Her zaman ve her olumsuz olaydan sonra söylediğimiz pek çok atasözümüz ve atasözü mahiyetinde kullandığımız sözcükler vardır. Bunlardan belki de en önemlilerinden birisi ; ‘’Tarihten veya geçmişten ibret alınsaydı, hatalar hiç tekerrür eder miydi’’ ibaresidir.

1000 yılı aşkın süredir Selçuklu ecdadımızdan, Osmanlı ecdadımıza ve nihayet Osmanlı ecdadımızdan Türkiye Cumhuriyetine gelinceye kadar devletlerimiz geçmişten ibret ve ders almadıkları için birçok badireler atlatarak günümüze kadar gelebildik.

Hıristiyanofobinin günümüzdeki temsilcileri Batı dünyasının zalim, müstekbir ve emperyalist temsilcilerinin, son Türk devletine ve özellikle Devlet Başkanımız Tayyip Bey’e tahammüllerinin olmadığı bilinen bir gerçek. Çünkü Tayyip Bey alışılmışların dışında bir Devlet Başkanı. Doğruya doğru eğriye eğri ve zalimin yüzüne ‘’ siz masum çocukları ve savunmasız insanları öldürmesini çok iyi bilirsiniz’’ diyebilen bir Başkan.

Anlaşılamayan nokta; Ak Parti Hükümetine ve özellikle Tayyip Bey’e düşmanlıkta sınır tanımayan ve hâlâ emperyalistlerin içimizdeki uzantılarının kayığına binerek, emperyalistler hesabına boşa kürek çeken arkadaşlarımızın ibretlik halleridir.

Unutulmaması gereken bir başka gerçek ise; tarihin tozlu sayfalarında yerini almış olan 16 Türk Devletinin dış düşmanlar tarafından değil, düşmanlarımıza alet olan ve onlar hesabına bilinçsizce kürek sallayanların çıkardığı iç isyanlar, iç müdahaleler, darbeler ve muhtıralarla yıkılıp gittikleri gerçeğidir. Hal böyle olunca kendimize haklı olarak sormalıyız; Bizim paylaşamadığımız şey nedir?

Ak Parti ve Devlet Başkanımız Tayyip Bey’le devletimizin aldığı merhale meydanda. Dünya ekonomik dar boğazda kıvranırken, Türkiye’nin Ekonomide, Sanayide özellikle silâh sanayinde ve çağımızın en modern insani ihtiyaçlarının giderilmesinde, dünyanın önde gelen Devletlerini solladığının ne zaman farkına varabileceğiz.?

Erbakan hocamızın kuruluşunu yaptığı ve Tayyip Bey’in tüm gücüyle devam ettirdiği ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN, TÜBİTAK ve daha birçok özel şirket, yerli silah sanayi alanında çok ciddi atılımlar yapıyorlar. Milli harp sanayi konusunda Tankından tüfeğine, Füzesinden hava araçlarımıza kadar İHA’lar, SİHA’lar da büyük mesafeler alındı. Hatta Milli yolcu uçağımız ve Milli savaş uçaklarımızın çalışmaları hızla devam ediyor.

Birleşmiş Milletler raporlarına bakıldığında Türkiye’nin kendi SİHA ve İHA programını nasıl kurduğuna akıl erdiremiyorlar. İHA ve SİHA’ların Suriye, Libya ve Karabağ’da Rus destekli Ermenilere karşı muazzam bir üstünlük kurduğu bilinen bir geçek. Türk İHA ve SİHA ları almak için Fas, Tunus, Katar ve Suudi Arabistan yanı sıra Kuzey Afrika ülkelerinin pek çoğu Türkiye’de üretilen askeri teknolojiye sahip olabilmek için yarışıyorlar.

Tayyip Bey ve Ak Partiyle yakaladığımız bu ivme (hızın zamana göre büyüklüğü) Tayyip Bey ve Ak Parti dışında hangi lider ve hangi Parti ile devam ettirilebilinir ki?

Bunu başta ABD olmak üzere tüm emperyalistler bildiği için ille de Tayyip Bey gitsin de yerine kim gelirse gelsin uğraşındalar. Peki devamlı olarak ‘’alnı secdeliler’’ dediğimiz dostlarımız bu gerçeği neden göremiyorlar. Nasıl oluyor da CHP, HDP, İP ve daha rüştünü ispatlayamamış Ak Parti kaçaklarına koltuk değneği olabiliyorlar anlamak mümkün değil.

Tayyip Bey düşmanlığında birinciliği hiç kimseye kaptırmamak için ellerinden gelen tüm gayretlerini sarf edenler unutmamalıdır ki, güneş balçıkla sıvanmaz. Onlar kabul etmese de dünya Devletleri Türk İHA ve SİHA ları yanı sıra, Türk Atak helikopterleri, Türk Tank ve füzeleri, yüzde 100 Türk yapımı gemi ve Kruvazör almak için sıraya girdiler bile. Polonya, Macaristan, Azerbaycan, Pakistan, Kuzey Kıbrıs’ın verdiği siparişler tezgâha kondu, teslim tarihleri belirlendi. Bu hamleler karşısında emperyalist Avrupa devletleri sevinemiyorlar bunu anladık. Peki, ‘’alnı secdeliler’’ diye tarif edilen uyurgezerler neden sevinemiyorlar?

Dünya Ekonomisi Corona 19 un pençesinde kıvranırken, Ekonomimizin dik duruşuna sevinemediler, Silâh sanayimizdeki atılımlarımıza sevinemiyorlar, Dünya şahaseri Çamlıca camiine sevinemediler, Sultan Fatih’in vakfiyesi gereği yeniden cami statüsüne kavuşturularak Müslümanların hizmetine sunulan Ayasofya camiinin açılışına sevinemediler, Taksimde 16 kilise ve bir havranın arasında yükselen Taksim camiine sevinemedikleri gibi, yayın organları gazetelerinde bir iki satırla geçiştirmeye çalıştılar.

Bu şekilde haber verişiniz gazetenize yakıştı mı? Dediğimizde ise, Facebookta hakaretlerin biri bin para. Hâlbuki rahmetli Erbakan hocamızla birlikte yıllarca ‘’Ayasofya açılsın Taksime cami yapılsın’’ diye meydanları inletmiştik.

Unutulmamalıdır ki, bu hal ve tavırlarıyla Milletimize güven veremedikleri için Binde 6 larda, Yüzde 2 lerde takılıp kaldılar. Söylem ve hareketleriyle millet nazarında sıfırı tükettiklerinin de hala farkında değiller.

Hükümet yetkililerinin dikkat edeceği bir diğer konu ise; ABD başkanı yaşlı beyaz adamın, ‘’Tayyip Beyi devirmek için Türk muhalefetine destek vereceğiz’’ yönlü tehditvari söylemidir.

Yaşlı beyaz adamın aylar öncesinden Ana ve yavru muhalefete vereceğini ilân ettiği destek parasal olabilir, mafyaları silahlandırma şeklinde olabilir, Ordu göreve diye pankart açan kokanaları sokaklara dökme şeklinde olabilir, 27 Mayısvari talebeleri kışkırtp sokaklara dökme veya gezi olayları militanlarını ayaklandırma şeklinde olabilir. Hatta ikide bir, gece yarısı ültimatomlarıyla ünlü ve ABD nin hâlâ ‘’Bizim çocuklar’’ dediği, yaşlı ve fakat emperyalist ABD nin gözünde halâ çocuk olan yaşı kemâle erememiş(!) emekli Paşalarla işbirliği şeklinde bile olabilir! Bu sebeple dost görünümlü ve fakat kobra yılanı karakterli cibilliyetsiz Hıristiyanofobi ajanları ve yerli işbirlikçileri hafife alınmamalı ve dikkatle izlenmelidir.

Tayyip Beyle şaha kalkan Türkiye Cumhuriyetinin, dünya piyasasında ve özellikle silâh sanayinde Avrupa pazarına girmesini, Nato ülkeleriyle milyar dolarlık anlaşmalar yapmasını beyaz adam kolay kolay kabul etmese de, zaman bizim lehimize işliyor. Çünkü Polonya, Macaristan, Azerbaycan, Pakistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Devletiyle yaptığımız anlaşmalarla surlarda açtığımız gedik her geçen gün daha bir büyüyor. İşte beyaz adam ve güdümündeki Avrupa Devletleri bu sebeple ille de Tayyip Bey gitsin, yerine kim gelirse gelsin derdindeler.

Adamlar Türk insanını ve dolayısıyla Tayyip Beyi ölümüne analiz etmişler. Tayyip Bey de bir Fatih, bir Yavuz, bir Sultan Süleyman, bir Sultan Murat karakteri olduğunun farkındalar. Bu sebeple onlar için mutlaka Tayyip Bey gitmeli ki, Müslüman Türk’ün inkişafı sekteye uğrasın, Tayyip Bey’in Yeniden Büyük Türkiye ideali durdurulsun. Çünkü biliyorlar ki, At sahibine göre kişner!

Emperyalistlerin ayrıca bildikleri bir diğer gerçek ise, Tayyip Bey Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanlığı koltuğunda ve Ak Parti de iktidarda olduğu sürece boruları ötmeyecek, Türkiye hizaya getirilemeyecek. O halde ille de Tayyip Bey gitsin..! Bu haliyle Ak Parti iktidarda kalsa da olabilir amma Tayyip Bey mutlaka gitmeli..! Hani derler ya Aç tavuk rüyasında kendini darı ambarında görürmüş.

Dış güçler ve Dış güçlerin içimizdeki yerli ajanları ve ortakları da bu görüşte. Bizim anlayamadığımız ise, bize yakın olduklarını zannettiğimiz ‘’alnı secdelilerin’’ bunlara nasıl destek ve alet olabildikleridir. Bremen mızıkacıları gibi koro halinde ille de Tayyip Bey gitsin, yerine kim gelirse gelsin derdindeler.

Hâlbuki milletimiz kararını çoktan verdi; Tayyip Bey ve Ak Parti devletimizin başında İLÂNİHAYE kalacak. Yaşlı beyaz adamın destek ve korumasındaki gayrı milli muhalefet yanı sıra, emperyalistlerin destekledikleri muarızları ve Milli görüşün fotokopileri gidecek.!