Biyolojik bir saldırı veya biyolojik bir savaş da diyebileceğimiz Koronavirüs vakası, tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de yavaş yavaş da olsa yaygınlaşma sürecinde. Salgından etkilenmeyen hiçbir dünya devletinin olmamasına rağmen, ülkemizdeki bir kısım şarlatanların Koronavirüs’ten nemalanmak için her yolu denediği de gözlerden kaçmıyor. Bu şarlatanların Koronavirüs safında yer almaları ve Koronavirüs’ten hayatını kaybedenlerin sayılarının artması için Totemlerine(!) yalvarmaları da meselenin bir diğer ilginç yönüdür. Adeta Devletimize ve Ak Parti iktidarına düşmanlıkta fırsat yakaladıklarını zannediyorlar.!

Özellikle Devlet Başkanımız Tayyip beye çakmak için fırsat kollayan bu Koronavirüs severler, Tayyip Beyin dünya çapındaki Koronavirüs mücadelesini göremiyor, duyamıyor ve hissedemiyorlar. Çünkü gözleri var göremiyorlar, kulakları var duyamıyorlar, kâlpleri var hissedemiyorlar. Adeta kalpleri mühürlenmiş.(!) Vicdan denilen duygudan ise hiç nasipleri yok.

Koronavirüs’le işin başından bu yana ölümüne bir mücadeleye girişen Devlet Başkanımız Tayyip Beyin bu mücadelesi, tüm dünyada hayranlıkla ve takdirle izleniyor. Sağlık Bakanımızın, İçişleri Bakanımızın, Dışişleri Bakanımızın ve diğer Bakanlarımızın Koronavirüs’e karşı verdikleri mücadelede kendilerine uykuyu yasak ettikleri ve 7/24 mücadele ettikleri bilinen bir gerçektir.

Koronavirüs sever gazete ve gazeteciler ise, Feto’nun Saman (!) gazetesi gibi suni trajlarla hayali satış rekorları(!) kırıyorlar. Okuyucularını kandırmaları da işin cabası. Tirajlarını suni olarak şişiriyorlar ama gazete hurdalıklarında hiç açılmamış gazete paketleri binlerce. Unutulmaması gereken bir diğer husus ise: Gelin bizi kandırın diyen okuyucular oldukça, elbette kandıran sahtekârlar da bulunacaktır.(!)

Bir nevi insanlık düşmanı olan bu güruh, tüm dünya devletlerinde olduğu gibi bizim ülkemizde de bol miktarda mevcut. Bunların yegâne gayeleri: Koronavirüs salgınını abartmak, insan kayıplarını en yükseklerde göstermek ve ülkemizde bir panik havası oluşturarak inananların iktidarına yüklenmek.

Dünyanın dört bir yanından tüm insanlarımızı ve özellikle yurt dışındaki talebelerimizi, özel uçaklarla ülkemize getiren ve her türlü sağlık hizmetlerini ücretsiz veren Türkiye Cumhuriyeti Devletine Dünya gıpta ile bakıyor. Düşünelim bir defa; dünya üzerinde 10 kişilik bir talebe gurubu için dünyanın en uzak memleketlerine özel uçak kaldırabilen kaç ülke vardır acaba?

Koronavirüs severler, ülkemizde salgından dolayı ölenlerin sayısının dünya rakamlarının en altında olmasından çok muzdaripler. Neredeyse çıldıracaklar ölümler artmadı diye. Koronavirüs sever şer cephesi hayali ölüm vakaları üreterek milletimizin moralini bozmaya çalışıyor. ‘’Hükümet ölüm sayısını saklıyor, ölümler binleri geçti’’ gibi yalan ve düzmece haberlerle güya Tayyip Beye darbe vuracaklar ve başarabilirlerse Tayyip Beyi Cumhurbaşkanlığı makamından indirecekler.(!) Yerli mikroplar ithal mikrop Koronavirüsten adeta medet umuyorlar.

Koronavirüs mikrobundan daha mikrop olan bu kesim unutulmasın ki, Kahraman Türk ordusunun, Türk askerinin ve Türk milletinin de amansız düşmanı olduklarını her fırsatta sergilemekten de çekinmiyor. Barış Pınarı harekâtında kalleşçe şehit edilen 34 askerimiz için de ‘’hayır efendim Türk askerinin şehit sayısı 34 değil, en az 500’’ yalanına sarılmışlardı. Aynı yalanları Fırat Kalkanı ve Zeytin dalı harekâtlarında da yaptılar. PKK eşkıyasına karşı verilen mücadelede askerimizin başarılarını gizleyerek, PKK lı köpekleri kahraman ve şehit diye ilân etmekten de utanmadılar. Aynı soysuzluklarını deprem ve sel felâketlerinde de tekrar eden bu mahlûkat elbette cibilliyetlerinin gereğini yapıyor. Yalanda, iftirada, çarpıtmada Feto’nun Saman (!) gazetesini aratmıyorlar.

Adamlarda utanma yok, arlanma yok, vatan sevgisi ise doğuştan yok. İki tane kart ve kaşarlanmış kadın, milletle ve halkla zerre kadar alâkası olmayan ve adı Halk Tv. Olan bir kanalizasyon Kanalında; ‘’Koronavirüs ağırlıklı olarak yaşlıları vuruyor. Zaten Ak Parti seçmeni de yaşlılardan müteşekkil, o halde zafer bizimdir.’’ diyerek Koronavirüs mikrobuyla bile ittifak içinde olduklarını iğrenç kahkahalar eşliğinde ilân ettiler. Akıllarınca yaşlı Ak Partililer ölecek ve bunlar iktidar olacaklar. Hani derler ya, (köpeğin 10 tane rüyası varmış, hepsi de kemik üzerine.!)

Çin’in Hubei eyaletinin Yönetim Merkezi olan Wuhan kenti 12 Milyon nüfusuyla demiryolları, otoyolları ve sanayi merkezi olmasıyla ünlü muazzam bir üretim merkezidir. Ayrıca Wuhan kenti laboratuarlarıyla da meşhurdur. Hızla tüm dünyaya yayılan Koronavirüs Amerikan-Çin ortak yapımı biyolojik bir silâh olamaz mı? Çin ve İran Devlet Başkanlarının bu virüsün biyolojik bir silah olduğu yönündeki açıklamaları kesinlikle yabana atılmamalıdır(!)

Fakat bu arada bilinen bir başka gerçek de, hem Çin Devletinin hem de ABD nin bazı biyolojik silahlar konusunda içten içeriye yaptıkları mikrobik ve biyolojik çalışmalardır. Çünkü açıktan söylenmese de dünya nüfusu ABD nin, Çin nüfusu da Çin Devletinin rüyalarını kaçırıyor

Bütün bu çalışmalar gösteriyor ki, Amerika ve Çin mücadelesini etraflıca incelediğimizde ortaya çıkan gerçek; her iki Devletin insanlığın mahvı ve adeta bir nüfus plânlaması yolunda yıllardır yaptıkları çalışmalarının yavaş yavaş meyvelerini vermeye başlaması yönündedir(!)

Dünya üzerinde insan nüfusunu savaşlarla önemli oranda azaltan Devlet ABD dir. Düşünelim bir defa; milyonluk şehirlerin üzerine hiç düşünmeden ve vicdan azabı çekmeden Atom bombası atabilecek ABD den başka kaç ülke vardır? Yine düşünelim Çin Devletinin yıllardır Doğu Türkistanlı Müslümanlara uyguladığı insanlık dışı muameleyi yapabilecek kaç Devlet vardır? Doğu Türkistanlı her Müslüman Türk’ün evine birer tane Çin askeri yerleştirmek Çin’den başka hangi iblisin aklına gelebilir ki.?

Bütün bunları göz önünde tutarak yapacağımız düşünce egzersizi, düşünebilen her insanı mutlak doğruya götürecektir. Mutlak doğru ise ABD ve Çin Devletlerinin dünya nüfusunu sınırlandırma yönünde ve Koronavirüs eliyle kansız bir katliam yaptıkları gerçeğidir.

ABD - ÇİN ekonomik savaşının ABD aleyhine şekil almasını ABD hiç kabul eder mi? Ve etmedi. Dünyanın en büyük 500 şirketinden 300 ünün bulunduğu Wuhan kentinde bir anda Koronavirüs’ün ortaya çıkması da tesadüf olamaz herhalde.! Şimdi tüm dünya ister istemez düşünüyor; bu Koronavirüs tüm insanlığa karşı yapılmış bir Amerikan-Çin ortak komplosu mu diye.? Sığır çobanı Amerikan kovboyu ABD ve gizli ortağı Çin kabul etmese de...