2013 yılı Ocak ayında “Ziraat Fakültesi İstiyoruz” başlığıyla bu köşede bir yazı yazmış, Askeriyenin boşalttığı bölgenin Balıkesir Üniversitesine Ziraat Fakültesi kurulması için verilmesini önermiştim.

İlk kez benim gündeme getirip yazdığım bu öneri o yıllarda bir süre konuşulmuş, kabul görmüş, olumlu bir hava yakalanmıştı.

Hatta bir şey daha söyleyeyim.

O yıl daha henüz Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi ortada bile yoktu.

Sadece kurulacağına dair birkaç haber çıkmıştı Bandırma gazetelerinde…

Ve ben o yazımda yine şöyle bir çağrı yapmıştım:

“…Gerçekleşmesi muhtemel Bandırma Üniversitesine bağlı başka bir fakülteyi neden Susurluk’a getirmeyelim?”

O yazımın üzerinden 7 kocaman yıl geçti…

Bu süre içinde Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi kuruldu.

Susurluk Meslek Yüksek Okulumuzun, Balıkesir Üniversitesinden Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesine devri gerçekleştirildi.

Askeriye Bölgesinde, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesine Ziraat Fakültesi kurulması için yer tahsis edildi.

Yazdıklarımın hepsi gerçekleşti…

Tek bir fakla…

Susurluk’ta açılması planlanan Ziraat Fakültesi kapatıldı.

Ve hemen Ziraat Fakültesi kapatıldı diye karalar bağladık.

İyi de neden üzülüyoruz?

Susurluk’ta hiç açılmamıştı ki Ziraat Fakültesi kapatılmasına üzülelim.

Tamam, o bölüm kapatıldıysa üniversitenin başka bölümleri açılır.

Nedir bu umutsuzluk?

Nedir bu karamsarlık?

Nedir bu gerginlik?

Bu köşeyi takip edenler bilir.

Yıllardır hemen her yazımda birlik ve beraberlik mesajları verdim.

Siyasetçisiyle, yöneticisiyle şimdi ‘Susurluk’ için bir araya gelmenin, ‘birlik’ olmanın, harekete geçmenin zamanı…” diyerek seslendim.

Tek derdim vardı…

O da Susurluk gelişsin, bir adım daha ilerlesin…

Bunun için iktidarıyla, muhalefetiyle siyaset gözetmeden Susurluk’umuzun geleceği adına bir araya gelinsin istedim.

Susurluk’un menfaatleri doğrultusunda “ortak akıl” oluşturulsun istedim.

Susurluk’un geleceği için neler yapabilirim” diye dertlenilsin istedim.

Yoksa Ziraat Fakültesi şehrimize kurulmuş, kurulmamış inanın çok önemli değil.

Bugün bu olmazsa yarın başka bir fırsat doğar.

Önemli olan geleceğimizi birlikte inşa etme duygusuna sahip olabilmemiz…

Birlik ve beraberlik içinde hareket etmezsek nasıl gelişebiliriz ki?

Herkesin farklı yöne kürek çektiği bir tekne nasıl ileriye gidebilir?

Birbirimizin önüne engeller koymaktan, Susurluk’umuzun önündeki engelleri kaldırmaya fırsat bulamıyoruz.

Ama bunu kime anlatıyorum, kim ne anlıyor bilmiyorum…