Atalarımız ne dediyse doğru demiş.
Bunlardan biri de şu;
"Elin ağzı torba değil ki dikesin.."
Tam da günümüze nasıl uyuyor bu deyim.
Ağzı olan konuşuyor bugünlerde çünkü.
Siyasetten spora, eğitimden sağlığa, ekonomiden kültüre, Balyozdan FETÖ'cülere kadar..
Yeminler edilerek, “Şuradaki abim, amcam dayım söyledi” denilerek konuşulup söylenenlere..
“Benden duymuş olma ama” denilerek kulaktan kulağa fısıldanan, ayaklı gaze-teler aracılığıyla yayılanlara bakıldığında...Her alanda, her konuda, her şeyi çok iyi bilen, yorumlayan, ilerisini gören bir toplum gibiyiz adeta..
Bununla kalınsa iyi olacak ama, ahkâm kesmekle yetinmiyor, kesin hüküm ve-riyor yaratıklar içerisindeki en tehlikelisi olan insan..!
Ne yapalım. Dermanı olmayan bir illet bu. Milletçe seviyoruz dedikoduyu. Ortam doğunca herkes ağzına geleni söylemeye mecbur hissediyor kendini.
Ben dahil hiçbirimiz müdahil olmayız bu tür or-tamlarda aklına eseni söyleyen herhangi birine..
“Ne diyorsun sen kardeş. Bu kadar da atma.. Kesin olduğunu nereden biliyorsun. Burada olmayan biri hakkında neden ileri/geri konuşup iftira atıyorsun” diyerek vermeyiz ağzının pa-yını..
İşimize gelmez çünkü.
Zevk alırız!
Bir başkası hakkında konuşulmasından, küçük duruma düşürülmesinden.
Bilmeyiz ama, küçük duruma düşenin, ezilenin, günaha girenin biz olduğumuzu..
Biz ne dersek diyelim. Kutsal kitabımız ne yazarsa yazsın... dinleyen yok!
Dedikodu biz insanların vazgeçmediği kötü ve ondan öte şeytanî bir huydur.
Kendilerinden iyiyi, güzeli, zengini, güçlüyü gerek-li gereksiz eleştirmekten zevk alıyor çünkü insan. Gıdası bir şekilde bu onun..
Öyle olmasaydı eğer, “ulaşamadığımız ciğere murdar” der miydik?
Haksız mı yani şimdi atalarımız?
Elbette herkes konuşacak, istediğini söyleyecek. Ama haddini de bilecek!
Bilmezse ne olur?
***
AVUÇ YALAMAK..
Ne olacak?
Mangalda kül bırakmaz!.
Önce ‘Duydun mu?’ der. Sen ‘neyi’ demeden başlar at-maya; “Bayram sonra büyük operasyon olacak. Pazartesi gününü bekle sen o zaman görüşürüz..”
Kurnaz ya! Yemin billah diye eklemeyi de unutmaz.
“Hadi len ordan, ufak at” demene bakmaz.. Utanıp sıkılmadan isimler sayar tek tek..
Balıkesir Büyükşehir Be-lediye Başkanı A. Edip Uğur'dan başlar.. AK Partili İlçe belediye başkanlarıyla devam eder. İl ve ilçeye getirir lafı.. Orada kalsa iyi.. Gençlik ve kadın kollarıyla yöneticileri..
Öyle bir anlatıyorlar ki, öyle bir bağlantılar kuruyorlar ki, hepsi FETÖ’cü sanırsınız!..
Kardeşlerim;
Büyük konuşmayı ve konuşanı da sevmem. Uçan kuşun kanadını da kırmak istemem asla ama, bu çakal sürüsünün unuttukları veya işlerine gelmeyen bir konu var.
Onu da yarına bırakalım ki avuç yalamak nedir öğrensinler..!
***
BEN SUSUYORUM HOCA KONUŞSUN!
BİZİM Nasredin Hoca oğlunu okulundan alırken eşekle gelmiş. Oğluyla eşeğin üzerinde evin yolunu tutmuşlar. Aradan zaman geçmiş. Bir grup insan önlerine çıkmış. İçlerinden biri;
- “Hoca ayıp değil mi, eşek o kadar yükü nasıl taşısın?”
Hoca da oğulunu eşekten indirip yoluna devam etmiş. Aradan zaman geçmiş bir insan;
- “Ayıp Hoca ayıp. Küçücük çocuk yürütülür mü?”
Hoca çocuğu eşeğe oturtmuş. Kendi yoluna devam etmiş. Aradan yine zaman geçmiş birisi;
- “Bu zamane çocukları böyle işte, ihtiyar babaları yürür kendileri eşeğe biner.”
Bu söz çocuğun ağrına gider ve eşekten iner ikisi de yayan giderler. Oradan gevezenin birisi:
- “Enayilere bakın eşek önde gidiyor bunlar yayan”
Bunun üzerine şu tarihi cümleyi kuruyor Hoca:
- “Görüyorsun ya oğlum elalemin ağzı torba değil ki büzesin.”
...
Konuşacak illa ki insan.
Edip Uğur şöyle diyecek. Rona Yırcalı böyle...
Faruk Kula’ya da, Yücel Yılmaz’a da.. Zekai Kafaoğlu'na da, Feyyaz Çiftçi’ye de..
Sana da çamur atacak, bana da.
Atarken görmeyecek çamurun önce kendi elini kirlettiğini..
Kardeşlerim,
Atalarımızın deyişiyle başladık, Hz. Mevlana ile nokta koyalım bugünkü dertleşmemize.
Dilini terbiye etmeden önce yüreğini terbiye et; Çünkü söz yürekten gelir, dilden çıkar..
Başka söze ne hacet!
...
Gökten elmalar düştü;
Ağzından çıkanı kulağı duymayanların başına...
***
GÜNÜN SÖZÜ
Çıraklığını yapmadığın işin ustalığına soyunmayacaksın..!
21 EYLÜL 2016
