“Türkiye, yönetimi Türklere bırakılamayacak kadar değerli bir ülkedir” diyen sömürgeci anlayış, tüm silahlarını kullanıyor son dönemde.
15 Temmuz’da milletin duvarına toslayan  emperyalist güçler, FETÖ, DEAŞ, PKK/PYD kozlarını peşi sıra sahaya sürüyor.  Dört bir koldan saldırıyor  hainler.
Suriye ve Irak'ta hesapları olan karanlık odakların taşeronluğunu yapan bölücü örgüt dün de Hakkari'de kanlı yüzünü gösterdi. 
Şemdinli'den kahreden son dakika haberleri geldikçe yüreğimiz dağlandı. 
Durak İlçe Jandarma Karakolu önündeki kontrol noktasına teröristlerce bomba yüklü araçla saldırı düzenlendi. Hain saldırıda yaklaşık 5 ton bomba kullanıldığı bilgisi paylaşıldı.
Bu yazıyı yazdığım dakikalarda, 10 askerimiz ile 8 sivil vatandaşımızın şehit olduğu haberi geldi.
Biliyoruz ki bu saldırı hepimize yapıldı. Türkiye'nin birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine yapıldı. Ateş sadece düştüğü yeri değil, hepimizi yaktı.  Lanet olsun demekten başka hiç bir şey gelmemesi elimizden acımızı ikiye katlıyor.
Ben bugün verdiğimiz mücadeleyi Yeni Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’na benzetiyorum. 
Ne kadar kötülük varsa, ihanet planı varsa, coğrafyamızı değiştirecek harita taslağı varsa hepsi masalarının üzerinde. 
Nasıl ki, 15 Temmuz'da Cumhuriyet tarihinin en büyük saldırısını püskürttü ise, bu hainleri de silip süpürecektir Türk Milleti..
Çünkü görüyorum filmin sonunu..
***
TEK SEÇENEK VAR
Son haftalarda kaç şehit verdiğimizi bilmiyorum.
Bir vatan evladının bile şehit düşmesine gönlüm el vermiyor.
Biliyorum, sizler de öylesiniz. Çoğu zaman ne yapacağımızı, nasıl hareket edeceğimizi şaşırıyoruz.
Haklısınız...
Ben de öyleyim.
Nasıl hareket etmem gerektiğini bilemiyorum.
Bazen hayat devam ediyor diyorum, bazen de diyemiyorum.
Böyle gecelerde evde olmayı, kendi kendime bir matem tutmayı, göz yaşı dökmeyi tercih ediyorum.
Ama dışarıda, düğün, dernekte göbek atanlara da kızamıyorum.
Çünkü, gerçekten de hayatın akışına engel olamıyorsunuz.
Terör konusunda hiç bir mazeretin arkasına sığınmadan devlet güçlerinin yanın-da yer almak boynumuzun borcu olduğu gibi, geleceğe karşı da görevimizdir.
Çünkü, Türkiye bugünkü manzarayı ve acıları hiç hak etmiyor. Kırk yıllık hesap artık görülmeli, defter bir daha açılmamak üzere kapatılmalı.
Üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili bir ülkeyiz.  Güçlü bir duruş sergileyemezsek, bizi bu coğrafyada bir gün bile barındırmazlar. 
Kısacası bunun siyaseti yok. Ya, Yeni Türkiye’nin kurtuluşun mücadelesinin yanındasın, ya da hainsin. 
***
10 EKİM 2016