İYİ Parti Balıkesir Milletvekili ve İYİ Parti Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Op. Dr. Turhan Çömez, Edremit ve Ayvalık ardından Havran’ı ziyaret etti. Tarihi  ilçede  büyük  ilgiyle karşılanan  Op. Dr. Turhan Çömez Havranlı vatandaşların sorun ve taleplerini dinledi.

K O C A S E Y I T T O R U N U

KOCA SEYİT SAVAŞIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRDİ”

Gezi sırasında Çömez, Çanakkale Savaşı’nda sırtladığı top mermisinin ateşlenmesiyle savaşın seyrini değiştiren Havranlı Koca Seyit’in torunu ile buluşup kucaklaştı, hayır duasını aldı ve elini öptü.

Seyit Onbaşı’nın kızının kızı olduğunu belirten yaşlı kadın ile sohbet eden Çömez, “Seyit Onbaşı o 250 kiloluk top mermisini sırtında taşıyıp savaşın kaderini değiştirdi. Gavurun gemisini batırdı. Sen de onun torunusun. Allah razı olsun senden.” dedi.

SEYİT ONBAŞI KİMDİR?

Asıl adı Seyit Ali Çabuk olan Seyit Onbaşı, 1889 yılında Balıkesir’in Havran ilçesinin Çamlık Köyü’nde dünyaya geldi. Yoksul, topraksız bir köylünün çocuğu olan Seyit, 1909 yılında, yirmi yaşında askere alındı. 1912 yılında Balkan Savaşı başlamıştı. Seyit, o zaman üç yıllık askerdi. Balkan Savaşı’na katıldı. 1914’de Birinci Cihan Harbi patlak verince, Seyit, terhis edilmedi. Topçu eri olarak Çanakkale’ye gönderildi.

İri yarı çok güçlü olan Koca Seyit, burada Rumeli yakasındaki Kilitbahir’in 28’lik Rumeli Bataryasında topçu eri olarak vazifeliydi. 18 Mart 1915 tarihinde, İngilizler’in “Ocean” zırhlısı Çanakkale Boğazı’nı geçmek için zorluyordu. Saat 5.30 sularında Müttefik filosundan bazı gemiler kendilerini son dakikalar zarfında fazlasıyla taciz eden Rumeli Mecidiyesi’ni susturabilmek için çok şiddetli bir ateş altına almışlardı.

Seyit, denize doğru baktı; düşman gemileri karaya iyice sokulmuş taretlerinden alev ve duman yükseltiyordu. Seyit önce gemilere, sonra topa ve nihayet yerde duran 215 okkalık (yaklaşık 275 kilo) mermiye baktı. Kendi deyimiyle mermi ona “Beni namluya sür” diyordu.

Meclisi topladı, İstiklal Madalyası startı verdi Meclisi topladı, İstiklal Madalyası startı verdi

Koca Seyit mermiyi sırtına vurdu ve sendeleyerek topa doğru yürüdü merdiven basamaklarına ayağını attı, güç halle mermiyi namluya sürüp kamasına kapaladı. Namluyu geriye doğru çevirip mesafeyi bildiği gibi ayarlayan Seyit bir besmele çektikten sonra topu ateşledi.

İlk mermi uzun düştü. Bir tane daha getirip namluya sürdü. Bu defaki de kısaydı. Fakat üçüncü mermi en öndeki geminin kıç tarafında ve su kesiminde patladı. Ve düşman gemisinden yoğun, kara bir duman yükseldi.

Koca Seyit’in tek başına sırtında taşıyıp topuna yerleştirdiği mermiyle vurduğu savaş gemisi Ocean’dı. Bu İngiliz gemisi Boğaz’ın sularına daha doğrusu tarihin derinliklerine gömüldü.

ATA’NIN MAAŞ TEKLİFİNİ KABUL ETMEDİ

koca-seyit-nereliydi

Pek çok isimsiz kahraman gibi Koca Seyit (Seyit Çabuk) hizmetleri de vazifesini hakkıyla yapmış olmanın huzuruyla savaşın ardından köyüne döndü.

Mustafa Kemal Atatürk, Havran’ı ziyaretinde Seyit Obnaşı ile görüşmek istedi. Kaymakam, hemen Koca Seyit’i buldurdu. Seyit’in üstü başı perişandır. Kaymakam, kendisinin bir takım elbisesini giydirdikten sonra, Koca Seyit’i Mustafa Kemal Paşa’ya çıkarır. Mustafa Kemal Atatürk, Koca Seyit’i görmekten çok memnun olmuştur. Ancak, üzerindeki elbisenin kendisine ait olmadığını öğrenince, ona maaş bağlatmak ister.

Koca Seyit,

Paşam, geldiğini duyunca çok sevindim, beni aradığını duyunca dünyalar benim oldu. Paşam, ben vücudumu devlete satmam, vatanım için ölürüm ama bu maaşı kabul edemem. Ben ormandan kestiğim ağaçları satıp geçimimi sağlıyorum, bana engel olmasınlar yeter” der.

Adı tarihe altın harflerle geçen kahraman, veremden kurtulamayarak hayata gözlerini yumdu.

Editör: Macit ERMİŞ