BUGÜN Türkiye’de önceki anayasa girişimleri ya da çözüm süreci gibi bütünüyle yanlış ve zararlı politikalardan ders alınarak bölücülüğe ve federatif başkanlık sistemine tamamen kapıları kapatan bir anayasa değişikliği yapılmaktadır. Böyle bir değişikliğe Türkiye’nin ihtiyacı vardır. Çünkü mevcut sistem tıkanmıştır. 
2007’de Cumhurbaşkanını halkın seçmesini getiren anayasal düzenlemeyle birlikte sistem içinden çıkılamaz hale gelmiştir. 
Kenan Evren’den daha fazla yetkiye sahip cumhurbaşkanının bugünkü uygulamalarını engelleyecek ya da denetleyecek hiçbir mekanizma sistemimizde mevcut değildir. 
Yapılan düzenleme ile Cumhurbaşkanının sınırları, yetki ve sorumlulukları tanımlanmaktadır. Sınırsız yetki ve sıfır sorumluluğa sahip cumhurbaşkanı yerine, hem yargı ve Meclis tarafından sorgulanabilecek hem de millet karşısına yapılan işin sahibi olarak çıkarak hesap verecek bir Cumhurbaşkanı getirilmektedir.
***
YENİ SİSTEM MHP’Lİ
CUMHURBAŞKANI ÇIKARIR
HALK oyuna sunulacak yeni düzenlemeyle yasamanın yürütme üzerindeki denetim mekanizmaları korunuyor. Kuvvetler ayrılığı korunmakta, devlet içerisine yerleşmiş vesayet odakları temizlenmektedir. 
Kuvvetli ve hızlı icra için yürütmedeki çift başlılık sona erdirilmektedir. Yürütme artık yasamanın içinden çıkmayacak, mevcut parlamenter sistemin bütün partileri orada temsil edilecektir.
Atatürk’ün mirasını ye-mekten başka bir maharet gösteremeyen CHP’nin hırçınlığı, milletten uzak HDPye yakın mevcut yapısıyla devlet idaresinde olamayacağını iyi bilmesindendir.
Hayır cephesinin temenni ettiği gibi yeni sistemde yok olacak olan MHP değil, bizatihi kendi köksüz ve çürümüş ideolojileridir..
Yapılmamış seçimlerden peşinen korkmak CHP âdetidir. Çünkü milletin vereceği cevap bugünden bellidir.  
Şimdi burasını çok iyi ve dikkatlice okuyun lütfen.
Türkiye’nin milliyetçi, mukaddesatçı ekseriyetini temsil kabiliyetine sahip ülkücü hareket, sistem ne olursa olsun Türkiye’yi yönetme iddiası hep olacaktır. 
Yeni sistemde CHP cumhurbaşkanı çıkaramayacağını düşünse bile MHP çıkarabilecektir.
...
“Hayır” demeyi düşünen ülkücü varsa eğer,
MHP’nin ‘EVET’ diyerek bugünü değil, geleceği şekillendirmek istediğini de aklının bir kenarına yazsın derim. 
***
YA KAHRAMAN OLACAKSINIZ
VEYAHUTTA ÇERKEZ ETHEM..
Anayasa değişikliği ile MHP’nin yapmak istediği çok net. Devletin bekasını güvenceye almak ve güçlendirmek, devleti tehditlere açık hale getiren fiili açmazları ve sistem krizini sonlandırmaktır. 
Bugünkü sistemde yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı bütünüyle elinde tutan ve üstelik hiçbir şekilde yargılanamayan bir cumhurbaşkanını dert etmeyenlerin yeni düzenlemeye hazımsızlıklarının asıl sebebi, milli üniter yapının korunmasıdır. 
15 Temmuz darbe girişimiyle açığa çıkan başka devletlere hizmet eden hainlerin temizlenmesi, o güne kadar uygulanmış hatalı politikalardan dönülmesi, devletin yeniden yapılandırılması iradesi bugün ortaya konmakla kalmadı fiiliyata geçirildiği âşikardır.
Önemli olan bugün milletimize ve devletimize yönelik kuşatmayı kıracak, gelecek nesilleri koruyacak hangi tedbirlerin alındığıdır. 
***
Ülkücü hareketin Balıkesir’deki lideri Sıtkı Şeremetli'nin kader arkadaşı olarak tanıdığım MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevkat Çetin, neden ‘evet’ denilmesi gerektiğini böyle özetliyor. 
Çetin, MHP’nin söylemlerinde bir çelişki bulunmadığını “Dün çözüm ortaklığına ve HDP ile yapılan bölücü anayasaya hayır diyorduk, bugün MHP imzası bulunan milli üniter yapının korunduğu anayasaya EVET diyoruz.” ifadesiyle açıklıyor.
Ülkücülerin uzun ve çetin bir mücadeleyi göze almış bilinçli insanlar topluluğu olduğuna dikkat çeken Çetin, yol her çatallaştığında şaşıranlara da şu hatırlatmayı yapıyor:
"
Milli mücadelenin kahramanı olmak yerine hırslarına yenik düşerek Yunan’a hizmet eder hale gelen Çerkez Ethem ibretlik bir örnektir.”
...
Türkiye yol ayrımındadır. 
Ya ileriye gidecek, ya yerinde sayacak, ya da sistem çökecek. 
Kısaca geleceği oylayacağız. 
İşte bu yüzden tek bir Ülkücünün bile HAYIR deme lüksü yoktur!
...
----------GÜNÜN SÖZÜ-------------
İnancın yere düşerse silahın da yere düşer.