Seçim öncesi Ak Parti oylarını düşürecek, CHP arttıracak diyenler, bu söylemlerinin cevabını milletten çok güzel aldılar. Bu söylemi ortaya atarak AKP’nin oylarını düşürmek isteyen bir takım çevreler bunu başaramayacaklarını anlamış oldular. Ve kazanan yine halk oldu. Kim ne söylerse söylersin, ne yapılırsa yapılsın halk sandıkta cevabını verdi. Böylelikle bir propaganda çalışmasının daha sonuna gelinmiş oldu. Acayip! Bir kesim ısrarla Ak Partinin iktidarda olmasından rahatsız. Öyle rahatsız ki ne yapsa yaranamıyorlar, yaranamayacaklar da.   AKP 3. Dönem de yine tercih edilen oldu. Hangi görüşte olursanız olun bu önemli bir başarıdır. Halkın yarısının oyunu almak, başbakan Tayyip Erdoğan’ın tartışmasız galibiyetidir. Hepimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Başbakanın herkesi kucaklayan ve uzlaşmacı bir konuşma yapması umut vaat ediyor. Etmesini umuyoruz. Umarım sadece konuşmada kalmaz ve bu dönem birbirlerini dinleyen, anlayan-anlamaya çalışan siyasetçiler görürüz. Bu o kadarda zor olmasa gerek. İki seçenek var önümüzde: ya Başbakan yeni anayasa başta olmak üzere her şeyi uzlaşmalı bir şekilde yapma yoluna gidecek. Ya da yüzde 50 oy alması sebebiyle kibirlenip, her şeyi ben yaparım diyecek ve anlaşma yoluna gitmeyecek. Umarım ilki olur. Herkesin beklediği gibi ılımlı bir konuşma yapan Başbakan, yine herkesin beklediği gibi birleştirici- bütünleştirici bir lider olarak istikrarı en üst seviyelere çıkarır. Bunu önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz. 
***  
MHP’nin barajı geçemeyeceği söylentisi dolaşıyordu etrafta. Seçim sonrası görülmüş oldu ki MHP’ ye daima oy verecek yüzde 13’lük bir kesim var. Seçim öncesi yapılan kaset skandalının oyları pek etkilemediği görüldü. Daha da önemlisi halkın doğru bilgi ile yanlış bilgiyi ayırt edebildiğini, bir takım insanların düşündüğü gibi koyun olunmadığı anlaşılmış oldu(umarım anlamışlardır).
***
Bazıları reddetse bile bu seçim sonucu gösteriyor ki halk ERGENEKON’A ve savunucularına dur!- hizmet ve istikrara evet dedi.
*********************** 
DÜŞÜNME MOLASI:
*********************** 
Şeytan
***
Bir üniversite profesörü öğrencilerine şu soruyu sorar : 
“ Var olan her şeyi Tanrı mı yarattı? “ 
Cesur bir öğrenci ayağa kalkar ve yanıtlar : 
“ Evet her şeyi Tanrı yarattı! “ 
Profesör sorusunu yineler ve öğrenci yine : 
“ Evet efendim! “ diye yanıtlar. 
Profesör devam eder : 
“ Eğer her şeyi yaratan Tanrı ise ve şeytan var olduğuna göre şeytanı da Tanrı yaratmış olur ve çalışmalarımızda uyguladığımız ' Kesinleştirme ' ilkesine göre de Tanrı şeytandır.” 
Öğrenci böyle bir önerme karşısında şaşırır ve yerine oturur. 
Profesör ise öğrencilerine bir kez daha Tanrı'nın içindeki kaderin bir efsane olduğunu kanıtlamaktan ötürü oldukça mutludur. Bu arada başka bir öğrenci ayağa kalkar ve : 
- Bir soru sorabilir miyim efendim? Der. 
Profesör sorabileceğini söyler. 
Öğrenci : 
“ Soğuk var mıdır? “ diye sorar. 
Profesör : 
“ Nasıl bir soru bu böyle, tabii ki vardır! “ diye yanıtlar. “ Sen hiç soğuktan üşümedin mi? “ der. 
Öğrenci : 
“ Aslında, fizik yasalarına göre soğuk yoktur yaşamda. Gerçekte biz soğuğu sıcaklığın yokluğu olarak düşünürüz. Herkes veya nesneler o enerji oradaysa veya bir şekilde enerji iletiyorsa onu deneyimler. Örneğin, mutlak soğukluk ( sıfır derece ) (- 273 C. / - 460 F), sıcaklığın kesin yokluğudur (hiç olmadığı seviyedir). Tüm maddelerin bu seviyede tepkime verme özellikleri bozulur ve değişir. Soğuk yoktur, o yalnızca sıcaklığın yokluğunda duyumsadıklarımızı tarif etmek için yarattığımız bir sözcüktür! “ der ve devam eder : 
- Hocam, karanlık var mıdır? 
- Profesör : 
- “ Tabii ki vardır! “ der. 
Öğrenci yanıtlar : 
- “ Korkarım yine yanılıyorsunuz efendim! “ der. “ Çünkü karanlık da yoktur yaşamda! Gerçekte karanlık ışığın yokluğudur. Biz ışık üzerinde çalışabiliriz ama karanlığı çalışamayız / inceleyemeyiz. Gerçekte, biz Newton'un prizmasını kullanarak beyaz ışığı kırar ve renklerin çeşitli dalga uzunlukları üzerinde çalışabiliriz. Ama karanlığı ölçemeyiz. Bir basit ışık ışını karanlık bir mekânı aydınlatarak karanlığı kırmış olur, yani karanlığı geçersiz kılar. Siz belli bir mekânın / uzayın ne kadar karanlık olduğundan nasıl emin olursunuz? Işığın miktarını ölçersiniz! Bu doğrudur değil mi? Karanlık insanlık tarafından, ışığın olmadığı yer / mekân için kullanılan bir sözcüktür. 
Son olarak öğrenci profesöre yine sorar : 
- Hocam şeytan var mıdır? 
Bu kez profesör pek emin olamamakla birlikte yanıtlar : 
- Tabii ki, açıkladığım gibi, biz onu her gün, her yerde görürüz. Şeytan / kötülük, bir kişinin başka bir kişiye her gün sergilediği insanlık dışılığının örneğidir. O, dünyadaki işlenmiş tüm suçlarda, şiddette yer alır. Bunların tümü şeytanın kendisinden başka bir şeyde değildir! “ der. 
Öğrenci devam eder : 
- “ Şeytan yoktur efendim. Yani o kendi başına yoktur.” 
“ Şeytan basit olarak Tanrı'nın yokluğudur. O aynen karanlık ve soğuk ta olduğu gibi insanın tanrının yokluğunu tarif etmek üzere yarattığı bir kelimeden ibarettir. Tanrı şeytanı yaratmadı. Şeytan / kötülük insanın tanrısal sevgiyi yüreğinde duyumsamadığı zaman deneyimlediklerinin bir sonucudur. O aynen sıcaklığın olmadığı yere gelen soğuk ya da ışığın olmadığı yere gelen karanlık gibidir.” 
Profesöre dünyayı dar eden, yerden yere vuran, şaşırtan, afallatan bu öğrencinin adı Albert Einstein'dır. 
***********************
GÜNÜN SÖZÜ:
***********************
"Sorun çözümü görememelerinde değil sorunu görememelerinde."
G.K CHESTERTON