Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir'in Gönen İlçesi meydanında halka hitap ederken, 'türban uyarısı' yapan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nı isim vermeden sert dille eleştirdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir'in Gönen İlçesi meydanında halka hitap ederken, 'türban uyarısı' yapan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nı isim vermeden sert dille eleştirdi. Başbakan Erdoğan, "TBMM'ye, milletvekillerine, siyasi partilere kimse kalkıp da emir veremez. Ortada demokrasiye yönelik ciddi bir üslup hatası vardır. Ortada TBMM'ye yönelik çok ciddi bir tehdit var" dedi.

Konuşmasına Gönenli Mehmet Efendi'nin "Allahım, bizi soğuk sıcak demeden aşkı ilahiyle koşan ve koştuğunu bilenlerden eyle" sözleriyle başlayan Başbakan Erdoğan, "Biz de aşkı ilahi ile sevdayla, millete sıcak soğuk demeden koşuyor, koşturuyoruz" dedi.

"DÜNYADA TÜRK MUCİZESİ KONUŞULUYOR"

Ömer Seyfettin'in İncili Kaftan hikayesini de anlatan Erdoğan, "Biz Ömer Seyfettin'in Pembe İncili Kaftan hikayesi gibi itibarlı bir Türkiye'nin, büyük düşünen, diklenmeden dik duran güçlü bir Türkiye'nin özlemi içinde olduk. Biz kabile devleti değiliz biz bir göçebe devlet değiliz ya. Biz asırlara dayalı ve dünyayı 650 sene yönetme kabiliyetini göstermiş Osmanlının varisleriyiz" diye konuştu.

Görüştüğü liderlerin, kendisine 'Siz küresel krizden nasıl çıktınız, nasıl bu kriz sizi vurmadı?' diye sorduğunu kaydeden Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tabii ki biz 2000'li yılların krizlerinden ders alarak iktidarı teslim aldık ve biz mafyaya, çetelere pirim vermedik. Mali disiplinden taviz vermedik. Ülkemizde istikrar dedik. Bundan taviz vermedik. Üç tane Seçim 2 referandum geçirdik. Hiç birinde böyle bir uygulama yapmadık. İşte şimdi Seçim geliyor yine yapmayacağız. Türkiye istikrarlı bir şekilde büyüyor. Dünyada artık Türkiye mucizesi konuşuluyor. Artık dünyada gündemi belirlenen bir Türkiye yok, gündem belirleyen bir Türkiye var. Buradayız. Dünyada artık Türkiye'nin onurlu duruşu konuşuluyor. Sadece Ortadoğu'nun caddelerinde sokaklarında değil, Afrika içlerinde Asya'nın derinliklerinde Avrupa'da Amerika kıtasında Türkiye'nin haksızlıklar karşısındaki cesur duruşu konuşuluyor. Biz büyük bir milletiz."

"ÇIKAR CÜBBENİ GEL SİYASET MEYDANINDA MÜCADELEYE GİR"

Başbakan Erdoğan, referandum öncesi millete Türkiye'de artık üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünün geçerli olacağı sözünü verdiklerini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hukuk belli bir zümrenin, belli bir kitlenin, belli siyasi görüşlerin arka bahçesi değil, Türkiye'nin bahçesi olacak dedik. Bundan rahatsız oldular. Milletimiz de 12 Eylül'de takdirini 'evet' vererek 'hukuk milletin arka bahçesi olacak' dedi. Yüzde 58 evet, yüzde 42 hayır dedi. İşte bu milletin kararını hazmedemeyenler, değişimi dönüşümü içlerine sindiremeyenler cübbeleri üzerlerinde olduğu halde siyaset yapmaya devam ediyorlar. Bizi yargıyı siyasallaştırmakla itham edenler, şu anda kendi oturdukları makamları bir siyasi partinin il başkanlığı gibi kullanabilme cüretini gösteriyorlar. Bunlar kendilerini cumhuriyetin tek ve yegane sahibi zannediyorlar. TBMM üzerinde kendisini görme gayreti içinde olanlar var. Eğer kendini o seviyede görmek istiyorsan sana bu millet bir şey söyler. Güveniyorsan kendine, gelecekteki makam hesaplarını yapma, çıkar cübbeni gel siyaset meydanında bu mücadeleye gir. Adama bunu söylerler. İşte önümüzdeki hafta 87'inci kuruluş yıldönümünü kutlayacağımız cumhuriyet, adı üstünde cumhurun rejimidir. Yani sizin rejiminizdir. Milletin rejimidir. Cumhuriyetin sahibi millettir hiç kimse kendisini milletin hür iradesiyle seçtiği egemenliği, kalkıp da kendi eline alamaz. Burada egemenlik milletindir. TBMM'ye milletvekillerine siyasi partilere kimse kalkıp da emir veremez. Talimat veremez. Onları korkutamaz tehdit edemez. Hiç kimse kendini Meclis'in, yasama ve yürütme erkleri üzerinde görmez. Onlara istikamet çizme yetkisi yoktur ve olamaz. Millet lehine karar vermekle yükümlü olanların gücünü sadece ve sadece milletten alması gerekenlerin, milletin taktiriyle oluşmuş parlamentoya karşı kullandıkları üsluba, yönteme dikkat etmeleri gerekir. Ortada demokrasiye yönelik ciddi bir üslup hatası vardır. Ortada TBMM'ye yönelik çok ciddi bir tehdit vardır. Aynı zamanda yürütmeye yönelik de bir tehdit vardır. Zira yüzde 65 parlamentoda çoğunluğa sahip bir iktidar partisine sürekli kullandıkları bazı ifadelerle tehdit etme gayreti içinde olanlar var. Ortada milletin taktirine, milletin teveccühüne yönelik çok ciddi bir hazımsızlık var."

"CHP'DE AYNI HAMAM AYNI TAS"

Bu davranıyş karşısında TBMM'nin Başkan'ı aracılığıyla gereken cevabı verdiğini belirten Erdoğan, "Siyasi partiler gereken cevabı vermiştir. Ancak CHP kendisini, kendi varlığını hedef alan bu tavır karşısında ne yazık ki her zaman yaptığını yapmış statükodan yana tavır almıştır" dedi.

Demokrasinin en önemli partilerden ve özellikle ana muhalefet partisi CHP'den bu yanlışlık karşısında millet lehine bir duruş beklerdiklerini anlatan Erdoğan, "CHP her zaman ki gibi demokrasi ve sivil siyaset tarafında pozisyon alamamıştır. CHP her şeyin eskisi gibi olduğunu zihniyetinin değişmediğini bir kez daha ispat etmiştir. Yani CHP'de eski hamam eski tas" diye konuştu.

Başörtüsü konusunda CHP'ye eleştiriler yönelten Erdoğan, Anayasa referandumu öncesi CHP'nin 'Başörtüsü sorununu biz çözeceğiz' dediğini hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Basına mülakatlar verdi bu sorunu biz çözeceğiz diye. Biz de dedik ki sana bu vaadini halk oylaması sonrasında hatırlatacağız. Biz sözümüzü tuttuk. CHP Genel Başkanı'nın verdiği sözün takipçisiyiz. Arkadaşlarımı hemen kendilerini gönderdim. Talimatı verdim, çalışıyorlar. CHP ne yapıyor? CHP verdiği sözden çark etmek için çareler arıyor. Şimdi ön şartlar koşmaya başladı. Yahu bu bir özgürlük meselesi. Özgürlüklere ön şart mı konur? Nasıl oluyor da kalkıp buna ön şart koşuyorsun? Meseleyi bir eğitim hakkı inanç özgürlüğü meselesi olarak görmüyor. Yaptırdığı tasarımlarla genç kızlara kıyafet dayatıyor. Başka başka konuları gündeme getirerek, ön şartlar atarak işi yokuşa sürüyor. 'Şunu şunu şunu yaparsan bunu yaparım' diyor. Sen onu bırak. Sen bu konuda söz verdin mi? Buna ön şart koyma. Dürüstsen samimiysen yapacağını yap. Bir yandan özgürlükçüyüz diyorsun, bir yandan başörtüsü meselesini çözeriz diyorsun, bir yandan çözüm girişimlerine destek vermiyorsun. Üstüne üstlük çözüm çabalarıyla ilgili millet iradesini tehdit eden bildirilerin arkasında duruyorsun. Genel Başkan bir tarafa çekiyor. Milletvekilleri grup başkan vekilleri bir tarafa çekiyor. Grup başkanvekili başörtüsü yüzünden cumhuriyet resepsiyonunu boykot edeceğini söylüyor. Genel Başkan böyle bir kararımız yok diyor. Değerli kardeşlerim horozu çok olan köyün sabahı geç olur. Çok seslilik iyidir hoştur. Ahenk yoksa senfoni değil, kakafoni olur, curcuna olur. CHP'de davul kimin boynunda tokmak kimin elinde açıkçası görmekte zorlanıyoruz."

Başbakan Erdoğan konuşmasının ardından Gönen Belediyesi hizmet binasının açılışını yaptı. .

Editör: Haber Merkezi