Az önce telefonum çaldı. 

Arayan kişisi olarak Nevzat Özpelitoglu yazıyordu. 

Nevzat abi yaklaşık 2 aydır hastanedeydi. 

Muhammed Zahid kardeşimiz arıyor, biz aradığımızda açıyordu bu numarayı. 

Arayanı yine Muhammed zannettim.

Son günlerde çok acı haber almaktan olsa gerek, açmadan önce hüzün kapladı yüreğimi.

Nefesim kesilmiş gibiydi. 

O birkaç saniyelik sürede, aklımdan onlarca kurgu geçti. 

Telefonu açtığımda
"Buyur Muhammed" demeyi tamamlayamadan
karşıdaki ses
"Ramazan kardeşim ben Nevzat Özpelitoğlu" dediğinde şaşkınlığımı görmeliydiniz. 

Bir kez daha nutkum tutuldu. 

Ne diyeceğimi, nasıl bir cümle kuracağımı inanın bilemedim. 

Arayan "Ak Saçlı" olmasına rağmen istem dışı 
"Nevzat abi sen misin?" cümlesi dökülüyordu dilimden. 

Amma bir yandan da o hüznün yerini tarifi imkansız mutluluk almıştı. 

Bizim mahallenin Ak Saçlısı, cesur kalemi, güzel insanı konuştukça sevinçten havalara uçuyor gibiydim. 

Son haftalarda aldığım en güzel haberi duyuran, en mutlu anları yaşatan Allah'ım sana sonsuz hamdü senalar olsun. 

Nevzat abi aramıza yeniden hoşgeldin.

Sensiz geçen her gün bir eksiktik! 

Sağlık ve afiyet diliyorum. 

Yol gösteren yazılarına kaldığın yerden devam inşallah...

Kalpleri senin için atan, dualarını eksik etmeyen sevenlerine, tedavini üstlenip yakından ilgilenen hekimlerimize ve sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. 

Az daha unutuyordum

Nevzat abinin hepinize çok selamı var. 

Ettiğiniz dualara, aynı kalbi duygularla karşılık verdiğini bilmenizi istedi. 

Eksik olmayın, iyi ki varsınız...

O vakit gökten üç elma düşsün;

Sevenin sevdiğine gıyabında dua edenlerin başına!

Selametle...