İlgilisine!

Balıkesir merkez ilçe nüfusu 370 bin civarı.

İl nüfusu 1.3 milyona ulaştı.

Biliyorsunuz

artık "düz" bir şehir değil

bütün şehir bir araya geldik

Büyükşehir olduk.

Bunu şundan hatırlattım.

Halen eski "köy/kasaba" kafasıyla yol alıyoruz.

Neden mi?

Hemen küçük bir örnek vereyim.

İl merkezinde

İki büyük Devlet Hastanemiz,

Tıp Fakültemiz ile özel bir sağlık kuruluşu var.

Yetersiz kalsalar da buralardan hergün binlerce kişi 7/24 sağlık hizmeti alıyor.

Sadece merkez ilçelerden değil,

Balya, Kepsut, Bigadiç, Sındırgı, İvrindi, Savaştepe, Dursunbey, Susurluk ile diğer ilçelerden de hasta geliyor/getiriliyor Balıkesir'deki 3 hastaneye acil olarak.

Hafta içi ve gündüzleri sorun yok.

Akşamları sıkıntı büyük.

Sağlık Müdürlüğünde görevli bir arkadaşı aradım.

Sadece hafta sonları acil servislere başvuran hasta sayısı günde 3 bin civarı.

Bu sayı az/buz rakam değil.

Bunların en az 3/2'sine reçete yazıldığını varsayalım, 2 binden fazla kişi nöbetçi eczane kapısı çalıyor.

Koskocaman büyükşehirde sadece ve sadece 3 nöbetçi eczane olması büyük sıkıntı.

Anlayacağınız sorunun kaynağı hastaneler değil, hastaları sınırlı sayıda eczaneye mahkum eden sistemde.

Özellikle hafta sonları acilden çıkan fellik fellik nöbetçi eczane arıyor!

Adamın altında araba varsa sorun yok.

Yoksa taksiye talim.

Peki cebindeki parası sınırlı veya yoksa?

O vakit

Allah sabır versin şifa arayan vatandaşa.

Bakın asıl sorun bu da değil.

Mesele küçükşehir ile büyükşehir arasındaki fark.

Şimdi size bir örnek daha vereyim.

Çanakkale merkez nüfusu yaklaşık 190 bin.

Nöbetçi eczane sayısı 3.

Yazıyla üç.

Bizimle beraber büyükşehir olan Aydın'ın merkez ilçe nüfusu 270 bin civarı.

Nöbetçi eczane sayısı 4.

Yazıyla dört.

Birinin nüfusu, Balıkesir merkezin yarısı kadar, ama bizimle aynı sayıda nöbetçi eczane var.

Diğerinin 100 bin az. Nöbetçi eczane sayısı dört, dört...

Siz buna birçok örnek ekleyebilirsiniz.

Demem şu ki

en azından her gece 2 büyük hastane yakınında nöbetçi eczane olmalı.

Bu konuda etkili veya yetkili kişi ve kuruluşlar her kimse,

onları kimin ne kadar para kazanacağı değil, zaten hastalığının verdiği stresle ne yapacağını bilemez hale dönüşen vatandaşın sağlığı ilgilendirmeli.

Sağlık bu.

Şakası ve rantı olmaz, olmamalı!

Kardeşlerim

Bir şehir düşünün

Hasta kalksın, gecenin bi yarısı nöbetçi eczane arasın.

Kuyumcusu nöbetçi olsun.

Berberleri "biz de nöbet tutalım" desin.

Nasıl bir nöbet sevdasıysa bu!

Vatan nöbeti olsa tamam dersin.

O da değil.

Bildiğiniz vatandaşın cebindeki parayı bölüşelim nöbeti!

Kenardaki kıyıdaki, pastadan payını 1-2 gecede alsın nöbeti!

Hem hangi çağdayız yahu?

Dileyen 7/24 açık kalsın..

İsteyen Cumartesi/Pazar keyif çatsın...

Hem vicdanınız nasıl elveriyor, hastayı veya yakınını eczane kuyruğunda bekletmeye?

Hiç kusura bakmayın, ama

bizim şehirdeki bu kafa, büyükşehir kafası değiĺ.

Bütün şehir büyükşehir olmak istiyorsak

eski alışkanlıklar, eski Balıkesir'de kalmalı.

Kişilerin rantı değil, şehrin yaşanabilir ve yaşayanlarının selameti ön planda olmalı.

Unutmayın

Mesele mevcudu değil, potansiyeli görmektir.

Mevcut ile yanılıp potansiyeli ıskalamanın sonuçları vahimdir.

Geçmişte bunun bedelini çok ağır ödedik.

Yeni bedeller ödeyecek lüksü de, kaybedecek zamanı da yok Balıkesir'in. 

Sözün özü; 

Küçük düşünenlerle Büyükşehir olamazsınız!

Selametle.