Yaz yaz bitirilemeyecek tek konu kadın-erkek ilişkileridir. Ve de yazılması en eğlenceli konu. Bu kızda durmadan erkeklere laf söylüyor, olmaz ki demeyin. Ben ne yapayım malzeme sizden, yazması benden. Maalesef zamanımızda boşanmalar iyice artmış durumda. Ekonomik özgürlüğünü kazanan eğitimli kadınlar, artık sizleri çekmek zorunda değil beyler. Eskidenmiş o ‘aman kızım sen sus, yuvan yıkılmasın’ nasihatleri. Maddi yönden erkeğe muhtaç olan kadın, gidecek yeri olmadığı bilindiği için hor görülmüş hep. (toplumsal baskı da büyük etken elbette)
Dediğim gibi devir artık değişti, kadınlar eskisi kadar kendilerini ezdirmiyorlar. Hatta kızgınlıklarını ve tepkilerini hemen belli ediyorlar. Neden mi kızıyoruz sizlere?
* Çok kabasınız, dışarıdakilere gösterdiğiniz ilgiyi, nezaketi, güler yüzü ve anlayışı re? bizden çok görüyorsunuz.
* Bencil, egoist hatta sadistsiniz. Kızdığınız kişilere söyleyemediklerinizi evdeki hanımınızdan, sevgilinizden her neyse ondan çıkarıyorsunuz. Kendinizin yapamadığı her güzelliği bizden bekliyorsunuz.
* İkiyüzlü ve yalancısınız. En büyük yalanı kendinize söylediğinizden bir haber durumdasınız.
* Sadece haklı durumda olmak için söyleyemeyeceğiniz kelime, kuramayacağınız cümle yok.
* Ağzınız bozuk. Küfür edince rahatladığınızı, sinirinizin geçtiğini sanıyorsunuz.
* Kendinizi dünyadaki en önemli şahsiyet ve de en zeki kişi sanıyorsunuz. Çok gereksiz ispatlama çabalarına girişiyorsunuz. Akıllara zararsınız.
* Bizler sizin malınız değiliz. Nedir MAL: Bir kimsenin, mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü. Ya da alınıp satılabilen her türlü ticaret eşyası olarak da tanımlayabiliriz!!! Kimse kimsenin mülkiyeti altında falan değil. Çünkü biz kadınlar eşya değil: CANLIYIZ. Bunu idrak etmek bu kadar mı zor!
Tamam, kadınlar komik erkeklerden hoşlanır diye bir görüş var. – da şöyle minik bir ayrıntı var; komiklerden hoşlanırlar, salaklardan değil! Bu sadece bir genelleme. Eğer anlattıklarımdan farklıysan kızmana hiç gerek yok.
Yuvayı dişi kuş yaparmış anladık da inşaat için gerekli malzeme olması lazım. Çimentoyu, demiri, kumu da mı biz temin edelim? Başka derdin(iz) ?
--------------------------------------------------
DÜŞÜNME MOLASI: GÜÇLÜ KADIN!
--------------------------------------------------
Güçlü kadınlar vardır, her işlerini kendileri halletmeye çalışan. Anne babaları tarafından böyle yetiştirilen. Onlar kendi paralarını kendileri kazanmak isterler. Evdeki tüm tamirat,tadilat işlerinden anlarlar. Bir erkeğe mecbur kalmadan da hayatlarını devam ettirebilirler. Faturalarını kendileri yatırırlar. Hemen hemen tüm işlerini kendileri yaparlar. Hatta etraflarının yükünü de üstlenirler. Özgürlüğü severler,dik durmayı da,güçlüdürler çünkü…
Aşık olduklarında hissederek yaşarlar. Aşklarına kurallar koymadıkları gibi büyük beklentilere de girmezler. Sevdiklerine problem çıkarmazlar. Bütün gün çalışıp durduktan sonra, akşamları yorgun da olsalar sevgilileri buluşalım dediğinde, hemencecik hazırlanıp sevgililerinin onları evden almalarına gerek kalmadan, o her neredeyse onun olduğu yere giderler.
Çoğu zaman sevgililerinin ya da kocalarının haberi bile olmaz yaşadıkları sıkıntıdan, yansıtmazlar çünkü. Para var mı, işyerinde sıkıntı mı oldu, birine canı mı sıkıldı, hiç bunlarla yormazlar birlikte oldukları erkeği. Çünkü istemezler kimse onlara acısın.
Sonra da bir bakarlar ki, bu kadar dik durmanın ve sorun çıkarmamanın karşılığında gerçekten de kimse onlara acımaz. Bu durum zamanla gelenekselleşir ve acınmama ile sorun çıkarmama hali yaşam tarzına dönüşür. Eskaza dayanamayıp sorunlarını paylaşmaya kalksalar, bu sefer de sorunlu kadın, kaprisli kadın, tahammül edilmez kadın damgasını yerler. Bu yüzden de terk edildiklerinde bile hiç seslerini çıkarmaz bu güçlü kadınlar! Terk eden erkek de bilir onun ne kadar güçlü olduğunu ve onsuz da yaşayabileceğini, içinde yaşadığı fırtınalardan bihaber.
Sonra bir dosttan, eşten, ya da tanıdıktan duyarlar ki onu terk eden gitmiş erkeğe muhtaç yaşamak zorunda olan biriyle beraber olmaya başlamış. Erkekler çok severler böyle kadınları. Birinin ona muhtaç olduğunu görmek bir çok duygusunu okşar erkeğin. Onlara kendini erkek gibi hissettirir! Bu zayıf kadınlar erkeklere bağımlıdır.
Mesela fatura filan yatıramazlar, anlamazlar çünkü. Nerden yatırılır onu da bilmezler. Ev ya da yemek alışverişi de yapmazlar, çünkü taşıyamazlar onca torbayı. Hep yorgun olurlar, bütün gün spor salonları, kuaför, o mağaza, bu mağaza gezerler. Akşama yemek yapmaya fırsat bulamazlar. Akşam eşleri eve geldiğinde, bugün nereye yemeğe gidelim, diye sorarlar. En kötü ihtimal dışardan yemek söylerler. Zayıf kadınlar doğurdukları çocuğa bakacak gücü de kendilerinde bulamazlar, pamuklar içinde yaşamaya alışmışlardır bir kere. Kendilerini hep altın tepsi içinde sunarlar. Huysuzluk da ederler, ama bu erkeğin hoşuna gider, çünkü kadın ona muhtaçtır, söylenmeyen güçlü kadının aksine, hiçbir şeyi beğenmedikleri gibi devamlı da mutsuzdurlar. Pek teşekkür etmezler, kıskançlık krizlerini de severler. Kocasının ve sevgilisinin hayatlarını karartırlar. Erkekler bu kadınları asla terk edemezler. Çünkü o güçsüz, kırılgan bir kadındır. Ayrılırsa kurda kuzuya yem olur. Koruyup kollanmalıdır her an o!
Zayıf kadınlar hiç çökmez, buruşmaz ve yıpranmazlar. Ancak işin ilginç yanı her zaman daha değerli olanlar da onlardır. Ve geride kalan güçlü kadınlar tüm bunların nasıl gerçekleşebildiğine sadece bakakalırlar. ( AYLİN KOTİL)
---------------------------------------
GÜNÜN SÖZÜ:
---------------------------------------
Dost Gerçekleri, Düşman İşine Geleni,Deli Ağzına Geleni, Aşık İçinden Geçeni Söylermiş. Özdemir Asaf