31 Mart 2024 seçimlerinde 27 Mart 1994 seçimlerine benzer sonuçlar bekliyorum.

CHP "kale" gibi gördüğü bir çok ilde seçimi AK Parti'ye karşı kaybeder.

Balıkesir için öngörüm;

Büyükşehir'de Yücel Yılmaz,

Karesi'de açık ara Dinçer Orkan,

Altıeylül'de zorlansa da AK Parti adayı Mesut Eray kazanır.

Gönen, Manyas, Susurluk, Gömeç'te yönetim el değiştirir.

Bandırma ve Edremit gelişim için "değişim"i hak ediyor.

Edremit'i kestiremiyorum, ama Bandırma'da Cemal Öztaylan'ın seçilmesi sürpriz olmaz benim için.

Bir sürpriz de Marmara Adası'nda yaşanabilir! Seçmen mevcut başkana “ayar” verebilir!

Dursunbey, Kepsut, İvrindi, Havran, Sındırgı rekor kırarak devam eder. Bigadiç'te ise, değişim bekleyen hayal kırıklığı yaşar. İsmail Avcu'nun yaptığı işleri görenler, bunun devamı için AK Parti'den şaşmaz. Hizmet noktasında “sıkıntılı” bir dönemi geride bırakan Savaştepe'de bayrak el değiştirirse de şaşırmam.

Baskanlar Sondurum

CHP'nin en rahat olduğu yerler şu an için Ayvalık ile Burhaniye görünüyor.

Kendi içerisinde gizliden gizliye büyük kavgalar yaşayan muhalefet partisi, bu yerel seçimi kendi arasında bir rövanşa, hesaplaşmaya dönüştürürse siz de şaşırmayın.

Bunlar benim öngörüm.

Sizler farklı düşünüyor olabilirsiniz, saygı duyarım.

Hem şunun şurasında kaç gün kaldı ki milli iradenin tecelli edecek olmasına.

Bizler ne dersek diyelim, anketler hangi rakamları verirse versin, sosyal medya mecralarında her ne siyasi mühendislik yapılırsa yapılsın, özgür iradesine sahip çıkacak millet söyleyecek son sözü.

Bize sadece saygı duymak kalacak.

Amma velâkin bir de şu gerçek var hatırlatılması gereken;

Büyükşehir ile uyum içerisinde olunmazsa Balıkesir'in bir yakası Mersin'e, diğer yakası tersine gider!

Bir beş yıl sonrasında “Hanya'yı Konya'yı görecek” olan vatandaş çektiği çileyle kalmaz, bir 10 yıl da geriye döner. Balıkesir'in 2009'da yaşadığı hüsranı yaşar, Seçimin ertesinde güne uyandığında; “Allah'ım böyle bir aptallığı biz nasıl yaptık.” dediği gibi onulmaz bir acı, bir pişmanlıkla bir ömür yaşar.

Öfkeyle yola çıkıp sonra düşünmektense, önce düşün sonra kararını ver. O zaman ettiğin aptalca tercihler yüzünden pişmanlık duymazsın ey benim kıymetli Balıkesirli kardeşim.

Beni yakinen tanıyanlar isimlerle işimin olmadığını, asıl meselemin “Balıkesir” olduğunu bilir.

O sebeple aleni diyorum ki, ilçeleri hangi partinin (ki büyükşehirle uyumlu olmasını isterim) umurumda bile değil.

Şunu bilir, şunu söylerim;

Büyükşehir, kadim şehir Balıkesir'in 1950'li yıllardaki gibi birinci sınıf iller arasındaki yerini alması, hayallerini gerçeğe dönüşmesi yolunda “Amiral gemisi"dir.

Bir medeniyet projesidir Büyükşehir.

Son 10 yıldaki rotasının değişmemesi şart.

Elbette mevcut yerel yönetimi pek çok başlık altında eleştirmek mümkün.

Adeta parlatılmamış pırlantaya benzettiğim Balıkesir için bugüne değin yapılan işlere baktığımızda, geleceğe dair vizyon konulmasında ve potansiyelin yönetilmesinde en güçlü aktörün yine Yücel Yılmaz olduğunu görüyoruz.

Sözüm Balıkesirli kardeşlerime,

Mevcut yönetimde birilerine kızıyor olabilirsin.

Şuna sandıkta bir ders vereyim” diyebilirsin.

Saygı duysam da sana “Bu seçim o seçim değil”.. hatırlatmasında bulunmak isterim.

Pire için yorgan yakmaya kalktığında, belki kişisel egonu tatmin etmiş olacaksın, ama tüm şehri cezalandıracağını da unutma.

Herkes bunu çok iyi düşünsün.

Bu seçim, Balıkesir'in hangi hedefe gideceğine karar vereceğimiz bir seçimdir.

Türkiye'nin önünde yeni hedefler var, Balıkesir de yerinde saymamalı. “İşinin delisi” isimler sayesinde “ezikler kulübü”nün üyesi olmaktan çıkan Balıkesir'in meselelerinin seçim sandık hesabı yaparak çözülemeyeceğini geçmişte canlı örnekleriyle görüp yaşadık,

31 Mart 2024 Büyükşehir seçimleri Balıkesir tarihinin yaşacağı en kritik seçimdir. Sonuçları 20 ilçesiyle birlikte Balıkesir'in geleceğini belirleyecektir.

Balıkesir'in geleceği, siyasetin becerisine, yönetim kadrolarının vizyonuna bağlıdır.

Balıkesir'i diğer şehirlerle rekabet edebilme gücüne sahip olması gerekiyor. Eğer gelişemezsek, ilerleyemezsek geri kalırız.

Minik bir örnek vereyim hemen.

2004'te Sabri Uğur başkan seçildiğinde, birlikte Organize Sanayi Bölgesi'ne gittik.

Arazisinde koyunlar, inekler otluyordu. Hayallerini anlattı. Dönüşte, yönettiğim gazeteye “25 bin işçi aranıyor” manşetini atmıştım. O gün bizleri “hayal görüyorsun, milleti kandırıyorsun, yalaka.. yandaş..” vb. ifadelerle alaya alanlar, bugün OSB'de 25 bin işçinin çalıştığını gururla anlatıyor.

Demem şu ki,

Ya Sabri Uğur vizyonuyla yola devam edeceksin, veyahut mevcut potansiyeli ıskalayacak, ahla vahla geleceğini geçirmekle kalmayacak, çocuklarının, torunlarının geleceğini de çalacaksın.

Tercihini yapmadan, iyi düşün ve kararını ona göre ver. 

Yoksa; "ah keşke elim kırılaydı" demek hiçbir mana ifade etmiyor!

Anlatılanlara değil, yapılanlara bakarak kararını ver.

Unutma, tercihin senin kaderinle birlikte çocuklarının ve şehrin geleceğini belirleyecek.

Bu vesileyle, arkadaş sohbetlerinde sıklıkla dillendirdiğim bir konuyu sizinle de paylaşayım.

Büyükşehir olan illerde ilçe belediye başkanlıkları kaldırılmalı.

Tıpkı günümüzde kırsallar hariç mahalle muhtarlıkları nasıl işlevsiz hale geldiyse, ilçe belediye başkanlıkları da Büyükşehirler için "pranga" vazifesi görmesi sebebiyle gereksiz.

Bunun en aleni örnekleri bu dönem Bandırma'da yaşandı. Büyükşehir ile ilçe belediyesi arasındaki uyumsuzluk bir çok hizmetin gerçekleşmesini engelledi.

Bence sistem şöyle olmalı;

Büyükşehir belediye başkan adayları, hangi ilçeyi kiminle yöneteceğini ilan ederek kabinesi gibi tanıtmalı.

Seçilen, Balıkesir'i  "A Takımı" diyebileceğimiz kadrosuyla yönetmeli.

Böylece hem "muhalif olduğumuz için hizmet gelmiyor.." veya "şu ilçeye çok yatırım gitti, biz üvey evlat mıyız.." serzenişleri ortadan kalkar, hem planlı programlı bir çalışma olur, hem de kaynak israfının önüne geçilir.

Diyorsanız "biz zenginiz, har vurup harman savurmayı severiz.." sıkıntı yok.

Bir yüz yılda böyle gitsin.

Batmayız nasıl olsa!

Selametle...