Halkımız arasında helâllik alma, helâlleşme veya hakkını helâl et diye kullanılan bir söz vardır. Milletimizin dininden-inancından, örfünden ve geleneğinden tebarüz etmiş güzel bir ifadedir. Hasım değil, hısım olmayı, pişmanlığı ve affetmeyi simgeleyen bir sözcüktür. Nedameti ve pişmanlığı belirten bu sözcük asırlar boyu kardeşliğin ve dostluğun vazgeçilmez bir vurgusu olmuştur.

Bir insanın, bir organizasyonun ferdi veya topluca haksızlığa uğramasını veyahut uğratılmasını müteakip, nedamet ve pişmanlığı ifade etmesi açısından bakıldığında helâlleşme veya helallik alma çok şeyler ifade eder. Helalleşme her şeyden önce samimi olmayı, doğru ve mert olarak haksızlık yaptığını canû yürekten kabul etmeyi gerektirir. Yalan dolanla ve bazı menfaatleri gözeterek, oy kapma düşüncesiyle yapılan helâlleşme veya helâllik alma gösterileri, zulümkârın ve zalimin göz boyama numaralarından öte bir şey ifade etmez.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 31 Mart 2019 Seçimleri öncesi; ‘’Namus sözü veriyorum, Belediyeleri kazandığımız takdirde hiç kimsenin işine dokunulmayacak, hiç kimse işten çıkarılmayacak’’ dediği halde, CHP li Belediyelerden on binlerce insanın çıkarıldığını ve yerlerine seçim ortaklarının kontenjanından bir kısmı da şüphelilerden oluşan, adamların doldurulduğunu nasıl izah edecek? Bu güne kadar izah edemedi. Namus sözü havada kaldı.! İçişleri Bakanlığında incelemeler devam ediyor.

Görünen o ki, Kılıçdaroğlu ve avanesi yalan haber konusunda Adolf Hitler’in Propaganda Bakanı Goebbels’i bile sollamışlar. Bakın bu konuda CHP ye yakınlığıyla tanınan yalan uzmanı bir kadın ne diyor; Kitleleri etkilemek ve yönlendirmek istiyorsanız ortaya kocaman bir yalan atın ama çok büyük bir yalan olsun. İkinci kriter çok basit bir yalan olsun. Sonrasında da bu büyük ve basit çok büyük yalanı sürekli tekrar et. Ve ardından kitleleri o yalanı nasıl gerçekmiş gibi kucakladığını otur seyret. Demek oluyor ki, Kılıçdaroğlu kılavuzunu seçememiş. Kargadan kılavuz olamayacağını bilememiş (!)

Yalan, iftira ve hakaret konusunda her halde Kılıçdaroğlu’nun önce Devlet Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan helâllik alması gerekecek.! Mahkeme tescilli yalan dosyası çok kabarık. Her geçen gün daha da kabarıyor. Doğru olmayan isnatları gazete manşetlerinde ‘’Tescilli yalancı 2 Milyon 750 bin Tl. Tazminat ödedi’’ ( Yenişafak) şeklinde yer alırken, TC nin Musul Başkonsolosu olarak atadığı ve fakat IŞİD askerlerini görünce tenzili rütbe ile muhasebeciliği tercih eden (!) CHP eski Milletvekili, şimdi Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz Kılıçdaroğlu için (Yürüyen yalan makinesi) sözünü boşuna dememiş.

Miting meydanlarında A-4 kâğıtlarını sallayarak işte sahte evraklar demesi yanı sıra, Man adası, külliyede altın kaplama klozetler, 1100 odalı saray, Katar masalları Vs. Vs. Doğru olmayan iftiralarından dolayı Tayyip Bey’in Kılıçdaroğlu’ndan kazandığı Mahkeme tescilli tazminatlar adeta Kaf dağını bile aştı. Kılıçdaroğlu; aslı astarı olmayan yalanları gerçekmiş gibi getirip önüne koyan danışmanlarından bir an evvel kurtulmazsa mahkeme tescilli tazminatlardan kurtulması biraz zor.!

Şehir hastaneleri konusunda, Teke tek programında Fatih Altaylı karşısında elektrik ve su faturaları için söylediği hayali iddialar yüzüne vurulunca, sadece gülümsemesi dahi yalanların kabulünden başka ne olabilir ki.

CHP tarihi boyunca yıkılan ve hayvan ahırına çevrilen camilerin, kapatılan Kur-an kurslarının hesabını kim ve nasıl verecek? CHP nin tek parti döneminde Müslüman yurdu ülkemizde, 1950 yılına kadar 18 yıl ezanı Muhammedinin asli lisanından yasaklanarak, minarelerden okutulmamasının hesabını kim verecek.?

CHP nin Tek Parti döneminde yapılan Dersim katliamında fare zehirler gibi mağaralarda zehirli gazla öldürülen Kürt çocukların, bebeklerin, kadınların genç ve yaşlıların hakları ne olacak? Ordu, Dersim Kürtlerini kesti, fare gibi zehirledi itirafında bulunan zamanın Malatya emniyet müdürü ve daha sonra Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’in bizzat Kılıçdaroğlu’na yaptığı iddia edilen bu itiraf ne olacak.?

Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’e savaş pilotu diyorlar, acaba Sabiha Gökçen hangi savaşa katıldı onu söylemiyorlar. O halde biz söyleyelim; Dersim katliamınında binlerce masum insanı mağaralarda gaz bombalarıyla öldürme savaşına katıldı. (!) Sabiha Gökçen katliam emrini Atatürk verdi ben de emri yerine getirdim diyor.! Sabiha Gökçen Atatürk’ün katliam emrini yerine getirirken hiç acıma hissi duymadığını da özellikle itiraf ediyor.! Kendisi de Dersim’li olan Kıçdaroğlu bu insanların evlatlarından nasıl helâllik alacak?

Frenk mukallitliği risalesinden dolayı önce kendisine Milli eğitim Bakanlığı tarafından teşekkür edilen ve fakat şapka devriminden sonra kanun geriye doğru işletilerek Tek Parti iktidarının İstiklâl mahkemesi tarafından bir cani gibi idam edilen Atıf Hocayla ve ailesiyle nasıl helâlleşilecek? (Bkz.şeriat yolunda yürüyenler ve sürünenler: Sadık Albayrak)

Kur-an yazısıyla yazıldı diye parçalanan çeşme kitabelerine, parçalayamadıklarının üzerlerini betonla kapattıkları tuğralara, parçalanan ve çöp arabalarıyla taşınan sanat eseri Kur-an yazısıyla yazılmış levhalara; ‘’Sizi böyle kim parçaladı, çöp kamyonlarına kim doldurdu’’ diye sorun bakalım ne cevap alacaksınız? Alacağınız cevap: Tek Parti devrinin tek hâkimi CHP olacaktır.(Bkz. Kara kitap: Eşref Edip) bunların hesabı sorulmadan helalleşmek mümkün mü?

Bu günlere gelirsek Başörtülerinden dolayı Üniversitelerden atılan, ikna odalarında ağlatılan ve tahsil hayatları söndürülen kızlarımızdan nasıl helâllik alacaklar? ‘’Anayasa Mahkemesi yolları CHP nin; Başörtüsü okullardan ve kamu hayatından yasaklansın müracaatlarıyla doludur.’’

Milletimizin kararıyla TBMM giren Merve Kavakçı hanımefendiye CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve avenesinin, TBMM de yaptıkları insanlık dışı barbarca hakaretleri unutmak mümkün mü? 1945 yılında Rus zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınan Azerbaycanlı 195 aydın’ı Boraltan köprüsünde Rus’lara teslim eden Tek Parti CHP iktidarı nasıl afedilecek?Kılıcdaroğlu helâlleşelim diyor, Başkan yardımcıları ve en yakın adamları İslâm’a ve Kur-an kurslarına, Kur’an talebelerine TBMM de orta çağ zihniyeti diye hâlâ hakaret ediyorlar. İslâm’a ve Müslümanlara kin adeta adamların damarlarında dolaşıyor. Sorsunlar bakalım Merve Kavakçı CHP ye hakkını helâl edecek mi?

Bir söyleşide; karşısındaki kadın Başörtüsüne Çul diye hakaret ederken, Kılıçdaroğlu’nun da bir metrekarelik bez parçası diyerek hakarete iştirak etmesine ne diyeceğiz.? Geçmişi ve bu günü Başörtüsüne şaşı bakışlarla dolu olan Kılıçdaroğlu ve Partisi CHP ye bu milletin güvenmesi ve haklarını helâl etmesi mümkün olabilir mi?

CHP ye nazar boncuğu kabilinden, başörtülü bir bayan transfer etmeleri, Başörtülü kadınlara göstermelik CHP rozeti takmaları bu güne kadar hakaret ettikleri yırtıp parçaladıkları Başörtü ve çarşafları unutturabilir mi? Milletimiz biliyor ki, Başörtüsü konusunda CHP sabıkalıdır, kesinlikle affı ve helâllik verilmesi mümkün değildir.!

Saadet Partisi hatipleri; ‘’Ekrem İmamoğlu’nu İstanbul Büyükşehir Belediyesine biz seçtirdik, AK Partiye biz kaybettirdik’’diye yeri göğü inletmişlerdi. İşte seçtirdiğiniz CHP li Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Minberden edep ve ahlâk konusunda hutbe verilmesine tepkisi; ‘’Hutbeden gençlere edep ve ahlak dersi verilmesini de manidar buluyorum. Yani Diyanet 7/24 siyasete devam ediyor. Açıkçası çok üzüldüm. Ogün bütün moralsizliğim üzerimdeydi’’

İşte Saadet Partililerin biz seçtirdik diye övündükleri CHP li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, edep ve ahlak anlayışına bakışı ve velinimetleri(!) Saadetçilerin suskunluğu.! Bu suskunluklar Erbakan hocamızın ‘’Önce ahlak ve maneviyat’’ uyarısının bir parçası olabilir mi?

Bütün bunlar gösteriyor ki, Kılıçdaroğlu ve Partisi Helâlleşme konusunda samimi değiller, numara yapıyorlar. Milletimiz her şeyi görüyor ve CHP zihniyetini yakından tanıyor. Milletimizin oylarını alabilmek daha doğru tabirle avlayabilmek(!) için kılıktan kılığa giren bir zihniyete elbette oy verilmez, hak helâl edilmez. Bu sebeple ben Kılçdaroğu’na ve dolayısıyla CHP ye hakkımı helâl etmem ve helâlleşmem.. ittifak ortakları ve Milli şuur yoksunu bazı alnı secdeliler etseler de!