TÜRKİYE dün güne HDP/PKK'lılara yönelik operasyonla uyandı. 
Eş Genel Başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ  ile bazı HDP'li milletvekilleri "silahlı terör örgütüne üye olma, suç işlemeye tahrik, terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından gözaltına alındı.
Malum çevrelerle bazı Avrupalı sözde demokratlar yine ayağa kalktı. 
"Dokunulmazlığı olan milletvekili nasıl gözaltına alınır, tutuklanır" diyorlar ya.. İnanmayın siz onlara.
Mayıs 2016'daki Anayasa değişikliğiyle AK Parti den 29, CHP'den 55, HDP den 53, MHP'den 10  olmak üzere 148 milletvekilinin dokunulmazlıkları bir kereliğine kaldırılmıştı.
O isimler arasında Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Demirtaş ve Yüksekdağ da var.  
Balıkesir Milletvekili İsmail Ok da bulunuyordu.
Bu vekiller hakkındaki dosyaların 216'sı terör suçlarından, 201'i hakaret suçundan, 55'i suçu ve suçluyu övme, 24'ü de halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekten hazırlanmış fezlekelerdi.
Terör suçlarıyla ilgili fezlekelerin büyük çoğunluğu HDP'lilere ait. 
Dokunulmazlıkları kaldırıldığı için HDP'liler haklarındaki suçlamalarla ilgili ifadeye çağrılmıştı.
Kardeşlerim, çok iyi hatırlayacaksınız, bunlar;
"İfadeye falan gitmeyiz. Gelip alsınlar. Buradayız.." diye meydan okumuşlardı.  
Zorla yakalama kararı çıkarıldı bunun üzerine.
Savcılık, milletvekillerine, atılı suçlar yönünden kuvvetli somut deliller bulunduğunu açıkladı. 
Bu yazıyı yazdığım saate kadar HDP eş başkanları Demirtaş ile Yüksekdağ ve bazı vekiller tutuklandı. 
Olayların bu yönde akmasına neden olan bir kaç kez ifadeye çağrıldıkları halde gitmeyen kendileri..
Şimdi kalkıp; "ayrımcılık yapılıyor" falan denilmesin.
TC Anayasası önünde herkes eşittir.
Seçilmiş olmak suç işleme özgürlüğü, Anayasayı çiğneme hakkı tanımamaktadır hiç kimseye..
Bu yaşananların sorumlusu “düz ovada siyaset yapmak” yerine devlete ve yasalarına meydan okuyan HDP/PKK’nın ta kendisidir.
Ne diyor büyük üstat Ziya Paşa; “Nush ile uslanmayanın hakkı tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir..
***
KEMAL BEY BUNLARIN SAVUNULACAK NERESİ VAR?
CHP lideri, Kılıçdaroğlu HDP'ye sahip çıkarak diyor ki; 
"Demokrasiyi savunuyorsanız seçimle gelenlerin seçimle gitmesi gerektiğini savu-nacaksınız. Seçimle gelenleri mafya yöntemleriyle susturacağım onları derseniz o ülkeye barışı asla getiremezsiniz." 
Haklı bu söyleminde sayın Kemal Kılıçdaroğlu, küçük bir fark dışında.
Onu da biz hatırlatalım.
Seçimle gelmiş olması
TC belediyelerinin araç gereçlerini bölücü örgüte tahsis etme hakkı vermez..
Seçimle gelmiş olması
Kandile giderek terör elebaşılarıyla hatıra fotoğrafı çektirme hakkı vermez
Seçilme gelmis olması
Biz sırtımızı PKK/PYD'ye bilmem LPG'ye dayadık deme hakkını vermez.
Seçimle gelmiş olması
Teröristlerle sarmaş-dolaş olma hakkı vermez.
Seçimle gelmiş olması
Anayasayı tanımama, adalete meydan okuma hakkı tanımaz.
Haaa! Yok benim buna hakkım var derseniz..
Türkiye Cumhuriyeti savcıları görevlerini yerine getirir. 
Ayrıca..
Kemal beye şunu sorma hakkımız var:
Bir kere kalkıp da; 
"Ey HDP’liler. Ya sizi halk seçti. Meclise girdiniz. PKK ile ilişkinizi kesin. Adam gibi siyaset yaparak mücadelenizi edin, hakkınızı arayın.”
Dedin mi, demedin mi?
Vallahi ben duyduysam harap olayım. 
Allah aşkına. 
Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin bana; 
Siz duydunuz mu?
Şimdi kalkmış neresini savunuyorsun ki, bunların?
***
ÖZGÜRLÜK... KİM İSTEMEZ Kİ?
Türkiye özgür olmalıdır diyenlere katılmayanın ya aklı yoktur, ya fikri..
Herkes düşüncesini söyleyebilmeli, belli fikirleri savunabilmelidir.
Amma velakin savunduğunuz fikir, ağzınızdan çıkan kelimeler vatan hainlerine hizmet ediyorsa, arka çıkıyorsa..
İşte o zaman işin rengi değişir. 
Tıpkı bugün olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti devletini karşısında bulur.
Unutmayalım ki; 
Kişilerin özgürlükleri ve hakları sınırsız ve sonsuz değildir. Bir başkasının özgürlüğünün başladığı yerde kişinin özgürlüğü sona erer
Hatırlatayım dedim.
05 KASIM 2016