ARTIK günleri karıştırdım...
Gündemi yakalamak, o hıza yetişmek hiç kolay değil. Ancak 2020'nin 2019'u mumla aratacağını birkaç gün önce aktardım. Bu yıl çok ilginç bir yıl olacak. Öyle böyle değil... Dünya üzerindeki dengeleri koruyan güçlere bakınca bunu görmek zor değil...
Son gelişmeler zaten korkutucu.
Kasım Süleymani'nin öldürülmesi tansiyonunun daha da artacağının işareti. Öte yandan bir iki gündür yazılan CARLOS GHOSN olayı var... Osaka-İstanbul-Beyrut hattında yaşananlar. Herkes bir şeyler yazdı.
Biraz nefes alma şansım olunca DERİNLERDE ne yazılıyor diye baktım. Önemli olan oradakilerdi çünkü... Aktaralım, siz karar verin...
Önce PENTAGON'un operasyonundan başlayalım...
Washington ve kontrol ettiği medyaya bakılırsa BAŞKAN TRUMP EMİR VERDİ. AMERİKAN VATANDAŞLARINI VE KURUMLARINI HEDEF ALAN
KASIM SÜLEYMANİ ORTADAN KALDIRILDI... Hikaye böyle...
Herkes buna inanacak. Haliyle...
Rüzgar böyle esiyor çünkü. Ama gelin bir de yazılmayanlara bakalım...
Pentagon'un 2020 ile birlikte çok daha sertleşeceğini görmek zor değildi. Veriler işaretler ortadaydı.
KASIM SÜLEYMANİ'nin infaz emri 2019'un son ayında yani 21 gün önce verildi. Ve bu emri yerine getirecek ekip de bölgedeki yerini aldı. Emri beklemeye başladı. Ancak bu bilgi BEYAZ SARAY'a sızdı. Bu da ayrı bir kavganın konusu oluverdi...
Neyse... Bilgiyi alan Başkan Trump da Savunma Bakanı Mark Esper'i çağırıp sordu. Esper de bu bilginin doğru olmadığını söyledi. Olaydan sonra Trump, Esper'e "Sanırım duyduğumuz olay doğru değil. Doğru olmadığını söyle" diye çıkıştı. Uyarıydı bu yani... İşin aslı Savunma Bakanı Esper, KASIM SÜLEYMANİ'nin hedef olduğunu biliyordu, ancak o gün operasyon olacağından habersizdi.
PENTAGON içindeki uzanılamaz, dokunulamaz bir GİZLİ EKİP vardı. SİLAH LOBİSİ ile doğrudan temas kurarlardı. Karar ve eylem bu ekibin işiydi! Operasyon gizli tutulmuştu. Beyaz Saray'a bilgi sızdığı öğrenilince DÜĞMEYE BASMAK için yeni yıl beklendi...
Giden bilginin sağlıksız olduğunun anlaşılması istendi belki de... Derken İran'ın en önemli komutanlarından olan KASIM SÜLEYMANİ'nin BAĞDAT'a ineceği bilgisi alındı. Bu bilgi de yani Amerikalılar'a sızdırılan bilgi de SÜLEYMANİ'nin hemen yakınından geliyordu! Yaklaşık 7 yıldır İran'ın en güvendiği asker olan Kasım Süleymani ile çalışan bu İranlı, aslında CIA ajanıydı. Bilgi doğrulandı.
CIA da CIA ile test ediliyordu!
7 yıldır yanından ayrılmayan İranlı, 1 Ocak'ta ailesinin yanında olmak için izin aldı. Şimdi AMERİKALILAR'ın güvencesinde... Ailesiyle birlikte...
Sonrasında da iki Amerikan helikopteri, Bağdat Havalimanı'nın sadece 2.9 kilometre uzağından havalandı ve füzeleri gönderdi.
Konvoy hedefti. Ortalık alev topuna döndü. İran'ın en önemli ismi BAĞDAT'ta ortadan kaldırıldı.
Zaten gergin olan BÖLGE yine KAOS'a yelken açtı...
Trump'ın bilgisi ve emri dahilinde operasyonun yapıldığını söylemek Amerikan sistemi için gerekliydi.
Ancak Washington'da bilmesi gereken herkes biliyor ki, Trump'ın bu operasyondan haberi yoktu.
Ancak Trump'ın yardımcısı Mike Pence, operasyonu biliyordu. En ince detaylarına kadar! Ancak o da Trump'a bu bilgiyi sızdırmamıştı.
Önceki gün Mark Esper ne demişti...
Hatırlayın. "OYUN DEĞİŞTİ..." Galiba gerçekten 2019'u bile özleyeceğimiz bir yıla girdik!
HAVALİMANINDA BAŞ BAŞA 30 DAKİKA
GELELİM diğer önemli konuya...
CARLOS GHOSN'a...
Kaçışına, kaçırılışına... Operasyonun içinde İSTANBUL da olunca haliyle konu çok cazip hale geldi. Getirildi! Herkes Ghosn ve eşinden, gelen müzik grubundan söz ediyor. Gerçeğin önemli kısmı yine gölgede... Durum böyle olunca BÜYÜK HAMLEYİ GÖRMEK ve anlamak zor oluyor... İsmi anılan uçak markaları, müzik aleti kutusu, kameralar, güvenlik, Türk uçuş ekibi gibi konulara girmeyeceğim. Bunlar ortalığa saçılmış durumda zaten...
Bilinmeyene gidelim birlikte...
Carlos Ghosn'ın kaçırılış hikayesi film gibi. KABUL!
Ancak bu Rothschild ailesi için Carlos Ghosn'a sadece bir teşekkürdü. Carlos Ghosn, Rothschild ailesinin Amerikan etkisini kıramadığı Japonya'da tarihi akışı değiştiren kişiydi. KONU BU!
Fransa'nın Nissan'a ortak olması, ardından Carlos Ghosn'ın CEO olarak atanması büyük bir plan içindeki küçük adımlardı.
Carlos Ghosn, batmak üzere olan Nissan'ı Rothschild ailesiyle birlikte büyüttü. Dünya pazarının en önemli markalarından biri haline getirdi.
Ardından Mitsubishi, sembolik de olsa Toyota, Honda, Mazda gibi markaların bir anda Fransız ortakları oldu.
Amerikan sisteminin elinde olan Japon otomotiv sektörü Carlos Ghosn sayesinde Rothschild ailesinin eline geçiyordu. Çok önemli Japon markaları elektrikli otomobil patent haklarını bir anlamda Carlos Ghosn'a bırakıyordu. Washington daha fazla bekleyemezdi ve operasyon başladı.
Kasım 2018'de Carlos Ghosn tutuklandı. Finansal usulsüzlük gerekçesiyle otomotiv dünyasının dahi ismi kontrol altına alınıyordu!
O andan itibaren ailenin planları da biraz darbe aldı.
Ancak anlaşmalar gerçekti.
Japon otomotiv sektörünün geleceği Nissan üzerinden Fransa'ya yani aileye bağlanıyordu. Anlaşmalar hala bunu geçerli kılıyordu. Carlos Ghosn'ın hapse girmesi, aile için büyük bir yenilgi gibi görünse de anlaşmalar tamamdı. Ancak ailenin dünyaya bir mesaj vermesi de önemliydi. Çünkü aile, kendisiyle çalışan hiç kimseyi yarı yolda bırakmazdı. Carlos Ghosn için de bu geçerliydi.
Öyle de oldu.
Ailenin Fransız istihbaratındaki çok önemli bir ekibi, Carlos Ghosn'ı bilinen müzik grubu hikayesiyle değil, çok daha gizli bir operasyonla kaçırdı. (Ayrıntıları sonra yazacağız.) Carlos Ghosn elbette Fransa'ya getirilemezdi. Çünkü Fransa, Japonya ile karşı karşıya gelmek istemiyordu. Akıllıca bir yol bulundu.
BEYRUT yolu göründü! Bu konuda Ürdün önemli bir ülkeydi. Birkaç yıl sonra Carlos Ghosn, Paris'teki evine dönecek. Ancak bu çalkantının unutulması gerekiyor. Şimdi Washington, Japonya'dan yapılan anlaşmaların iptal edilmesini istiyor.
Ancak bu o kadar da kolay değil.
Carlos Ghosn'un Paris, Amsterdam ve Rio de Janeiro'daki evleri hazırlanmıştı. Tabii bu da Amerikalılar'ın olası operasyonunu yanıltmak içindi. Carlos Ghosn, Beyrut'ta evine geldiği anda bir parti vardı. Onun için hazırlanan bu partide, Rothschild ailesinden çok önemli üyeler de hazır bulunuyordu.
Carlos Ghosn'un, nasıl kaçırıldığının gerçekte çok önemi yok. Bu olayın ortaya çıkmasını sağlayan da CIA... Hem de İstanbul'da infaz edilmesini sağladığı Cemal Kaşıkçı'nın gazetesi Washington Post üzerinden dünyaya ilan etti. CIA'deki ekip, Pentagon'u zor durumda bırakacak operasyonda Washington Post'u kandırdı.
Washington Post da bu tuzağa düştü.
Şimdi ABD, Japonya'yı kaybedemez. Geleceğin otomobil planlarını da Rothschild ailesinin eline bırakamaz. O nedenle Japonya hükümeti üzerinde baskılar artacak. Çok şiddetlenecek.
Japonlar da buna nasıl bir destek verecek o muamma.
Osaka-İstanbul-Beyrut hattının bir önemi var mı?
Uçak İstanbul'a uğramadan da Beyrut'a gidebilirdi. Ancak bu tercih edilmedi. Gizem üzerine gizem katıldı! İSTANBUL NİÇİN SEÇİLDİ PEKİ? İşte bu nokta sanırım çok önemli...
CARLOS GHOSN, Atatürk Havalimanı'nda Türk ve Fransız eski diplomatlarla buluştu. Belki bu TEŞEKKÜR buluşmasıydı! Bu görüşme 30 dakika sürdü. Bu eski diplomatlar Carlos Ghosn'un Japonya'da kısa sürede güçlenmesini sağlayan isimlerdi... Bu iki isim de çok medyatikti ve Rothschild ailesiyle çalışıyordu...
Operasyon AİLE işiydi yani... Hep yazdım ya! "İSTANBUL'suz bir şey olmayacak artık" diye... Daha yeni başladık... Bekleyelim bakalım daha neler göreceğiz...
NOT: Birbirine hiç benzemeyen olaylar da olsa Kasım Süleymani'nin öldürülmesi ile Carlos Ghosn'un kaçırılması MÜCADELE eden iki büyük aklın kapışması... Olaylara böyle bakarsak kavgayı daha iyi anlarız....