Balıkesir`de yaşayanlar olarak kendimizi kurtarmakta zorlandığımız bazı durumlar var.
Örneğin; Dedikodu illeti..
Örneğin; Bu kentten bir b..k olmaz anlayışı..
Örneğin; Gözünün önündeki değerlerini görememesi..
Örneğin; Kendi çabalarıyla bir yerlere ulaşmış hemşehrilerini alaşağı etmek için elden gelenin ardına koyulmaması..
Örneğin; Ulaşamadığı ete murdar denilmesi..
Örneğin; İyinin, güzelinin yakalanması adına somut projeler üretilememesi, üretene, kafana yorana engeller çıkarılması..
Örneğin; Herşeyi devletten bekleme alışkanlığının devam edegelmesi..
Örneğin; Pirenin deve yapılması.. Fısıtıltı gazeteleri aracılığıyla şehir efsaneleri yaratılması..
Örneğin; Ortak değerlerin yok yok edilmesi amacıyla birbiriyle adeta yarışılması..
Örneğin; Gelene ağam, gidene paşam denilme sevdası..
Daha buna benzer nice nice konular var. 
Sizlerde aklınıza geleni ekleyip öyle devam edebilirsiniz yazıyı okumaya.
Bunlar içerisinde en berbatı, en kötüsü, en nefret edilesi, en çirkini, en çok zarar vereni ise FELAKET TELLALLIĞI..

***
Gına geldi bunları yazmaktan, hatırlatıp; "gelin vazgeçelim bu sevdadan" demekten bana da ama,
Olmuyor.. Olmuyor.. 
Yapamıyoruz dedikodusuz..
Duramıyoruz birbirimizle kavgasız..
Edemiyoruz patavatsız davranmadan..
Ne yapılsa, ne edilse olmuyor işte..
Yapamıyoruz..
Edemiyoruz.. 
Vazgeçemiyoruz..
Fitne fesat ekenlerin sayıları azalacağı yerde çoğalıyor.
Başarısızlıktan mutlu olanların sayısı düşeceği yerde artıyor.
Yılanın başını hepbirlikte ezeceğimiz yerde;  sessiz kalarak.. boynumuzu bükerek, böyle gelmiş, böyle gider diyerek; "Bana dokunmayan yılan bin yaşaşın" anlayışıyla ite, puşta, çakala ve çapulcuya gün doğuyor. Yalancı, dolandırıcı, hileci, düzenbazların prim yaptığı anlayışın önünü açılıyor.
Böyle olunca ister istemez akla şu sorular geliyor:
Acaba giderek yozlaşıyor muyuz?
İnsanlıktan mı çıkıyoruz dersiniz?

***
Elbette genelleme yapmıyorum. 
Herkesi, her kesimi eleştiri odağı haline getirmiyorum. 
Suçlu aradığım da yok zaten. 
İstesem, isteseniz suçlular ilan etmek için onlarca neden bahane bulabiliriz. 
Demek istediğim şu; 
Özümüzdeki iyi nitelikleri, arabesk ve dolarbesk kültürüne kendimizi fazlasıyla kaptırarak zamanla yitirdik.
Özümüzden uzaklaştık, bozulduk, dejenere olduk..
Soysuzlar çoğaldı anlayacağınız..
Meydan felaket telllallarına kaldı..
Yukarıda örneklerini verdiğim olumsuzlukların varlığı pireyi deve yapanların ekmeğine yağ sürüyor. 
Bu kentten bir b..k olmaz anlayışını yıkmaya çalışanların moral motivasyonunu bozuyor, ortak değerlerde buluşulmasının önüne setler çektiriyor.

***
Şimdi bu okuduklarınıza bakarak; 
"Sende pes etmişsin" diye düşünebilirsiniz.
Haksız sayılmazsınız, içimde kırılganlık yok değil, var..
Ama, pes etmiş değilim.. 
Çünkü benim fıtratımda yok pes etmek.
Nasılki, Balıkesirspor tarihi tekerrür ettirdiyse..
"Bu takım ligin ilk devresini sıfır puanla tamamlar" diyenlere bile, tükürdüklerini yalattıysa..
Daha lig başlamadan "Kesin küme düşer" yaygarası yapan geri zekalıların bile aklının başına gelmesini sağladıysa..
Nasılki felaket telllallarına bile bir sonraki maça kadar davulu tersinden çaldırmasını başardıysa.. Onları tatile çıkardıysa..
Gün gelecek Yeni Türkiye`nin yeni parlayan yıldızı Balıkesir, aklı selimde buluşup iyiyle kötüyü, güzelle çirkini ayırt edecektir.
Yaşadığımız trajikomik bu günlerde kötü bir anı olarak kalacaktır.
Fazla uzakta değil, yakın o günler, yakın...
Zaten benim kadar beyninizi yormayın bu işlere..
Kanser olursunuz vallahi..!
Nasılsa su akar, yolunu bulur.

***
Bugünkü yazımının çok uzun olduğunun  ve değerli zamanınızı çaldığımın farkındayım, ama eklemem gereken bir konu daha var.
"Balıkesir hangi ligde?" başlıklı yazıma olağanüstü tepkiler aldım.
Teşekkür edenlerde oldu, sinkafta bulunanlarda.
Hepsinin canı sağolsun.
Hem ne demiş Fransız düşünür Denis Diderot; 
Eğer hepimiz, her zaman, hep aynı fikirde olsaydık, her şey ne kadar monoton, usandırıcı ve yavan olurdu! 
Yeryüzü üzerinde oturulmaz hale gelirdi. 
Yüzlerin ve karakterlerin çeşitliliği kadar, fikirlerin çeşitliliği de zorunlu ve kaçınılmaz şeydir.
Bazı kimselere hoş gelen bir şeyin başkalarına öyle gelmeyeceğini kabul etmek, içine sindirmek gerekir mutlaka
İşte bu nedenle kötü söz sahiplerini yaşadığımız dünyada çeşitlilik olarak görüyorum.
Zaman herşeyin ilacıdır. Zamanla onlarda görüp kabul edecek, sindirecek.

***
30 yılı aşkın süredir kağıt üzerine yazıp, sihirli camdan konuşuyorum.
Bugüne değin kimseyi mutlu etmek gibi kaygım olmadı. 
Kendi gerçeklerimle doğrularımı paylaşıyorum sadece. 
Gözümün gördüğü, gönlümün hissettiği eksileri ve artıları aklımın erdiğince, dilimin döndüğünce aktarıyor, tarihe not bırakıyorum.
Paylaşırken, aktarırken, bırakırken geçmişten hep ders aldım.
Biliyorum çünkü, geçmişinden ders alamayanların geleceğine yön veremeyeceğini. Günü kurtarsalar bile yarınları heba edeceklerini..
Dolayısıyla, ben, söylediklerimden sorumluyum, anladıklarınızdan değil…
Yazımı Genceli Nizami’nin bir sözü ile bitirmek istiyorum: 
‘’İnsan ile insan arasında fark vardır. Bir demirden hem nal hem de kılıç yaparlar..’’
Birkez daha gördük, yaşadık, tanık olduk.
Balıkesirspor kılıç oldu, Galatasaray`la birlikte felaket tellallığı yapanlara nal toplattı...!
....
Son söz; 
Bakın tekrar söylüyorum. 
Benim işim, kavgam veya sevdam kişilerle değil. 
Balıkesir`i ve Balıkesirspor`u çıkarsız seviyorum.  
Emin ellere kavuşuncaya kadar da şu gecici süreci en az hasarla atlatmasını istiyorum
Bilmem anlatabildim mi?
Yüce Yaradan hepimizin yar ve yardımcısı olsun..
......