BAŞKANLIK Sisteminin milletin onayına sunulduğu 16 Nisan’ı bir Dünya Kupası finaline benzetiyorum.
Bir yanda, ülkenin İstiklalini düşünerek İstikbal mücadelesi için sahaya çıkan Türk Milli Takımı..
Diğer yanda, bizim takımı durdurmayı hedefleyen bu uğurda her türlü yolu mubah gören Dünya Karması..
Bizim takımın başındaki teknik direktörü herkes tanıyor, biliyor, görüyor. Yerli ve milli bir isim. 
Karşımızdaki ekibi kimin hazırladığını, hangi taktikleri uygulayacağını az-çok biliyoruz, ama yüzünü görmüyoruz. Kısaca, küresel güçler el ele vermiş öyle yönetiyor rakibi..
80 milyon insanın canlı, 7.5 milyarın naklen izlediği son 100 yılın en büyük derbi maçını Millet yönetti.
Çata çat, pata pat.. Dişe diş, göze göz, kıran kırana mücadele oldu. Kimi anları Çanakkale Destanındaki Meydan Muharebesindeki sahneleri hatırlattı. 
Oynanmaya başladığı andan itibaren nefesler tutularak izlendi. Sonuçta kazanan bizim takım oldu. Vatan sevdası ve kaygısı olanlar galip ayrıldı saha-dan..
Hem de, çok sayıda oyuncusunun maçın başlamasına bir kaç dakika kala etten püften mazeretlerin arkasına sığınarak ‘küstüm ben’ diyerek mızıkçılık yapmasına rağmen..
Üstüne üstlük, bazı taraftarlarının, maç başladıktan sonra renkleri karıştırarak(!) karşı takımı desteklemesine rağmen..
Yerli ve milli olanlar kazandı. Küresel güçler kaybetti.
Skor hiç önemli değil.
İster çok farklı olsun, isterse tek farklı. 
Sonuçta 3 puanı kazanana veriyorlar, kaybedene değil..
Kimi çevreler şimdi mızıkçılık yapıyor ya..
Ellerine tencere tava alarak sokaklara çıkıyor ya..
Maç 5-4 bittikten sonra, ‘kurallar ihlal edildi’ diyerek mağlubiyetin faturasını hakeme kesiyorlar ya..
‘Biz bu maçı saymıyoruz’ diye yenilgiyi hazmetmedikleri için ağlaşıyorlar ya.. 
Bırakın onları ne yaparlarsa yapsınlar..
Biz işimize bakacağız.
İşimiz çok, yolumuz uzun. Bu maç Türk Milli Takımının yeniden dirilişiydi, uyanışıydı. 
Asıl maç şimdi başlıyor. 
Ben inanıyorum ki, yüz yılın derbisinde karşı takıma destek verenlerden büyük kesimi de, bundan sonraki milli maçlarda Türkiye’nin yanında alacak.
Çünkü başka Türkiye yok!
Hepimiz yine çok iyi biliyoruz ki,
Türkün Türkten başka dostu da yok!
Haydi bakalım.
Kısa bir mola verin. Az soluklanın. Ardından hemen yeni maçın hazırlıklarına başlıyoruz..
***
TEŞEKKÜRÜ ve ALKIŞI HAK EDEN BİR GENÇLİK

HER seçimin gizli kahramanları vardır. 
Sahnede olanları nerede görseniz, bilir tanırsınız da..
O sahneyi hazırlayanları yani işin mutfağında olanları tanımayız, görmeyiz, bilmeyiz..
Hep sahnedekileri alkışlarız. Omuzlarda taşırız.
Kolay değildir hemen sahneye çıkmak. Büyük hazırlık, büyük emek ister. 
Cumhuriyet tarihinin en büyük devriminin gerçekleştiği referandumun da gizli kahramanları ‘ANKA’lar idi.
‘Mesele Vatan Meselesi’ diyerek düştüler yola ve Balıkesir’i cadde cadde, sokak sokak, köy köy dolaşıp anlattılar niçin EVET denilmesi gerektiğini.. 
Teşekkürü ve alkışı hakediyor ANKA Gençlik.
19 Nisan 2017