Hani, çanak çömlek patladı derler ya.
Aynen öyle.
Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş en büyük ihanet davasını sulandırma ve kafaları bulandırma yarışı var sanki!
Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor.
Klavye canavarları sosyal medyada, fitne fesatçılar sokakta uzmanlık yarışına.. Pardon "katli vaciptir" yarışına tutuşmuş durumda..
Puslu havadan beslenen çakallar ona keza!
Artık sözün hükmü kalmadı gibi birşey..
Havada öylesine sözcükler uçuşuyor ki, ne söylesen, ne desen boş.
Hatırlayın, kısa süre önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ soruşturmalarıyla ilgili, “At izi, iti izine karıştı” demişti.
Başkomutan'ın bu ifadesi bile karıştırıldı. Orasından burasından çekildi.
Öyle olmasaydı eğer, davayı sulandırmak, mücadelenin önünü tıkamak maksadıyla bazı çevreler tarafından bilinçli olarak çarpıtıldığı düşüncesi öne çıkmazdı.
Asıl konu; kişisel hırs ve kinlerin bu dava üzerinden görmeye kalkanlara karşı dikkatli ve uyanık olunmasında.
Asıl mesele;  FETÖ ile mücadeleyi titizlikle yürüten güvenlik görevlileriyle yargı mensuplarına kâh gazete köşelerinde, kâh sosyal medya hesaplarından ayar vermeye çalışanlarda. 
Asıl sorun;  Siyaseten elde ettiği gücün sayesinde kişisel husumeti olan birilerinden intikam almaya çalışan kumpasçı kafalarda!
Başkomutan Erdoğan'ın da bunları kastettiğine inanıyorum; “At izi, it izine karıştı” diyerek. 
“FETÖ bahane, intikamım şahane!” zihniyetinde olanların ortaya attığı isimlerin ya da tüzel kişiliklerin kafaları karıştırdığını söylüyor ve uyarıyor bana göre bir anlamda Reis. 
Adım gibi eminim ki, her gün onlarca belki de yüzlerce ihbar gidiyor bu tip fırsatçı çakallardan Cumhurbaşkanımız ile Başbakana CİMER ve BİMER aracılığıyla. 
İsimsiz ve imzasız ihbar mektupları da çabası. 
Allahaşkına biri bana söyleyebilir mi hem; 
Bir kişi böylesine önemli bir mücadele ve davada, Türkiye Cumhuriyeti Devletine yardımcı olmayı yürekten istiyorsa kimliğini neden gizler ki? 
Böyle fırsatçılar her kesimde olduğu gibi maalesef siyaset içerisinde de yok değil, çok var. 
Geçmişte hoşlanmadığı ya da bir şekilde sorun yaşadığı, kendisine rakip olarak gördüğü insanlarla ilgili, “Buna bir bakın... İşte bir şeyler bulun, çıkarın! Soruşturmaya muhakkak dahil edin!” falan dedikleri iddiaları ayyuka çıkmış durumda. 
Bunu yaparken puslu havayı seven çakalları maşa kullandıklarını da aklı-selim herkes biliyor.
Ellerinden gelen her hinliği yapsalar boş!
Çünkü Ergenekon, Balyoz, Şike ve benzeri dava soruşturmalarını yürüten FETÖ tetikçisi polis, savcı ve hâkimler yok artık Yeni Türkiye’de. 
At iziyle it izine karışmıyor mu?
Sapla saman ayırt edilemiyor mu?
Hiç birimiz net cevap veremez, "hayır" diyemez bu sorulara.
Çünkü, bizimde bildiğimiz/tanıdığımız mağdur olduklarına yürekten inandığım isimler var.
Bunu bahane edip davayı ve mücadeleyi sulandırmak, kafaları bulandırmak yerine, gayet doğal karşılamak durumundayız. 
Nedeni de şu:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 40 yıllık pis ve sinsi bir örgütten temizlenmeye çalışılıyor nihayetinde.
Son söz; 
Siz siz olun yine de “FETÖ bahane, intikamım şahane” cambazlarına dikkat edin ve çakallara karşı alarm durumunda kalın.