AB’nin yasama organı Avrupa Parlamentosu, Türkiye-AB arasındaki üyelik müzakerelerinin geçici olarak durdurulması yönünde karar aldı biliyorsunuz. 
Zerrece kıymeti harbiyeye sahip değil bizim açımızdan bu karar. Reis-i Cumhur ta en başında ilân etti bunu.
Zaten bizi AB’ye falan alacakları yok. Ne kendileri inanıyor buna, ne de biz.
Derdi başka bunların.
Bu bizden istedikleri şu dört şeyden belli:
Bir: Olağanüstü hali hemen sona erdirin.
İki: Kanun Hükmünde Kararname yapmayın.
Üç: Terörle mücadele yasalarınızı değiştirin.
Dört: Başkanlık Sistemini unutun!
Gerçi bu sonuncusunu telâffuz etmekten imtina ediyorlar ama, gerçekte işin püf noktası burası.
Bunlar halkın kendisini nasıl yöneteceğine kendisinin karar vermesinden rahatsızlık duyuyor. 
İstiyorlar ki, Türkiye istikrarlı bir ülke olmasın, ayaklarının üzerine basamasın.
İşte sırf bu yüzden aba altından sopa gösteriyorlar.  
Şu son karar bile, Avrupa Birliği’nin gerçekte demokrasi ekseninden nasıl kaydı-ğını gösteriyor oysa. 
Bunların demokrasiyle falan ilgisi yok. Öyle olsa Türkiye'nin iç içlerine bu kadar çok burunlarını sokarlar mıydı?
Recep Tayyip Erdoğan'ın dik duruşu sayesinde Avrupa Birliği’nin gerçek yüzünün görülüyor olması, demokratik dünya adına çok büyük kazanımdır aslında.
Sindiremedikleri de bu nokta zaten. Tayyip Erdoğan oyunu bozduğu için her türlü geliyorlar üzerimize. 
Gezi süreci ile başlatılan Türkiye'yi istikrarsızlaştırma çabaları, şimdi de ekonomi üzerinden yapılmaya çalışılıyor. 
Birlik olursak, yedi düvel karşımıza dikilse vız gelir, tırıs gider! 
15 Temmuz bunun göstergesi değil de nedir? 
***
Hem ne diyor Sezai Karakoç üstad;
Sevgili 
En sevgili 
Ey sevgili 
Uzatma dünya sürgünümü benim 
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır 
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır 
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır 
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır 
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır 
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır 
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır 
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır 
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır 
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır 
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır 
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır 
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır 
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır...
***
SORUN BAKALIM TÜRKLER NE İSTİYOR?
Kardeşlerim,
Türkiye üzerine oynanan oyunda asıl mesele ne biliyor musunuz?
İşte şu:
Türkiye şu anda dünyanın 17. büyük ekonomisi. Arabistan'dan daha büyük.
Askeri kapasitesi, İngiltere hariç Avrupa nın en iyisi. Almanları sadece bir öğleden sonra içerisinde, Fransızları da eğer ortaya çıkma cesaretini gösterirlerse bir saat içerisinde bitirebilirler. 
Geçen 1000 yıl içerisinde her ne zaman bir İslam Birliği olduysa, bu Türk gücü çatısı altında oldu. 500 sene Osmanlı yönetimiydi. Bu süreçte Araplar hep arka planda yer aldılar. Türkler bir düzen kurdular. 
Son 100 yılda Türkler daha önce hiç bulunmadıkları bir durumdaydılar. Önce et-rafları Avrupalılar tarafından çevriliydi, sonra Ruslar ve Amerikalılar..
Ama Amerikalılar gidiyorlar, Ruslar artık geri gelmeyecek, İngilizler başka şeylerle meşgul. Türkiye birden kanatlarını açmaya başlıyor.
Bölgede hiçbir politik müzakere yok ki, tartışma sonunda 'Türkler ne istiyor' sorusuna gelmesin...
İşte meselenin özü bu kardeşlerim. 
Bunları söyleyen öyle sıradan biri değil. Ağzından çıkan her kelimesi dünyanın her ülkesinde ciddiye alınan bir isim dile getiriyor bunu.
Dr. George Friedman. Geçenlerde “Önümüzdeki 100 yıl: 21'inci yüzyıl için öngörüler” adı altındaki kitabından da bazı alıntılarda bulunarak aktarmıştım size anımsayın. 
ABD istihbaratının ve Strafor’un bir numaralı ismi söylüyorsa bunları, Türkiye üzerine oyun üzerine oyun oynamaları normal değil mi?
***
Kardeşlerim oyun büyük.
Gezi.. 6-8 Ekim.. 17-25 Aralık.. Bunlar tutmadı. 
15 Temmuz’la büyük oynadılar yine olmadı.  
Şu anki aşama ekonomik darbe teşebbüsü.
Ne yaparlarsa yapsınlar.. Diz çöktüremeyecekler.
İstediklerini elde edemeyecek olan bu AB/D güçlerinin en sonunda gelecekleri nokta:  “Sorun bakalım şu Türkler ne istiyor?” olacak..
Yazın bunu bir kenara... 
---------------günün sözü---------------
Üzülme davanın  sahibi Hak'tır! Hak olan davada  zafer muhakkaktır. (Necip Fazıl)