Kazdağları için yıllardır söylene gelen "Alplerden sonra dünyanın ikinci oksijen çadırı" ifadesi şehir efsanesi çıktı. Nedeni şu; Hem bugüne değin ölçüm yapılmadı, hem de İdanın havası, dünyada bir başka ülkede yerde yok. Dolayısıyla Balıkesir'in Kazdağları ikinciliği değil, birinciliği hak ediyor!

Balıkesir Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Abdullah Soykan, Kaz Dağları'nın İsviçre'nin Alp Dağları'ndan sonra ikinci en fazla oksijen oranına sahip olduğu yönündeki bilgilerin efsane olduğunu söyledi.

Soykan, "Kaz Dağlarının matematiksel olarak Alp Dağlarından geride olması mümkün değil. Çünkü Alp Dağlarına göre biraz daha güneyde bulunuyoruz, sıcak denize komşuyuz. Buradaki mavi ve yeşil etkenler oksijen oranın yüzde 70'ni üretiyor. Kaz Dağları eko sistemi tamamen genç ormanlarla kaplı" dedi.

"ÖLÇÜMLE İLGİLİ ÇALIŞMA YOK"

Türkiye'nin hiç bir yerinde oksijen miktarının ölçümü ile ilgili bir çalışma olmadığını ifade eden Abdullah Soykan, Dünya Oksijen Araştırma Merkezi verilerinde maalesef ülkemizle ilgili hiç bir değerin olmadığına dikkat çekti

Bu nedenle böyle bir şeyin varlığını söylemek için önce ölçüm yapılması gerektiğini aktaran Soykan, "Elimizde bir belge olması gerekiyor. Kazdağları'nın oksijen bakımından Alpler'den sonra ikinci denilmesi gerçekten çok üzücü. Çünkü matematiksel olarak Alp Dağları'ndan geride olması mümkün değil. Alp Dağları'na göre biraz daha güneyde bulunuyoruz, sıcak denize komşuyuz.

Buradaki mavi ve yeşil etkenler oksijen oranın yüzde 70'ni üretiyor. Kaz Dağları eko sistemi tamamen genç ormanlarla kaplı. Fotosentez yapmayan ağaç sayısı bütün dağda bini geçmez.

Bu nedenle bu dağın, bol miktarda karbondioksit alıp bol miktarda oksijen veren bir özelliği var" diye konuştu.

İsviçre'nin Alp Dağları'nda oksijen oranı için ölçüm yapıldığına işaret eden Abdullah Soykan, "Yapılan ölçüm değerlerini görebiliyoruz. 2007 yılında yapılan ölçümlerde milyonda altı oranında (7 pipiem), oksijen oranında azalma meydana geldi. Bu azalmanın hemen sebepleri araştırıldı. Bunda orta Avrupa'nın kirliliği bunda çok etkili oldu" dedi. 

"TEK SEFERLİK ÖLÇÜM

İÇİN 40 BİN AVRO GEREK"

Türkiye'de ölçüm merkezinin olmasının farklı nedenleri olduğunu belirten Soykan, şöyle devam etti:

"Yerel yönetimler bundan haberdar değil. Tek seferlik bir ölçüm için 40 bin Avroluk bir para gerekiyor. Türkiye'de bu ölçümü yapabilecek bir laboratuarımız bulunmuyor.

Eğer meteoroloji istasyonu gibi bir yer kurarsak bunun 340 bin avroluk (1 milyon lira) bir maliyeti var. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Küçükköy Belediyesi'ne 2 milyon lira para aktarıp arıtma tesisi yaptırabiliyor.

Aynı bakanlık Kazdağları'nı destinasyon alanı ilan ediyorsa, mutlak surette 1 milyon harcayıp böyle bir şey yapması gerekiyor.

Şu anda projemiz hazır ancak finansman sorunumuz var.  Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) aracılığıyla bu proje yapılabilir."

"İKİNCİLİK EFSANESİ SONA ERER"

Kaz Dağları'nda oksijen miktarının ölçümü için istasyon kurulması halinde 'Alp Dağları'ndan sonra ikinci olduğumuz efsanesinin son ereceğini vurgulayan Soykan, "Dünyada Alp Dağları'nın birinci olmadığını çok net olarak göreceğiz. Dünyada en fazla oksijen oranın görüldüğü yerler insanların yaşadığı alanlar değildir. Dünyada uygarlıkların çıkış noktası Anadolu, Mezopotamya ve Mısır'dır. İlk uygarlıklar buralarda çıkmıştır. Eğer burada ölçüm yapabilirsek, bunu her yerde kullanabiliriz. Çok ciddi bir pazarlama yöntemi olabilir. Bütün oteller bunu kullanabilir. Dünyada ekvatorel bölge hariç desek bile çok etkisi olur" değerlendirmesinde bulundu.

"EDREMİT KÖRFEZİ

OKSİJEN ÇADIRI"

Kazdağları Milli Parkı'nın en önemli kaynak değerinin doğal bitki örtüsü olduğunu belirten Soykan, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Bu bitki örtüsü deniz kıyısından itibaren 800 metreye kadar itibaren kızıl çam olarak görüyoruz. 800 metreden bin 400 metreye kadar ise güney bakan yamaçlarda kara çam ormanları var. Kuzey kısmında ise özellikle Karanlık Dere Vadisi ve Koşarada da göknar olarak bildiğimiz endemik bir bitki türü bulunuyor. Kazdağları endemik bitki türünün yanı sıra hava kalitesi olarak da dünyada ender olarak görülen eşsiz yerlerden birisidir.

Dağın üst kısmında bulunan serin, nemli ve kaliteli havanın Edremit Körfezi'nin kuzey kıyılarına doğru ve uzunluğu yaklaşık olarak 21 kilometre uzunluğundaki kanyonlar aracılığıyla yukarıdan aşağıya doğru pompalanmaktadır. Bu vadiler olarak gelen dağın kaliteli havası Zeytinli, Altınoluk, Güre ve Küçükkuyu'da adeta bir yelpaze şeklinde yayılarak bütün Edremit Körfezi'nin kuzey kıyılarını bir oksijen çadırına çevirmektedir. Burası gerçekten oksijen cenneti olarak anılmaktadır."

Editör: Haber Merkezi