27 Mayıs 1960 Darbesi, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın şaibeli ölümü, 15 Temmuz darbe girişimi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını beyazperdeye taşıyacak olan “Uyanış” başka noktalara taşıdı beni. 
Gazeteciler Cemiyetinde lansmanı gerçekleşen filmin yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlenen Ali Avcı’yı dinlerken, sinemanın en büyük hayat okulu(!) olduğuna karar verdim.
Anne, babalarımızın.. Büyüklerimizin veya öğretmenlerimizin bize 8-10 yılda öğretemediklerini, 80-90 dakikalık bir filmle tüm hayatımıza nakış gibi işlendiğine olan inancım arttı. 
Bir Yeşilçam filmlerini gözümün önüne getirdim, bir de Amerikan filmlerini.  
Çocukluğum ve  gençliğimden aklımda kalan ciddi bir Türk yapımı film yok!
Hatırladıklarım Hababam, De babam tarzı! 
TV dizilerine bakıyorum. Al birini vur ötekine diyesim geliyor. 
Reyting yapanlara bakın, hemen hepsinin  bizim örf adetlerimizle, gelenek göreneklerimizle ilgisi yok.
Dahası dini, milli, manevi değerlerimizi hiçe sayıyor. 
Algı manipülatörlüğünde sınır yok. Kurtlar Vadisinden Çocuklar Duymasına kadar çok örnek verebilirim buna. 
Neyse ki, 100. yılına “Uyanış”la giriyor Türk Sineması.. Bu  sevindirici...
***
TABULARI YIKMANIN ZAMANI GELDİ, GEÇİYOR!
“Amerika sadece filmlerini ihraç etmekle  ilgilenmez. Amerika yaşam biçimini de ihraç  eder.” ilkesiyle çalışan Hollywood'da bir film için 500 milyon dolar harcanabiliyor!
Harry Potter, Teşkilat, Rambo, Yurttaş Kane, Er Ryan’ı Kurtarmak, Cesuryürek..  
Bunlar gibi daha nice Hollywood yapımı film var milyarlarca insanın beynine nakış gibi Amerikan rüyasının işlendiği. 
Aslında çok önemli olan çizgi filmleri saymıyorum bile.
Türk Sineması deyim yerindeyse sıfırdan başlıyor. “Uyanış” bunlardan sadece biri. Bunu çekecek olan yönetmen Ali Avcı diyor ki; 
Mehmet Akif diyoruz, bir filmi yok. Bir Necip Fazıl’ın, Adnan Menderes’in, Turgut Özal’ın, Süleyman Demirel’in filmi yapılmamış. Atatürk’ün bile doğru dürüst filmi yok. Hz.İsa için yüzlerce film yapılmış. Peygamber Efendimizin hayatını anlatan film neredeyse yok. Olanlara lâf atıyoruz!  Amerika’da sinema sektörünün Hollywood’a harcadığı para, silaha yapılan yatırımın üç katı.
Bu şu demek oluyor; 
Bir film silahtan çok daha etkili.. 
O zaman, milli sinema desteklenmeli..
***
BALIKESİR’İN YİĞİTLİĞİ SİNEMAYA TAŞINIR MI?
KONU sinema olunca ister istemez Kuva-yi Milliye Başkenti Balıkesir’in değerleri de geliyor akla. 
Çanakkale Zaferi’nin efsane kahramanı Koca Seyit geliyor. 
İşgale karşı ilk silahlı direniş kararını alan 41 Bayrak Adam geliyor.
İstiklal Marşını yazması için Mehmet Akif’i teşvik eden Hasan Basri geliyor.
Bunlar hemen benim aklıma geliverenler. 
Diyorum ki, 215 kg’lık mermiyi sırtlayıp top kundağına yerleştirdikten sonra tek başına İngiliz zırhlısı Ocean’ı alabora eden Seyit Onbaşı’yla başlayıp, ‘41 Bayrak Adam’la devam eden... Hasan Basri Çantay ve Vatan Şairi Akifle finali yapılan bir film, bir belgesel yakışır mı Kuva-yi Milliye Kenti Yiğit Balıkesir’e?
Yakışır diyenler, bu yazıyı kesip saklasın. Günü geldiğinde ‘Şehr-i Emin’in masasının üzerine koysun.
***
-----------------GÜNÜN SÖZÜ----------------
Kültür her şeyi okuyup unuttuktan sonra, aklınızda kalandır!
23 Ocak 2017