Hey gidi günler hey.. 
Vehayutta 'geçmiş zaman olur ki hayali cihana değer' denilir ya. 
İşte öyle denilecek günlerden biri bugün benim için. 
Trabzonspor ile bugün oynayacağımız kupa maçı geçmişe götürdü beni.
Tam 38 yıl öncesine.
Balıkesirspor'un bugünkü adıyla süper lig olan 1. ligdeki yıllarına.
Fırtına gibi geçen bir 1974-75 sezonu ve ardından gelen şampiyonluk.
Kentteki hava daha dün gibi gözlerimin önünde.
Beşiktaş maçıyla  "Bismillah" diyerek başlamıştık o dönemin süper ligine.
Stadı girdiğimde sabahın 9'uydu. 
Maç ise 17.30'da başlayacaktı. 
Ramazan ayıydı. Hava sıcak mı sıcaktı.
Tribünler erken saatlerde tıklım tıklım dolmuştu.
Saatlerce o sıcağın altında, Balıkesirspor taraftarının dilinden düşmeyen ve Atatürk stadını inleten"Dol karabakır dol" türküsü eşliğinde maçın başlamasını bekledik.
Talat Tokat'ın yönettiği maç başladığında yer yerinden oynuyordu. 
İlk yarısı golsüz bitti. İkinci yarıda 1-0 mağlup duruma düştük. Yenileceğimiz aklımızın ucuna bile gelmiyordu. Nitekim, sağdan ve soldan gelen ortalara o küçük boyuyla dev gibi yükselen Özer Umdu eşitliği sağlıyordu. 
Galip gelebileceğimiz bir maçtı ama, yenisi olduğumuz ligde Beşiktaş gibi bir takıma karşı ilk maçta beraberlik almak iyi sonuçtu. Galip gelmiş gibi sevinmiştik nitekim.
İkinci maçı sabırsızlıkla beklemeye koyulmuştuk.
Rakip, bugünde kupada konuk edeceğimiz Trabzonspor idi. 
Balıkesirspor sahaya kalede Bülent, geri dörtlüde Mustafa, Kazım, Bülent, İsmail, orta alanda Kamuran, Gediz, Veli, sol açıkta Sabri, sağ açıkta Reşit ve forvette Özer onbiriyle çıkıyordu.
Trabzonspor'un kadrosu ise, isimlerini Trazbon tarihine yazdıracak futbolculardan oluşuyordu.
Şenol Güneş, Cemil, Necati, Turgay, Ali Yavuz, Tuncay, Kadir, Bekir, Hüseyin, Mehmet ve Ali Kemal..
Geçtiğimiz günlerde kalp kirizi sonucu yaşamını yitiren 1461 Trabzon'un teknik direktörü Kadir Özcan da maçın kadrosunda yer almıştı.
Çok iyi oynadığımız ve golsüz biten maçta Trabzonspor'u elimizden kaçırıyorduk!
Ne Trabzondu ama, o yılların Trabzon'u.
Fener, Galatasaray ve Beşiktaş efsanesini bitiren kadroydu.
Ar arda beş sezon şampiyonluğu kazanan ve Türk futboluna adını 4. büyük olarak yazdırdığı dönemlerdi.
Balıkesirspor'da aslında çok iyi bir başlangıç yapmıştı lige.
Üst üste 3 beraberlik, ardından Adana Demirspor galibiyeti.
Fenerbahçe'ye deplasmanda kaybederken, Bursa, Göztepe ve Galasataray galibiyetleriyle çıkışa geçiyorduk. 
Ligin ilk devresini de iyi yerde bitiriyorduk.
Küme düşeceğimiz camiada tek bir Allah'ın kulunun aklına bile gelmiyordu. 
Ne olduysa oldu, futbol ilahları devreye girdi, kurban edildi Balıkesirspor!
Ligin son maçı da bugün gibi gözlerimin önünde.
Unutmak ne mümkün o maçı.
Adanaspor ile oynuyoruz deplasmanda. 
Maçın henüz ilk dakikasında 1-0 öne geçiyoruz. 
Dönemin meşhur hakemi Doğan Babacan yönetiyor maçı.
Uyduruk penaltılar yaratıyor aleyhimize.. Ve maçı 6-1 kaybediyoruz. 
Sonrası malum..
Beşiktaş yırtıyor!
Galatasaray gibi bir takımda, ligin sonundaki Göztepe'ye 2-0 yenilerek Balıkesirspor'un küme düşmesine yardım ediyordu!
Nereden nereye geldik.. Girmeyelim şimdi o mevzulara.. Malum şike olayları henüz gündemdeki yerini koruyor. Çıkamayız sonra işin içinden. 
Sözün özü;
Balıkesirspor bizim için her şey ama, Balıkesir için daha büyük anlam ifade ediyor. 
Kıymetini bilmek gerek.
Futbol sadece bir oyun değil çünkü.
Çok yönlü bakmak gerek.
Bugün televizyonlarda maçları canlı yayınlanıyorsa, gazetelerde boy boy haberleri yer alıyorsa  Balıkesirspor'un, bunun en büyük artısı Balıkesir'edir.
Daha iyi yerlerde olması için elleri taşın altına sokmak gerek. 
Bilmem anlatabildim mi?
Maça gelince..
Yenmekte var, yenilmekte. 
İki takım tarihindeki ilk maçı 4-2 kazanmışız. 
Bugünde kazanarak tarihi tekerrür ettirebiliriz. 
Kaybedersek de hiç üzülmeyiz.
Trabzonspor'a karşı oynamakla kazanan zaten Balıkesir ve Balıkesirspor..
....