Bugün 15 Temmuz.

FETÖ, 2016’ın 15 Temmuz’unda, ülkemize en kötü günlerinden birini yaşattı.

10 binden fazla FETÖ üyesi, onlarca askeri uçak, 70’den fazla tank, 250’ye yakın zırhlı araç, 3 askeri gemi, 40’a yakın helikopter ve binlerce silah ile darbe girişiminde bulundu.

Geride ise 250 şehit, 2000’den fazla gazi ve çok kötü bir hatıra kaldı.

Gerek TSK ve emniyet kuvvetleri ve gerekse halkın “dur” demesi karşısında bu darbe girişimi hızlı bir şekilde başarıyla püskürtüldü.

Darbe girişiminin sonuçsuz kalmasında en büyük etken halkın sokaklara derhal inerek tank ve silahlar karşısında durmasıydı.

Ama FETÖ gökten zembille inmedi.

14 Temmuz’da uzaydan falan ışınlanmadı.

Alaaddin’in sihirli lambasından fol yok yumurta yokken çıkmadı.

FETÖ tehlikesi yıllardır göz göre göre gelmişti.

“Geliyorum” demişti pek çok farklı kanaldan.

Ama duymak ve görmek istenmedi.

Kimse o zaman bu kadar tehlikeli olabileceklerini düşünmemişti.

Lakin  böylesine tehlikeli oldular işte.

Tek tek saymaya gerek yok ama Meclis’i bombaladılar, daha ne olsun?!?!

FETÖ; siyaseten verilen primlerle bu kadar filizlendi.

Her şeyi ve bilineni yinelemeye gerek yok.

Siyaset ne zaman Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ilkelerin dışında bulunan sapmalara prim verirse, ne zaman tarikatlara göz kırparsa olacağı budur, aksinin düşünülmesi de imkansızdır.

Haliyle iktidar başta olmak üzere Türkiye’de herkes ve her kurum aklını kaybetmeden hiçbir tarikata, zümreye, sınıfa, oluşuma fırsat vermemelidir.

Bugün 15 Temmuz.

Milli İrade sayesinde engellenen bir kara günün yıldönümü.

Türkiye gibi darbelerden çok çeken bir ülke için 15 Temmuz, bu girişimin halk ile önlenmesiyle beraber tarihe farklı açılardan geçti.

Halkın bu başarısı demokrasiye olan bağlılık ve inançtan kaynaklanıyor.

Çünkü ne olursa olsun artık bu zamanda, bugünkü imkanlarda, halk, özgürlüğünün ve demokrasinin ne büyük değerde olduğunun bilincinde.

Bakmayın siz bazılarının demokrasi ve özgürlük karşıtı gibi olduklarına…

Biliyorlar ve biliyoruz ki, demokrasi ve özgürlük herkes için şart.

Vazgeçilmez.

Ödün verilmez.

Aslında bizim toplumumuz bu farkındalığı gündelik hayatına da tüm boyutlarıyla geçirebilse, yani bireysel özgürlüklerine sahip çıkarken karşısındakinin hayatına karışmamayı, başka fikirlere saygı duymayı, kimsenin inancıyla uğraşmamayı bir başarabilse emin olun toplum olarak da çok rahatlayacağız ve insanlarımız arasında yaşanan stres yükü de zaman içinde dağılıp gidecek.

Umut edelim zamanla ve olgunlaşmaya bireyler olarak o konuma gelebilelim.

Bugün 15 Temmuz.

Bol bol iki yıl öncesini hatırlayacağız televizyon ekranlarından.

Hatırlayalım.

Unutmayalım.

Ve gelecekte 15 Temmuz öncesi yapılan hataların bir daha tekrarlanmaması için demokrasinin, Anayasa’nın, Cumhuriyet’in takipçisi olalım.

Cumhuriyet can’dır!

Ve herkes için var’dır!