Sahaya çıktığında tribünler coşardı. Enteresan olduğu kadar bugünün topçularına ders diye okutulması gereken bir hikayesi var rüzgarın oğlunun..

Beşiktaş formasını giydiği ve Alman hakem Günther'in yönettiği maçta Göztepe'ye attığı gol sonrası  siyahlı takım şampiyonluğunu ilan edince İzmir'de stat yıkılacaktı. 

Takımın yıldızı, en yüksek transfer ücretini alan isimlerden biriydi, ama eline geçen parayla sadece İstanbul'un varoşlarından ev alınabiliyordu.

Sahalar yaz-kış zımpara gibiydi. Yağmur yağdığındaysa balçık çamur. Bugünün topçuları o sahalarda bırakın meşin yuvarlağın peşinden koşmayı, inanın yürüyemezdi.

İşte 'rüzgarın oğlu Coşkun'un hikayesi.

Coşkun Ehlidil...

Türk Futbolunun bir dönemine 'rüzgarın oğlu' diye imzasını atan güzel insan.

Sadece doğup büyüdüğü Balıkesir'de değil, ülkenin dört bir yanında tanınıyor.

Hele ki Beşiktaş ve Balıkesirspor sevdanız varsa Coşkun abinin tüm meziyetlerini tek tek sayabilirsiniz.

KASIMPAŞA'DA BAŞLADI

20 yaşındayken Kasımpaşa'da futbola başladı.

Üç sezon sonra 62'de Beşiktaş'a transfer oldu.

O tarihte 30 bin lira transfer ücreti aldı.

Beş sezon geçirdiği siyah-beyazlı kulüpte 3 kez transfer masasına oturdu.

BJK'DAN 90 BİN LİRA ALDI

"Bizim zamanımızda bugünkü kadar büyük paralar yoktu. Ben üç transferden 30'ar bin lira aldım. O zaman o parayla sadece İstanbul'un varoşlarından bir ev alınabiliyordu." diyor Coşkun Ehlidil.

BUGÜNKÜ RAKAMLARI HAK EDEN YOK

Şimdiki futbolculara ödenen yıllık 5-10 milyon avrolar için "çok yazık", "ben bu parayı hak edecek kalitede topçu göremiyorum" vb. ifadeler kullandı haklı olarak.

SAHAYA ÇIKTIĞINDA

ÇILGINA DÖNERLERDİ

Toprak ve çamur sahalarda meşin yuvarlağın peşinden koştuklarını hatırlatan Coşkun abi, şu eklemeyi yapıyordu; "Ben sahaya çıktığımda ve gol attığımda tüm tribünler Rüzgarın oğlu diye inlerdi. Alman hakem Günther'in yönettiği maçta Göztepe'ye attığım gol sonrası İzmir'de stat yıkılacaktı. O maçı kazanıp şampiyon olduk."

BAL-KES'E GELİŞİ

Beşiktaş'ta futbol kariyerinin zirvesini yaşadığı sırada, Balıkesirspor Kulübü kuruluyor.

Sonra şehirde kampanya başlatılmış, Bal-Kes'e getirilmesi amacıyla seferberlik ilan edilmiş!

Tepkilere sessiz kalmayan yönetim kapısını çaldığı Beşiktaş ile masaya oturmuş.

Astronomik sayılabilecek para (50 bin lira) karşılığında 'Rüzgarın oğlu' Coşkun Ehlidil'i takım kaptanı olarak Bal-Kes'e transfer edilmiş.

BİZİM TAKIMLA 45 MAÇ

Kırmızı-Beyazlı formayla iki sezon oynadıktan sonra jübile yaparak toprak sahalara veda eden Coşkun Ehlidil, ondan sonraki yaşamı için bakın ne dedi:

YÜNCÜLÜKTEN KÖFTECİLİĞE

"Eski Hasanbabanın altında küçük bir yüncü dükkanı açtım. Uzun yıllar bu işi yaptıktan sonra köfteci oldum. 32 yıl esnaflık yaptım, Bağ-Kur'a prim ödedim. Köfteci Coşkun olarak esnaflıktan emekli oldum. Eşimde emekli Allah'a şükür. İkimiz geçinip gidiyoruz Elhamdülillah."

216 MAÇ 56 GOL

Kasımpaşa'da 45, Beşiktaş kariyerinde 116, Balıkesirspor'da 55, toplamda Türkiye Liglerinde oynadığı 216 maçın 210'una ilk 11'de çıkan "Rüzgarın Oğlu" 56 gole imzasını atmış. Sakatlık yok, kırmızı kart cezası yok. 

Düşünsenize bir kez;

Saha yaz-kış zımpara gibi. Yağmur-kar yağdığında balçık balçık çamur deryası.

Bugünün futbolcuları koşmayı bırakın, yürüyemez bile o sahada!

İşte öyle dönemlerde fırtına gibi esip 56 gol atmış bizim kaptan.

ÇINARALTI MÜDAVİMİ

Beşiktaş'ın gelmiş geçmiş en hızlı futbolcusu ünvanını koruyan Coşkun Ehlidil'le hemen her gün gelip iki çay içtiği Zağnos Paşa Kent Meydanında keyifli bir sohbetti bizimkisi.

Bizim şehri ve futbolunun dününü, bugünü ve yarınını konuştuk; "nerede o eski günler" diye derin bir soluk aldık.

BENİ ÇİMLERDE SÜRÜNDÜRÜR

Bugün 86'yı devirmek üzere olan Coşkun abiyle sahaya çıksak beni çimlerde süründürür diyebilirim size. Öylesine dinç ve hareketli yani.

"Maşallah" dedim tabi.

Sonrasında "benim otobüs saati geldi" diyerek vedalaştığımız güzel insanla birbirimizi Allah'a emanet ettik.

AKLIMA GELMİŞKEN..

Balıkesirspor'un 67'li yıllarından başlayıp 2000'li yıllarına kadar formasını giyen birçok isim tanıyorum.

Merhum Fuat Seyrekoğlu'ndan Ali Burul'a, Nevzat Kırceylan'dan, İhsan Özbek'e, Necdet Karabaş'dan Veli Toklu'ya, Günay Cangök'ten Kazım Ergül'e, merhum Kürşat Küçükayalar'dan yine merhum Okan Atay'a, Eşref Erkekoğlu'ndan Bekir Gür'e, Mesut Dilsöz'den Engin Gülışık'a kadar daha onlarca isim sayabilirim. Sizde üzerine ekleyebilirsiniz.

HAKKINIZI HELAL EDİN..

Hemen her biri "karın tokluğuna" oynadı. Kırmızı-Beyazlı formayla sahaya çıktığında yüreğini koydu ortaya.

Yine hemen her biri imza attıkları ücretleri bile alamadı.

Bir de bugün bu ligde 1 milyon liraya oynayan ve tek bir taksidi ödenmediğinde TFF ve UEFA'ya başvurup faiziyle alanları düşünüyoruz da, Balıkesirspor Kulübü'nün hala ayakta durabilmesini de bizim çocukların fedakarlığına bağlıyoruz. 

Bizim şehire ve biz Balıkesirspor sevdalılarına hakkınızı helal edin "bizim çocuk"lar..

SAHİ BİZİM BİR DE EREN'İMİZ VARDI

Sahi bir de bizi amatör küme bataklığından çekip çıkaran bir 'bizim çocuk' daha vardı; Eren Koç..

Sahi Eren'e niçin sırt çevirdik hep.

Adı sanı yok diye mi?

Olanların Balıkesirspor'u nasıl zarara soktuklarını, bizlere ne gibi ızdırablar yaşattıklarını görmedik mi?

Ah Coşkun abi ah!!!

Nerelerden aldın, nerelere götürdün beni..

Nokta koymak gerek, devam edersem bir kitap yazabilirim..

Haydin selâmetle..

24 Kasım 2018 | Balıkesir | Ramazan DEMİR