Tüm dünyanın mücadele ettiği koronavirüs salgını, pek çok sektörde hem işverenler hem de çalışanlar açısından yeni bir dönem başlattı.

Salgının kontrol altına alınmasıyla başlayan yeni normal dönemde iş hayatı da eski dinamiklerini yakalamaya çalışırken maliyet ve verimlilik şirketlerin başlıca gündemi haline geldi.

Yılın ilk çeyreğinde iş gücü maliyet endeksinde de artış yaşandı.

TÜİK verilerine göre saatlik iş gücü maliyet endeksi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18,1 arttı. Mevcut tabloyu değerlendiren Expremus Danışmanlık CEO’SU Gürcan Akçay, “Şirketlerin iş gücünü daha etkin planlayabilecekleri ve gerçek ihtiyaçlarını daha doğru hesaplayabilecekleri metodolojilere ihtiyacı var. Bugün elimizdeki teknolojiden yararlanarak yazılım ve kodlama ile çalışanların hareketlerini analiz edebiliyor ve şirketlerin gerçek ihtiyacını ortaya çıkarabiliyoruz ve görüyoruz ki, iş gücü doğru yönetilirse üretimi de %9 ila %20 arasında artırmak mümkün” dedi.

Çalışanların hareketleri kodlanıyor

İş gücü eksikliği nedeniyle makine parkurlarının tamamını çalıştıramayan üretim tesisleri veya kapasitelerini yakalayamayan işletmeler için teknoloji destekli projelerin çözüm niteliği taşıdığını belirten danışmanlık şirketi Expremus CEO’su Gürcan Akçay, “Çalışanların, çalışma esnasındaki hareketlerini kaydedip kodlayarak elde ettiğimiz verilerle ölçülebilir sonuçlar alıyoruz. Böylece bir iş kalemi için ihtiyaç duyulan iş gücünü hesaplayabiliyor ve verimi artırmak için gereken uygulamaları genel geçer önerilerle değil, yerinde yapılan detaylı analiz sonuçlarına göre çözümler sunuyoruz. Temel hedefimiz, şirketlerin iş gücünü farklı alanlara kaydırmak veya yeni üretim bantları oluşturmak gibi somut adımlarla maliyet ve verim kaygılarının önüne geçebilmesini ve sürdürülebilirliği sağlamak” şeklinde konuştu.

Gerekli iş gücü doğru hesaplanmalı

Gürcan Akçay, şirketleri mevcut kaynakları ile daha etkin çalışır hale getirmenin önemine dikkat çekerek salgın sürecinin bu anlamda ciddi bir sınav niteliği taşıdığını da belirtti. Akçay “İstihdam oranlarının sektörel ve bölgesel olarak homojen olmadığı, bazı bölgelerde ve sektörlerde yeterli iş gücü kaynağına ulaşmanın daha zor olduğu bir gerçek. Salgın sürecinde de bir kez daha deneyimlediğimiz üzere, bu durum verim kaygısı ile de birleştiğinde eğer gerekli aksiyonlar alınmamış ise şirket için bir tehdit haline gelebiliyor. Bu noktada gerekli iş gücünü hesaplayan analiz yöntemleri ile gerçek ihtiyaçları tespit ederek iş gücünü doğru yönetmelerini sağlamak hayati önem taşıyor” dedi.

Editör: Haber Merkezi