Türkün Türkten başka dostu yoktur” önermesini Azerbeycan’ın işgaline karşı Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan’ın dilsizlikleri, Kazakistan’ın yaptığı Ermenistan bağımsızlık günü kutlaması ile sorgulamamız gerektiğini gördük. Ve anladık ki;

Aslolan halklar değil, yönetimlerdir.

Müslüman bildiğimiz halkların oluşturduğu Suud, İran, Mısır, BAE ve Bahyreyn gibi ülkelerin başlarındaki İngiliz ve Amerikan soytarısı krallarının Türkiye gibi islam dünyasında güçlenen ülkelere ihanetleri sebebiyle Arapları bize, bizi de araplara düşman ettiler.

Düşman olan halkları değil, başlarındaki kukla rejimlerdir.

1992’de Bosna-Hersek, 1994’de Karabağ işgal edilirken Türkiye’de de dirayetli ve milli bir iktidar olsaydı, halkının yönetimi olsaydı herşey farklı olurdu.

O günlerdeki Türkiye’nin, bugünün bağımsızlığını hala kazanamamış bu türkî ve arap ülkelerinden farkı yoktu.

Bütün dünya ile düşmanız” diye çemkirenler, koca kafanız hala almıyor mu?

Bizim tarihimiz, coğrafyamız, milliyetimiz, dinimiz bunların bize düşman olmaları için sebeptir.

İçimizde yunandan daha yunan, fransızdan daha fransız olanlar var belki ama, biz milletçe asla onlardan olmadık.

Tâbi olursan, sömürü olursan, manda olursan, bağımlı olursan tüm dünya ile iyi geçinirsin.

Öyle iyi geçinirsin ki, kucaktan kucağa hoplatırlar.

Diplomasi ile teslimiyet ayrı terimleridir.

Diplomasiye devam eden ama teslim olmayan, dik duran bir yönetimin hep arkasında olacağız.