(TEKNOFEST’İN GÖLGESİNDE)

NURİ DEMİRAĞ’DAN GÜNÜMÜZE UÇAK SANAYİMİZ

Yıllarca istikbal göklerdedir deyip göklere sadece bakarak, ülkemizin ve milletimizin yıllarını heder etmekten başka ne yaptık ki. Uçak yapımı için girişimde bulunacağımız yerde, Parklarımıza ve boş gördüğümüz her yere Batılı ülkelerin ve genellikle ABD nin eski uçaklarını bir kaide üzerine dikerek bir hoş olduk, sadece kendimizi avuttuk. Ta ki, AK Parti ve Tayyip Erdoğan iktidara gelinceye kadar.

Uçak yapmak veya yerli yapım bir hava aracını imal etmek, hele hele uçak motorunu, tank motorunu tezgâha koymak yıllarca hayal dahi edilemedi, hayal dahi ettirmediler ülkemizde.(!)

Tayyip Beyin himayesinde Dünyanın en büyük teknoloji etkinliği olan TEKNOFEST İstanbul da yapılınca ve %100 yerli teknolojiyle üretilmiş uçaklarımızı ve diğer hava araçlarımızı görünce göğsümüzün kabarmaması mümkün mü?

Hele hele genç mucitlerimizin icadı çeşitli hava ve kara araçları yanı sıra silah sanayimize güç katacak yüzde yüz yerli yapım robotları görünce millet olarak elbette tüm vatanseverler haklı olarak sevindiler. Dış düşmanlarımız zahirde memnuniyetlerini belirtseler de, iç dünyalarında fırtınalar kopuyor ve içlerinden ‘’bu Türkiye nereye gidiyor, bunların bir an evvel durdurulması lâzım’’ demeden edemiyorlardı. Tıpkı: köprüler yapılmasın, metrolar yapılmasın, otobanlara paralarımız gömülmesin, Marmaraya ne gerek var, hava alanlarına ne ihtiyaç var, hızlı tren bizim neyimize, bu iktidar hızlı trenle Sivas’ı boşaltmak istiyor(!), Çamlıcaya cami yapmaya bilmiyoruz neden gerek duydular(!) diyebilecek kadar zavallılaşan iç şer odaklarının ve onlara destek olanların kahroldukları gibi..!

Ülkemizde yerli ve milli imkânlarla üretilen, başta savunma sanayimiz olmak üzere yerli yapım pek çok hava aracımız elbette insanımızı heyecanlandırmıştır. TEKNOFEST’e 19 farklı alanda, 122 ülkeden, 81 ilden 50 bin yarışmacının katıldığını görünce İlk uçak yapma girişimcimiz Vecihi Hürkuş’u ve Nuri Demirağ’ı hatırlamamak mümkün mü? İlk yerli yapım Türk uçağımızın yapımına 1930 yıllarında Vecihi Hürkuşla başlanıldı. Mustafa Kemalin oluru ve varlıklı insanlarımızın maddi katkılarıyla.
 

Bu sırada Nuri Demirağ’ında devreye girdiğini görüyoruz. Nuri Demirağ demir gibi sesiyle haykırıyor; ‘’Benden bir şey istiyorsanız en mükemmelini istemelisiniz. Mademki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse benden tayyare isteyin, ben bu tayyare fabrikasını kurmaya talibim’’.

Nuri Demirağ 1936 da kolları sıvadı. Plân ve projeleri müteakip farikayı Beşiktaş’ta kurdu, binaları ve hangarları yaptı. Başta Rusya olmak üzere Almanya ve İngiltere’ye inceleme gezileri tertip etti. Yeşilköy’de oldukça büyük bir alanı satın alarak bir uçuş pisti yanı sıra Gök uçuş okulu ve tamir atölyesini kurdu. İlk Türk uçak ve plânör mühendisi Salâhattin Reşit’e ilk uçak ve plânör plânlarını çizdirdi ve 1936 yılında Nu.D-1936 tek motorlu ilk Türk uçağını yaptı ve uçurdu. 1938 yılında ise: Nu.D- 1938 ilk Türk yolcu uçağını yapmayı başardı. Bu uçakların motorları hariç tüm aksamları Türk tekniksiyen ve işçileri tarafından üretilmişti. NU.D-1938 yolcu uçağı saatte 325 Km. yapabiliyor, 160 beygir gücünde çift motorlu,1200 Kg ağılığında ve 700 Kg. yük taşıyabiliyordu. 3,5 saat havada kalabilen uçak 1000 Km kadar menzile rahatlıkla gidebiliyordu.

1944 yılında Dünya havacılığı yolcu uçakları (A) sınıfına alınan Nuri Demirağ’ın uçağı aynı zamanda askeri amaçlı bombardıman uçağına da çevrilebilecek kabiliyetteydi Uçak İlk seferini 26 Mayıs 1944 te İstanbul-Ankara arasında gerçekleştirdi. Uçakta 2 pilot yanı sıra Tasviri Efkâr gazetesi sahibi Ziyad Ebüzziya, Vatan gazetesi muhabiri Faruk Fennik ve Nuri Demirağ vardı. 9.45 te istanbul’dan havalanan uçak 1.5 saat sonra Ankara Etimesgut hava alanına başarılı bir şekilde iniş yapmıştı.

Ne yazık ki Bu uçak sanayi girişimimiz dış güçler yanı sıra iç şer ve satılmış güçler tarafından da hazmedilemedi. Bu gün hazmedilemeyen atılımlarımız gibi.! İktidardaki CHP Hükümeti de Batı dünyasının oyununa gelerek verdiği siparişleri iptal edip dışarıdan uçak almaya başlayınca Nuri Demirağ tezgâha yeni uçaklar koyamadı. Yeni sipariş de alamayınca çalışanların paraları da ödenemedi. Kısa zaman sonra Nuri Demirağ da rahmetli olunca tezgâhtaki uçaklar, mevcut motorlar ve tüm takım taklavat CHP devri saltanatında hurdacıya satılarak uçak yapma girişimimiz maalesef sonlandırıldı.

Dış güçler zaten bu sebeple CHP devrini özlüyor. Çünkü CHP ülkemizde yapılması planlanan her faydalı icraatın önünde bir takoz gibi duruyordu..! Halâ da öyle değilmi.?

Şayet Nuri Demirağ’ın uçak yapımı girişimi zamanında Tayyip Erdoğan gibi bir devlet başkanımız olsaydı durum böyle mi olurdu?

Bir Süleymaniye yapmak için bir Süleyman bir de Mimar Sinan lazımsa, şimdi anlaşılıyor ki, Türk uçak sanayi için, Türk motor sanayi için, hülasa ülkemizin muasır milletler seviyesinin üzerine çıkması için de vatanperver girişimcilerin yanı sıra bir de Tayyip Erdoğan lazımmış demeden edemiyor insan..