Bu gün 75 yaşına merdiven dayamış hayatını, eşini, çoluk çocuğunu helalinden büyütmek için çıraklığından kalfalığına, ustalığına kadar 60 yılını ayakkabı tamirciliğini geçirmiş bir amcayla sohbet ettim.
Dört çocuk büyütmüş,ikisi kız ikisi oğlan,kızları evlendirmiş, oğlanın biri ayakkabı tamircisi biri de polis olmuş,tamirci oğlan en küçüğü, yaşı kırk.
Anlattıkları tam ibretlik:
Birlikte dinleyelim:
"Görüyor musun şu kamburumu evladım. bu benim nişanım, madalyam .Kimseye muhtaç olmadan sabah ezanın da çıktığım evden,akşam ezanın da anca girdim. Hayatım çalışmakla geçti, eskiden bir yetmiş beş olan boyum, şimdi anca bir elli beş.Evlat benim olmayan hiç bir şeye el uzatmadım. Nasıl zengin olurum, nasıl yolunu bulurum, kime yalakalık yapar, parayı bulurum diye derdim olmadı. Ay sonu geldi mi, evin dükkanın kirasını verdim mi,çocuklarım aç açıkta değilse Rabbime şükür ettim.
Rabbim nasip etti on beş sene önce emekli oldum,aldığım emekli parası yetmediği için,bir kaç sene öncesine kadar tamirciliğe devam ettim, evlat artık gözlerim görmüyor, ellerim titriyor, sırtımda ki kambur da belimi iyice büküyor.
Ev kirası olmasa yengenle aldığımız emekli maaşı yetecek,amma evladım ne yaparsın, aldığım 1300 liranın 500 lirasını kiraya veriyorum. Şükür haşa ,isyan etmiyorum, Allaha şükür ediyorum, bir evim bile yok amma, çocuklarımı helal parayla büyüttüm, onlara ev ,araba,mal mülk veremedim, bırakamadım amma,onlara merhameti,onlara şevkati,onlara adaleti,onlara sevgiyi saygıyı, insan olmayı öğrettim.

- Evladım, benim beşinci bir evladım daha var,oda kim biliyor musun?
- Kim amcam dedikten sonra başlıyor yine anlatmaya;
"Tayyip, o da benim canımdan bir can, kanımdan bir kan, kendi sağlığımdan daha çok, onun sağlığını düşünüyorum, kendime değil Rabbim ona uzun ömür versin diye dua ediyorum.
Biliyor musun evladım, 15 temmuzda ona bir şey olsaydı bu kambur halimle o hainlere dünyayı zindan ederdim.
Bir Eyüb el Ensari olur,o hainin ta amerikada kapısına dayanır kafasını koparırdım dedi.
Ben 27 gün akşam namazından sonra gelip,gün ağarıncaya kadar meydanlardaydım evladım.."

Gözlerim doldu, içimden Allahım bunu teslimiyet ,bu ne şuur dedim.


Derin bir ah çekti, kafasını kaldırıp yüzüme baktı; 
-"Evladım ben hiç Tayyib evladımı yakından görmedim" dedi. Sonra derin iç çekt, "Benim ki, Yakup As. Yusuf As. özlemi gibi" dedi.
-" Tayyip evladım buralara gelecek mi/" diye sordu.
"Hayrola amca, sarılıp hasret mi gidereceksin?" dedim.
Karşılığı şu oldu:
"Yok evladım daha önemli dedi,onunla konuşacaklarım var?"
Ne anlatacaksın amca dedim, "söylemem" dedi. Israr edince "hadi birazını anlatayım" dedi.
Devam etti:
-"Biliyorum evladım diyeceğim,durumlar iyi değil, üç milyon muhacir suriyeliye bakıyorsun, yüz binlerce fakire yetime öksüze dula kol kanat geriyorsun.Yedi düvel düşmanla mücadele ediyorsun,müslüman sandığın din kardeşlerinin ihanetine uğruyorsun.
Lakin,hani sen bizi büyük şehir yaptın ya evlat,sen bizi eskisi gibi yine küçük şehire çevir,büyük şehir olmak bize bol geldi ,bu insanlar sabırsız nankör evladım diyeceğim.
Neden amca dedim.Oğlum dedi her gün cami cemaatiyle tartışmaktan bıktım.camiye gidesim gelmiyor,kahveye bir cay içmeye gittim mi bile konu bu,ney amca dedim,su evladım su dedi,nasıl su amca dedim.
Oğlum her kez su paralarından şikayetçi,elektrik paralarından daha çok su paraları geliyor diyorlar. Atık su,katık su parası diye şeyler yüzünden Allahın suyu çok pahalı dedi.İşte bu yüzden millet Tayyip oğluma laf söyleyince,ağrıma gidiyor,bu yaşta arkadaşlarımla tartışıyor, kalplerini kırıyorum üzülüyorum dedi.

Tayyip ne yapacak amca dedim,oğlum benim aklıma bazı fikirler geliyor,onları söyleyeceğim."
Söyle bakalım amca dedim.

- Bir dedi; Oğlum vekiller yukarıda bu yasayı değiştirsin,atık su katık su çöp ya kaldırılsın veya ilçe belediyelerine bağlansın veya oranları azaltılsın dedi.
- İki dedi; OOğlum değirmen boğazında evi bir kaç milyon lira olanda suyu aynı paraya kullanıyor, benim gibi maltepe mahallesinin en ücra köşesin de yüz bin liralık evde,kirada oturan da aynı parayı veriyor,oğlum mahalleye göre,evin değerine göre veya kullanılan suya göre ayrı tarifeler uygulansın dedi.Nasıl olacak amca dedim,milyonluk evde oturan suyu 5 liraya kullanıyorsa,Yüz binlik evde oturanın iki lira olsun, bedava olsun demiyorum evlat dedi..Düşündüm doğru söylüyorsun dedim.
- Üç dedi; Omaz artık ya, sen bizi yine eskisi gibi küçük şehir yap, büyük şehir bize bol geldi derim dedi. Amca dedim,dediklerin olmaz,büyük şehirde yaşamanın bedeli var dedim.Benden söylemesi dedi.Kanunları yasaları yapan insanlar hükümet değil mi, bu Allahın değişmez yasaları değil ya değiştirsinler dedi, ya bu yüzden belediyeyi kaybedersek ben o zaman çok üzülürüm,bak bundan önce bir asvalt parası inadı yüzünden seçimi kaybetmiştik dedi
Düşündüm yaşlı amcam doğru söylüyor.
1300 lira asgari ücretliye de su aynı para,memleketin en zenginine de aynı para ,elektrikte aynı para,doğal gazda aynı para,telefonlardaki vergilerde aynı para.
Hayırlı cumalar.
Selamun Aleyküm