BALIKESİRSPOR, 38 yıl aradan sonra Balıkesir'de konuk edip 5. kez karşılaştığı Trabzonspor'u 3-1 yenerek Ziraat Türkiye Kupası'nda 5. tura yükseldi.
Atatürk stadında muhteşem görüntüler vardı maç öncesi.
Yönetici, teknik adamı, futbolcusu, taraftarı, gazetecisi ve kentin bürokratları..
Herkes ayrı bir heyecan yaşıyordu. 
Teksas'taki manzara harikaydı her zamanki gibi. 
Şu Onkolikler gerçekten güzel işler yapıyor. 
Öz Bal-Kesler" grubundan sonra Balıkesirspor'a en iyi desteği sağlayan taraftar topluluğu diyebilirim.  
Ne taşkınlık yapıyorlar, ne karşı takımı veya taraftarını tahrik edici bir davranış. 12. Adam görevini lâyıkıyla yapıp, sevince de  hüzne de ortak oluyorlar. 
Tıpkı mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır, acılar paylaşıldıkça azalır deyişindeki gibi.. 
Yürekten alkışlamak gerekiyor Bal-Kes sevdalısı bu gençleri.. 

***
Tribünlerde daha farklı bir duyguyu taşıyan isimlerde vardı.
1975-76 sezonunda Trabzonspor'a karşı Balıkesirspor formasını giyen kadrodan Reşit Koşar, Abdullah Işıldak, Gediz Göl, Veli Toklu, Kazım Ergül, Mustafa Çimen ve Sabri, bizim takım sahaya çıktığında 38 yıl öncesini yaşıyor gibiydi.
Gördüğümde bu isimleri Atatürk stadında, 38 yıl önceki maçın oynandığı an ve o günkü tribünlerdeki atmosfer geliyordu aklıma. 
Balıkesir'deki Karadenizliler de kendilerine ayrılan kale arkasındaki bölümü doldurarak takımlarını çok özlediklerini ortaya koyuyordu.
Maçın başlamasına 1 saatten fazla zaman vardı. Gördüğüm tablo muhteşemdi ve içimden bir ses "Bugün yeni bir zafere tanıklık edeceksin" diyordu. Anadolu Ajansı'ndaki arkadaşımız Zafer'e "Biz bugün bu Trabzon'u yeneriz" diyerek
duygularımı açığa vurduğumda, "Hadi len ordan" karşılığını vermesini, "göreceksiniz" dercesine gülümseyerek karşılıyordum.


***
Hakem Özgüç Türkalp'in başlama vuruşuyla birlikte, Balıkesirspor'umuzun sergilediği kaliteli futbol , hop oturtup hop kaldırırken gönlümüzü okşuyor, buz gibi havada içimizi ısıtıyordu. 
Dakikalar 5'i gösterirken Caner'in sağdan enfes ortasına, iyi bir zamanla yaparak yükselen Karikari'nin kafa şutuyla meşin yuvarlak ağlara gittiğinde binlerce kişinin aynı anda hayava sıçrayıp 'çak.. çak..' yaptıklarını, sarmaş-dolaş olup müthiş bir sevinç yumağı oluşturdukları anın ne anlama geldiğini sadece yaşayanlar bilir.
Hemen üç dakika sonra Karikari'nin düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı, topla kaleciyi ayrı ayrı köşelere göndererek alt yapısında yetiştiği Trabzonspor'u şoke eden, Balıkesirspor takımındaki güven duygusunu daha da perçinleyen gol, 90 dakika sonucunu henüz 9. dakikada ilan ediyordu. 
20. dakikadaki Trabzonspor'un golü inanın hiç moralleri bozmadı, çünkü sahada ondan iyi bir Balıkesirspor vardı. Nitekim, 34. dakikada Muhammet-Caner ikilisi bir kez daha sahne alıyor, defanstan koşup gelen Hasan Hatipoğlu, kafasını kullanarak "Karadeniz Fırtınası"nı çöle dönüştürüyordu. Maçı tv başında seyreden milyonlarda Balıkesirspor'un nasıl bir takım olduğunu görüyor, "helal olsun" diyordu.
Demeyen vardıysa, aklına şaşar, futbol bilgisinden şüphe duyarım!

***
Karşılaşmayı izlemeyenler şöyle düşünebilir:
"Balıkesirspor çok şanslıydı veya ballıydı. Tesadüfi bir galibiyet elde etti.  Zaten 100 maç oynasalar 99'unu kaybederdi."
Hiç öyle denilmesin. 
Haklı galibiyete, muhteşem atmosfere gölge düşürülmeye kalkışılmasın.
İzleyenler taraflı veya tarafsız olsun.
Objektif bir değerlendirme yapıldığında, inanıyorum ki aşağıdaki görüşü paylaşacaklar.
Harikaydı Balıkesirspor, harika..
Avrupa Ligi'nin yenilmez armadaki takımına karşı akıllı oyun sergiledi. 
Müthiş ötesi mücadele etti.  
Güçlü rakibine karşı kapanmadı, katı bir defans yapıp futbolu çirkinleştirmedi. 
Futbolun güzelliklerini sahaya yansıtan, sürekli golü düşünen ve galibiyeti isteyen taraftı.
"Barcelona gibi futbol oynayıp kazandı" denilse, "Trabzonspor'a futbol dersi verdi" diye bir yaklaşımda bulunulsa yeridir.
Kesinlikle abartı yok bu söylediklerimde. 
Öyle ki, Trabzon gibi hem ligde, hemde Avrupa'da müthiş performans sergiliyen bir rakibe  karşı doğru dürüst pozisyon bile vermediği dikkate alınırsa, eksiklik olduğu söylenebilir yazdıklarımda.



***
Bir parentezde teknik direktör İsmail Ertekin'e açalım.
Sahaya sürdüğü kadro ve taktik anlayışı bu sezonun belki de en iyisiydi.
Caner Arıcı, Rıza Efendioğlu, Hasan Hatipoğlu, İsmail Dinler'den oluşan geri dörtlü her zamanki gibi taş gibiydi.  Rıza ve Hasan rakip forvete nefes aldırmazken, Karikari ve Hasan'ın attığı gollerde imzası bulunan Caner için "atom karınca" veya "Spartacus" benzetmesi yapılabilir. Bu çocuk her maçta  öyle bir futbol oynuyor ki, yüreğini de sahaya koyuyor. 
Ertekin'in alkışlanması gereken asıl fikri ve yönü ise, orta alan gücünü yüksek tutmasıydı. 
Mustafa Kayabaşı, Aykut Çeviker, Deniz Vural, Muhammet Reis ve Lalawale beşlisinin sergilediği performans oyun kontrolünü 90 dakika boyunca Balıkesirspor'un elinde tutmasını sağladı.  Ofansin yönü fazla olan Mustafa, Muhammet ve Lalawale, ilerideki Karikari'yi müthiş rahatlatırken, tarihi zaferi getiren golleri de beraberinde getirdi.
Kutluyoruz akıl dolu sistemi için İsmail hocayı..
Balıkesirspor'u süper lige taşıyacak lig maçlarında da bunu zaman zaman denemesinde yarar var derim.

***
Sözün özü; 
Balıkesirspor'un dünkü 3-1'lik galibiyeti şans değil, tesadüfi hiç değil.
Alnının teriyle, bileğinin hakkıyla, akıl dolu futbolunun karşılığıdır elde ettiği bu zafer.
Süper Lig ekibine karşı alınan süper galibiyet, büyükşehirin büyük takımına süper ligin yakışacağının da göstergesi gibiydi.
Bizlere bu tarihi anın yaşatılmasında katkısı olan yöneticisinden teknik adamına, futbolcusundan malzemecisine kadar herkese teşekkür ediyor, alınlarından öpüyorum.
Sıradaki gelsin!
Bu ister Fener, ister Cim-Bom olsun..
Hiç farketmez. Biz futbolumuzu oynayıp, işimize bakalım..
Gerisi teferruat..
Ne mutlu Balıkesirspor'luyum diyene..
...