Biliyorsunuz 5 yıl önce kolon, 1.5 yıl önce ise akciğer kanserine yakalandım.
Kolay pes eden biri değilim. 
Yaşamımın hiç bir anında kolaya kaçmadım, belden aşağı çalışmadım. Kuyu kazıp yerin dibine girmeyi değil, zirveye tırmanmayı seçtim.
Hurufat kasalarının dibinde büyüdük, teknolojiyi gördük, Allah nasip eyledi, dünden bugüne tarihini de yazdık.
Ferhat'ın Şirin'ine kavuşmak için dağları deldiği gibi, mücadele ede ede Ramazan Demir olduk.
Bendeki bu azim ve mücadele ruhu, önce kolon kanserini yedi-bitirdi, sonra en belalı türü akciğer kanserine müthiş bir tokat attı
Tabi ki tüm bunlar Allah'ın yardımı ve işinin ehli hekim kardeşlerimizin desteğiyle oldu.
Kanserle mücadeleyi başarabilen ben, ne yazık ki şahsıma karşı duyulan sevgi karşısında ne yapacağımı bilemiyorum. Müthiş yoğunluktaki ilgi ve alaka rahatsız ediyor, bunaltıyor beni. 
***
Bu kadar çok sevmeyin beni yahu...!
Yetişemiyorum hepsine, her ne kadar tek tek kucaklamak istesemde yetemiyorum hepsine birden.
Tek tek gelin desemde, gecenin karanlığında beslenmeye çıkan yarasalar gibi üşüşüyorlar çevremde.
Malum akciğerin yarısı olmadığı için, bana hayranlık duyanların oluşturdukları sevgi cemberi içerisinde boğuluyorum!
Yeter.. yeter.. yeter!
Bu kadar çok sevmeyin beni yahu...! diye haykırmak istiyorum ama...
Tasavvuf şiirinin en önemli temsilcisi Yunus Emre'nin;
"Yaratılmışı severim, yaratandan ötürü" deyişi cınlatıyor kulaklarımı..
Allah sevgisini kalbinde yaşayan,  cennet için değil, onun sevgisine erişebilmek için uğraş vererek, ömrünü bu yola adayan Yunus Emre dediyse bu sözü bir bildiği var diyerek..
Hoş görüyor, seviyorum yaratılmış yaratıkları..
Yunus'un affına sığınarak şunu söylemek istiyorum sadece; 
Beni kanser değil ama, bu yaratıkların sevgisi öldürecek!
***
Saygıyı geçtim..
Saygısızlara geldim..
.
Saygısız biz gazetenin saygın yazarı, medyanın durumunu işlediği "Basını böyle teslim alıyorlar"  yazısında, "teslim alınmış gazetecilere" Balıkesir Basınını ve bizi örnek göstermiş.
Aradık telefonla,konuştuk. Saygı çerçevesinde neyin nasıl olduğunu anlattık. 
Anadolu'da gazeteciliğin İstanbul ve Ankara'dan bakıldığı gibi yapılmadığını söyledik.
Kalemini teslim eden gazete ve gazeteciler görmek istiyorsa burnunun dibindekilere bakmasını istedik. 
Halkın sözcülüğüne soyunup halkın seçtiklerine küfür edenleri, emperyalist güçlerin tetikçiliğini yapanları hatırlattık. 
Kendi adıma, ülke ve dünya görüşünü benimsediğim siyasi partiyi de desteklemekten gurur duyduğumu ilettim saygılı yazara.
Sıkıntı olmadığını, yazdıklarının beni şaşırtmadığını, aksine küfür ve hakaret etmeyi, çamur atmayı, kişi ve kurumları hedef göstermeyi halkın sözcülüğü olarak gören bir gazeteye yakışabileceğini ifade ettim.
Saygı duydu söylediklerime.
Kendisine elektronik posta aracılığıyla gönderdiğim mektubu okumasını rica sevgi ve saygılarımı sundum. 
Saygı bu diyecek başka bir söz olmaz. 
***
Uyanın kardeşlerim
Büyükşehir olduk, büyükşehir!
Peki, "mal bulmuş mağribi gibi" sozcüye sarılıp içlerindeki kin ve nefreti kusarak kendilerini pisletenlere ne demeli?
Milli Birlik Projesi kapsamında gerçekleştirdiğimiz ve ülke genelinde yankı bulan, alkış alan Güneydoğu halkı ve o bölgedeki meslektaşlarımızla kucaklaştığımız geziyle ilgili  fotoğrafları, sanki gizli kapaklı bir iş yapmışız gibi servis edenlere  ne demeli?
Biliyorum beni çok seviyorsunuz. 
Bu nedenle böyle davranıyorsunuz.
Çok sevdiğinizden tedavi sürecimde "nasıl olsa ölür" diyerek cenazemi kaldırmadan yerime kimin geçmesi gerektiğine bile karar verip, ekibi kurdunuz.
Böylesine bir sevgi karşısında ne diyebilirim ki size.
Nasıl öderim bu sevginin karşılığını inanın bilemiyorum. 
Fikriniz varsa, yardımcı olun lütfen.
Uyanın kardeşlerim. Büyükşehir olduk, büyük şehir. 
Sizin yaptığınız işler küçük, minik, ufak, beyinsiz, zihinsizlerin yapacağı işler. 
Büşükşehrin küçük insanları dedirtmeyin kendinize.. Balıkesir gibi coğrafi yapıya sahip bir ilin insanlarına böyle denilmesi yakışmaz. Bizde yakıştıramayız..
Bakın hem ben yaşıyorum. 
Ölmedim!
Sizin sevgi öldüresiye bir sevgiyse, hemen tez elden Allah'a sığının.
İyi bayramlar millet...