulustaki kaliam..
Sabiha Gökçen saldırısı
Taksim ve Bursa canlı bombaları.
Son olarak;
Van...
Elazığ..
ve Gaziantep..
FETÖ-PKK-DAEŞ işbirliği değil de nedir?
Nasıl mı? 
PKK ve DAEŞ bombaları patlatırken, FETÖ'nün emniyet, istihbarat, TSK içindeki kriptolar da destek verdi!
Metropollerde patlayan bombalar sonrası "istihbarat zafiyeti var mı?" sorusunun da cevabı bu olsa gerek. 
Bugün kumpaslar açık ve net biçimde ortaya çıkıyor. Flu olan fotoğraflar netleşiyor.
***
Şimdi ajansların dün geçtiği şu haberi dikkatlice okuyun.
“Tunceli'de geçen yıl Ovacık ile Pülümür İlçesi kırsal kesimindeki Munzur ve Pülümür Vadisi’nde tespit edilen 150 PKK'lının kaldığı 19 PKK hedefinin imha edilmesine yönelik düzenlenen hava harekatı sırasında, bu hedeflerin tamamını es geçen jetlerin pilotlarının FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınarak tutuklandığı ortaya çıktı. Bu arada PKK’ya yönelik operasyon bilgisini adı açıklanmayan kişilere sızdırdıkları gerek-çesiyle bazı subaylar tutuklandı."
Haberden çıkan sonuç;
FETÖ-PKK-DAEŞ işbirliği değil de nedir?
Kardeşlerim
Oyun büyük..
Oynatan da büyük!
Bir olmalıyız, diri olmalıyız..
***
Dikkatinizi önemli bir noktaya çekmek istiyorum.
Türkiye'ye yönelik saldırılar ne zaman arttı?
17-25 Aralık'tan sonra.  
Çok uluslu güçler ve içerideki hainler her türlü itliği, puştluğu, kalleşliği yaptı, yapıyor Türkiye'ye karşı.
Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşması, İsrail'le hukuksal çerçevede anlaşması.. İranla yakın ilişkiler kurulması..
15 Temmuz sonrası Türkiye'nin konumuna ve dış politikadaki duruşuna bir bakın.
İşte bu rahatsız ediyor, sözde iyi müttefiklerimizi.
***
Asıl rahatsızlık da ne biliyor musun kardeşim.
Suriye'de uygulamaya çalıştıkları senaryonun bozulacak olması.
Bakın dikkat edin.
Türkiye'yi güneyden kuşatıyorlar.  
Müdahale etmeyelim diye terörle vuruyorlar.
Türkiye'yi durdurma saldırılarıdır bunlar.
Kuzey Suriye Koridoru tehlikeye girince saldırılar peşpeşe geldi.
Gaziantep saldırısı da bunlardan biri diye düşünü-yorum. 
Türkiye'nin gözünü korkutmaya çalışıyorlar ABD ve terör ortakları.
Başka deyişle Antep saldırısı, "Afrin'e, Münbiç'e, Cerablus'a dokunmayın" diye okunabilir.
Türkiye-Rusya-İran denklemi sonrası Ankara'ya gözdağı da denilebilir. 
***
Faili kim olursa olsun, işgal denemeleri, dehşet ve vahşet girişimleri ve yaşanan katliamlar bu milletin varlığını, birliğini ve dirliğini yok edemeyecektir.
Bilinmelidir ki, bu topraklarda özgürlüğümüzü ve bağımsızlığımızı aziz ve mübarek şehitlerimizin kanına borçluyuz.
Bu büyük millet bu günleri atlatır ama; sözde en iyi müttefikimizlerin başında gelen ABD için herşey geç olmuş olabilir. 
Türkiye'yi kaybedebilir!
22 AĞUSTOS 2016