HEMEN yanı başımıza, kurşunlar yağdırılmaya başlandı.

Darbe miydi, terör saldırısı mıydı, yayınımızı kesecekler miydi, ailem ne durumdaydı, bizi de almaya gelecekler miydi?

Kafamda deli sorular..

Bizi de bombalarlar mı, ölür müyüz?

Bombayla ölmezsek darbeciler kesin bizi alır götürür!..

Hep bu his..

İlk kez bu kadar yakın ölüm...

Babam arıyor, eski darbeleri yaşamış, görmüş sonuçta.. “Yayındaki her sözüne bugün ayrıca daha bir dikkat et!” diyor endişeyle..

Tam da o sırada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklaması..

Önce milleti sokağa çağıran sözleri duyunca irkiliyorum; “Eyvah, askerle karşı karşıya gelecek halk, çok kişi ölecek!”

Ama sonradan anlıyorum ki;

O çağrı olmasa, şu anda bunları bile yazamıyor, konuşamıyor olacaktık.

Hem kaçımız hayatta olacaktı ki zaten?

En uzun gecede yaşadıklarını ve hissettiklerini böyle özetliyor KALKIŞMA kitabındaki yazısında Habertürk'ten Aysel Torun ..

O gece, hemen Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yanında bulunan televizyon binasında yayındaydı Aysel.

Bombalar atılmaya başladığında binadan dumanlar yükselince dışarı çıktı.

Kurşun sesleri çınlatıyordu her yeri.

Allah, o gece sokaklara dökülerek ülkeye ve demokrasiye sahip çıkan müminlerin içlerindeki korkuyu çıkardığı gibi, Aysel’in de içerisindeki kaygıyı alıp atmıştı sanki..

Korkmadı, sinmedi, canlı yayına bağlandı,

Külliye önünde olup bitenleri aktarmaya devam ederek o karanlık geceye ışık tuttu.

Hem o geceyi aydınlattı, hem de tarihe çok önemli kayıt/vesika bıraktı.

Sevgili meslektaşımızın dediği gibi,

bugün bunları yazıyor ve konuşuyorsak;

1- O çağrıyı yapan Recep Tayyip Erdoğan'a,

2- Milli Duruş sergileyen Türk Basınına,

3- Darbeye karşı darbeyle karşılık veren Türkiye sevdalılarına çok şey borçluyuz çoook..

Böyle borca can kurban denilmez de ne denir!

...ve tekrarlamam gerekiyor;

O gece gazeteciler korkup kaçsaydı,

Foto muhabirleri makinelerinin deklanşörüne basmasaydı

Kameramanlar çekim yapmasaydı, 35-40 kg. ağırlığındaki cihazları taşıyıp canlı yayınlara bağlanmasaydı,

Muhabir arkadaşlarımız haber yazmasaydı

Televizyon ekranlarında ses-seda çıkmasaydı

15 Temmuz gecesi bir yönüyle 'karanlık' kalır mıydı, kalmaz mıydı?

Siz bu soruya vereceğiniz cevabı düşünürken ben;

"O gece görevini yapmasaydı gerçek gazeteciler, şu an bu satırları yazıyor olamazdım" diyerek bugünkü yazıya şöyle nokta koyayım:

Kimileri hor görmeye devam etse de,

analarının ak sütü gibi helal olan haklarını vermese de

İyi ki işini dürüstçe yapan gazeteciler var...

....

15 Temmuz 2022 | Balıkesir