Farkında mısınız eskiden günler ne kadar uzundu, zaman geçmek bilmezdi.
Ayağımızı yerden kesen araçlarımız, birbirimizle haberleşmek için telefonlarımız, dünyanın en büyük kütüphane sindeki bilgilerin içine sığdığı bilgisayarlarımız yoktu.
Çamaşır elde, bulaşık elde yıkanır, bebeklerin altı patiska bezler ile bağlanırdı.
Elektrikli yerine kömürlü ütü, elektrikli süpürge yerine şimdi kilerin unuttuğu süpürge otundan yapma süpürgeler vardı.
Doğal gazımız yok sobalarımız, gazlı ocaklarımız vardı.
Traktörlerin yerinde öküz arabaları, biçerdöver ile bir günde yapılan harman ancak bir ayda yapılırdı.
Eskiden her şey doğaldı, domates kavun karpuz, buğday, bütün yeşillikler,meyvelerin tadı bir bambaşkaydı.
Hormon diye bir şey bilmez dik, kırk beş günde büyüyen tavuklar o zaman, ancak 6 ayda yenecek hale gelirdi.
Sütün tadı başka, yoğurdun tadı bambaşkaydı. Yağmur bile eskisi gibi yağmaz oldu artık.
İnsanlar bile hormonlu, iki yüzlü, dostluk diye bir şey kalmadı. Çünkü insanların bir birine ihtiyacı azaldı,artık komşu komşunun külüne muhtaç değil. 
Şu ana gelirsek her şeyimiz var, adeta yok yok. Hayat çok kolaylaştı, bizim yerimize artık makineler iş görür hale geldi.
Artık bizim zamana, vaktin uzunluğuna ihtiyacımız kalmadı. O yüzden saatler dakika, günler saat, haftalar gün, aylar hafta, seneler adeta aya dönüştü.
Eskiden heyecan vardı, bir şeye ulaşmak için duyulan istek, elde edince yaşanan mutluluk vardı, insanlar küçük şeylerle sevinmesini bilirdi.
Eskiden insanlar okurdu, yazardı, sohbet ederdi, kibirli İnsan elin parmakları kadar azdı. Vicdan denilen bir kavram vardı,
Allah korkusundan insanların yürekleri sızlardı.
Eskiden insanlar ağlardı yufka yürekli idiler, gülüşleri sahte değildi, insanlar birbirinden daha emindi, haksızlıklara adaletsizliklere karşısında bananecilik yoktu.
Ben daha cesurdum, siz daha cesurdunuz eskiden çok eskiden. Ne kadar acayip değil mi, benim neslim 40 senede nereden nereye geldi,sanki bizler geçmiş zamandan ışınlanmış insanlarız
Üzülüyorum şimdikilere, bizler o kadar çok şeyler gördük ki, şimdikilerin için hayat ne kadar anlamsız,ne kadar boş. Kendimizi bildiğimizden bugüne gördüklerimiz, yaşadıklarımız her şeyiyle dolu dolu huzurlu,mutlu heyecan vericiydi. 
Galiba eskiyen yıllar değil,bizleriz. Deseler ki o günlerde mi doğmak isterdin,yoksa bugünlerde mi. Ben yine o günlerde doğmak isterdim, 50 seneye sığan gördüklerimle, yaşadıklarımla, bugün hızla geçen zamana bakarsan, 250 sene gibi yaşanmış dolu dolu bir zaman.
Ben eskiliğimden de eskimişliğim dende de, soyu tükenmekte olan insanlar sınıfında yer almaktan da, bu dünyaya garip gelip garip gidecek olmaktan da mutluyum.
Hey sizlere sesleniyorum,başlarını deve kuşu gibi toprağa gömen,ahireti unutup dünyaya sımsıkı sarılanlar hayırlı işler.
Allah'ım bu tip insanlara hesabını yapamayacakları kadar bol bol helal haram,cimriliklerinden yiyemeyecekleri para, torunlarının torunlarına bırakacaklar parsel parsel tarla,,evler bina, daha yıllarca siyasette, makamlarda mevkilerde oturacakları sağlık, hayallerini gerçekleştirecekleri güç, derman,uzun hemde çok uzun bir ömür, etraflarında Allah'a kul olmayı unutup,yalakalık uğruna,geçici dünya uğruna kula kul olan insanlar nasip eyle.

Biz işte geldik işte gidiyoruz
Ahirete talip olduk biz dünyayı sizlere bırakıyoruz.
Kimisine Allah dünyada verir mal mülk saltanat,
Kimisine ahirette merhamet eder 
Orada sarar sarmalar olur kol kanat
Dünya dünya dedikleri geçici çok kısa bir hayat, 
Ahirette mutlu huzur dolu,garipleri bekliyor sonsuz bir hayat