Erdoğan'ın tarihi açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Bugün, ülkemiz bakımından tarihi öneme sahip müjdeyi paylaşmak üzere sizlerle bir aradayız. Bilindiği gibi, enerji kalkınmanın temel unsuru olmanın yanında milli bağımsızlığın gerçek anlamda tesisinde de çok büyük öneme sahiptir. Ülkelerin ortaya koyduğu vizyonların hayata geçmesi enerji sektöründeki istikrarla orantılıdır. Milyonlarca insanın canının hiçe sayıldığı vahşi bir düzen kurulmuştur. Eğer bir damla petrolü oluk oluk akan insan kanından daha değerli gören bu düzen hala hükümranlığını sürdürmektedir. Suriye'de son yıllarda yaşananları düşünün. Biz mazlumların ve mağdurların bulunduğu yere giderken birileri doğrudan petrol üretim tesislerine yönelmiştir. Aynı durumla Libya'da karşılaştık. Biz Libyalı kardeşlerimizi darbecilerden kurtarmanın mücadelesini verirken birileri yine petrol sahalarının dibinde bitivermiştir. Doğu Akdeniz'de oynanan onca oyunun gerisinde de enerji kaynaklarının paylaşımı vardır. Hamdolsun biz önceliğimizi asla değiştirmedik. Hep önce insan, önce kardeşlik dedik. Hep önce mazlumlar ve mağdurlar dedik. Hep önce hak, hukuk, adalet dedik. İnsanlık bizde petrol, onlarda kalmış olabilir. "RABBİM BİZE YENİ KAPI AÇTI" İşte Rabbim bize bambaşka bir yerde hem de görümedik zenginlikte bir kapı açtı. Yarın benzer kapılar önümüzde açılacaktır. Çünkü artık bu alanda en üst lige çıkmış bir Türkiye var. Biz artık bu şekilde yürüyemeyeceğimizi gördük. Bu tür çalışmaların öyle kiralama veya benzeri yöntemlerle değil doğrudan milli kuruluşlarımız aracılığıyla yürütülmesini kararlaştırdık. Ülkemizin milli enerji ve maden politikasını 2017 senesinde yeni baştan belirledik. 3 sondaj ve iki sismik araştırma gemimiz kendi personelimiz ile çalışmalarını sürütüyor. Dünya fiyatlarının hayli altında maliyetle ülkemize kazandırdığımız gemilerle yaptığımız sondajların birim maliyeti de oldukça düşüktür. Sondaj ve sismik araştırmalarımızda en küçük bir dışa bağımlılığımız söz konusu değildir. Zaten öyle bir durum olsa bize nefes bile aldırmayacakları ortadadır. Yerli imkanlarla hareket ettiğimiz için bu başarıya ulaştık. Fatih sondaj gemimiz, 20 Temmuz'da başladığı Tuna-1 kuyusundaki sondajda hamdolsun 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfetti. Enerjide net ihracatçı konumuna gelene kadar bize durmak, dinlenmek yok. #MüjdelerOlsun pic.twitter.com/Lh8gHZRm9D — Recep Tayyip Erdoğan (@RTErdogan) August 21, 2020 İŞTE MÜJDE! Şimdi müjdemizi sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz'de gerçekleştirdi. Fatih Sondaj Gemimiz 20 Temmuz'da başladığı sondajında hamd olsun 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfetmiş durumda. Fatih Sondaj Gemimiz ismine layık bir başarıyla hepimizi gururlandırdı. Allah'a hamd olsun. Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde hızla yürüdüğümüz güçlü ve tam bağımsız Türkiye yolunda bugün büyük bir adıma şahitlik ediyoruz. Fatih sondaj gemimizin Karadeniz’de keşfettiği, ülkemize gelir getirecek doğalgaz rezervleri ülkemize hayırlı olsun. pic.twitter.com/QEhgOopjXO — Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) August 21, 2020 "ÇOK DAHA ZENGİN KAYNAK VAR" Daha önce Tuna-1 olan bu alanı Sakarya Gaz Sahası olarak isimlendirdiğimiz bu alanda gereken tüm mühendislik çalışmaları tamamlandı. Kuyudan elde edilen veriler aynı bölgede yeni doğalgaz keşiflerinin kuvvetle muhtemel olduğuna işaret ediyor. Yani bu ilk kuyuda bulunan rezerv çok daha zengin bir kaynağın sadece bir parçası. İnşallah devamı da en kısa sürede gelecek. Şimdi hemen tespit kuyuları açmaya başlayacak ardından üretim konseptini belirleyip inşaat ve yapıma geçeceğiz. Doğalgazın sisteme aktarılması işlemiyle bu kaynaktan fiilen istifade edeceğiz. 2023'TE KULLANILACAK Şimdi hedefi veriyorum: Hedefimiz 2023 yılında Karadeniz gazını milletimizin huzuruna sunmaktır. Sakarya Gaz Sahasıyla Bismillah dedik, Allah'ın izniyle devamı da gelecek. Sadece denizlerde değil, topraklarımızdaki aramalarımızı da yürütüyoruz. "ENERJİ MESELESİNİ ÇÖZECEĞİZ" Ülkemizin enerji meselesini kökten çözmekte kararlıyız. Türkiye yıllarca bunun sancını çekti, bedelini ödedi. Cari açığımızın en büyük sebebi de hep enerji olmuştur. Bu konuda denge sağlasak da hala enerjide ciddi bir ithalatçı durumdayız. AB'YE NET MESAJ! Yunanistan başta olmak üzere bu mesele karşımıza dikilenlerin hepsi de haklı olduğumuzu gayet iyi biliyor. Özellikle Avrupa Birliği Yunanistan'ı şımartıp üzerimize sererken, sergilediği çifte standart nedeniyle bir kez daha kendi değerleri çiğnediğini görmelidir. Ortada dolaşan saçma sapan haritaların yarın en büyük zararı Avrupa Birliği'ne vereceği unutulmamalıdır.