İnsanoğlu(nev’i beşer) yaratılmışların en güzeli, en şereflisi.. bazen en esfeli(aşağılık).. ahsen(en güzel) olmak da esfel(en sefil) olmak da birazcık kendi irademizde değil mi.. mutlu ve huzurlu yaşamak için şunları unutmamak lazım.

Başın ağrımasın istiyorsan, sırrını iki kişiden başkası bilmesin.. bu iki kişiden biri sen diğeri Rabbin olsun. Zira Rabbin dışında beşerden biri daha sırrına vakıf olursa, sır sır olmaktan çıkar.

İki cihanda da mutlu olmak istiyorsan, dünyada iki kişinin mutlaka rızasını al.. Bunlar da Annen ve Baban olsun..Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz demişler atalarımız.. En sevgili olan da; Cenneti anaların ayakları altına sermiş. Cennetin de Cehennemin de yolu ana-babanın rızasından geçiyor. Baba, bir dağdır, yaslandığın, onu üzersen Rabbini de üzersin.. Hele hele babanın bedduasından mutlak surette sakın..

Sıkıntıya düşersen, musibetlere düçar kalırsan iki şeyle Rabbine sığın. Bunlar da Sabır ve Namaz olsun. Hışımla, öfkeyle başladığın her işin sonunda seni bir hüsran bekler. Sabır bir çok hayra kapı açar, huşu ile kılınan namaz ise, seni kötülüklerden uzak tutar.

İki şeyden korkma: Biri Rızık, diğeri ecel.. Alemlerin Rabbi olan Allah’ın bir ismi de Rezzak değil mi? Yani rızık veren... Halık ismiyle yaratan, Rezzak ismiyle senin benim rızkımı takdir ve tayin etmediğini mi sanırsın!!.Zaten rızkın kesilmişse vaden dolmuş, ecel kapındadır.. Hal böyle iken, şairin dediği gibi Rızkını veren Hüda’dır kula minnet eyleme. Sırtını yasladığın her kul bir gün gidecektir.. Unutma!! Ecel; tayin edilmiş bir vakit manasına gelir ve ömür müddetinin bittiği andır. Ne bir an ileri ne bir an geri alabilirsin.. Hastalıklar ve diğer harici nedenler sadece birer vesileden ibarettir. Bu nedenle ecel birdir ve asla değişmez.. “O öyle bir Rab’dır ki, sizi çamurdan yaratmış, sonra (her birinize) bir ecel tayin etmiştir.” (Kuran-ı Kerim)

İki şeyi hatırlama: Başkasına yaptığın iyilik ve başkasından gördüğün kötülük. Hele yaptığın iyiliği başa kakma.. Zira yaratılış gayemizden biri de iyilik yapmaktır. “İnsanların en hayırlısı, başkalarına faydalı olandır.” Hadis-i şerifi hayat düsturun olsun. Gördüğün kötülükleri de Allah’a havale et.. Herkesin bir hesabı varsa, Allah’ın da bir hesabı olduğunu hesaba katarak tevekkül et..

İnsanlara adaletle muamele et.. işin, konumun neyi gerektiriyorsa, hakkını ver.. hakkını verirken hak yeme..hak yedirme. İnsanları konumları ve güçlerine göre değil, yaptıkları işe göre değerlendir. Gücünü güçlüden yana değil haktan ve haklıdan yana kullan. En küçük adaletsizlik, ileride çok büyük tahribatların müsebbibi olur.

Şu iki şeyi de unutma:

Rabbini ve Ahireti. İnsan ile nisyan kelimesi aynı kökten türemiş ve unutan varlık manasınadır. O yüzden büyüklerimiz, hafıza-i beşer nisyan ile malüldür demişler..

Rabbini unutmak, O’nun yolundan sapmakla aynı manayı taşır..

Bu sebeptendir ki, Ayakta, otururken, yatarken O’nu zikirden uzak kalma.. Bilki dünya ahirete uzanan bir köprüdür. Aynı zamanda bir tarladır.. Ektiğini biçeceğin tarlaya, faydasız şeyler ekme..

Unutma bir gören, bir gözeten var..