Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Türkiye'nin sulanabilir arazilerinin tamamının sulamaya açması gerektiğini belirterek, "Tarım su, suy hayat demektir. Türkiye'nin ortalamasını yükselten Doğu Karadeniz'de dahil, ülkenin aldığı yağış miktarı yıllık 500-550 mililitredir. Doğu Karadeniz'in ortalamadan çıkarılması durumunda Orta Anadolu 250 mililitre, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ise 250-275 mililitre arasında yağış alıyor. Dünya literatüründe bunun adı çöl." dedi.
Eker, Balıkesir Çayırhisar'daki DSI 25. Bölge Müdürlüğü sosyal tesislerinde düzenlenen 'Koordinasyon Toplantısı'na katıldı. Vali Yılmaz Arslan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Balıkesir Milletvekili Ahmet Edip Uğur, AK Parti Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcu, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı birimlerin genel müdürleri, daire başkanlarıyla Balıkesir ilindeki Sanayi, Ticaret, Ziraat Odaları, Ticaret Borsaları ve üretici birliklerinin temsilcileri de toplantıya katıldı.
Balıkesir'in tarım ve tarımsal üretimde çeşitlilik anlamında çok zengin olduğunu ve bazı sektörler itibariyle öncü denebilecek bir il olduğunu ifade eden Bakan Eker, 'Tarımdaki çeşitliliği tarımın bütün alanlarında denize kenarı bulunması nedeniyle balıkçılık büyük-küçük baş hayvancılık meyve sebzecilik hepsi var. Su çok olur hem gündelik sorunları konuşmak, hem orta ve uzun vadedeki yapısal sorunları tartışmak istişare etmek ortak nokta üretmek için bu toplantıyı düzenledik. 61. Hükümet döneminde yapılacakları paylaşmak için Balıkesir'deki toplantıda bulunuyorum." dedi.
Eker, Türkiye'nin tarımsal altyapısı ile çok önemli bir sorunu bulunduğunu ve bu meselenin Türkiye'nin 80 yıllık meselesi olduğunu 59. ve 60. AK Parti Hükümeti döneminde bununla ilgili bir takım tedbirler alındığını vurgulayıp, "Bu sorun Türkiye'nin tarım arazilerinin bölünmesiyle ilgili bir temel sorundur. Tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesi 1926 yılı Medeni kanundan gelen bir sorundur. 59. hükümet döneminde bir sınırlama getirdik. Arazilerin 20 dönümün altında bölünemeyeceği kuralını getirdik, tapuya şerh düştük. Ama bu 20 dönüm yeterli değil ve bizim sorunumuzu çözmüyor. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde tarım arazileri miras yoluyla bölünmüyor.
Medeni Kanunu transfer ettiğimiz İsviçre'de bile bölünmüyor. 1926'da Medeni Kanunu İsviçre'den alırken, bazı şeylere dikkat etmemişiz. İngiltere, Almanya, İtalya, Hollanda, Fransa, Avrupa'nın hiçbir ülkesinde araziler bölünmüyor. 1948 yılında kurulan İsrail, Osmanlı toprak sistemini örnek almış olmasına rağmen orada da bölünmüyor. Ama Türkiye'de bölünüyor. Bu sorunu çözmeyi 61. Hükümetin programı içerisine yerleştirdik.
Bununla ilgili taslağımız var ve gözden geçireceğiz. Bakanlık olarak tasarı halinde meclise getireceğiz. Bunun mutlaka yapılması lazım başka türlü Türkiye'de tarımsal verimlilikten bahsetmek mümkün değil. Bu düzenleme yapılmazsa Türkiye'nin tarım toprakları kalmaz 40-50 sene sonra tarım yapılamaz hale gelinir. 100 dönüm arazi 4 evlat birinci jenerasyonda 4'e bölünüyor 100 dönümlük işletme 25 dönüme düşüyor. Bu şahısların iki çocuğu olduğunu düşünün 12.5 dekar. Bölünmüş arazileri ne yapacağız. İnşallah 2012 yılında yasayı yürürlüğe koyacağız. Türkiye'de bölünmüş 22 milyon parsel arazi var.
Türkiye'de 3 milyon 100 bin tarım işletmesi var, ortalama işletme büyüklüğü 6 hektar. 60 dönümlük bir işletme 7 ayrı parçadan oluşuyor. Bu yapının toplulaştırma yoluyla bir araya getirilmesi bir ölçek büyüklüğüne ulaşması ve oranın modern bir tarımsal üretim alanı haline getirilmesi gerekir. Biz buna toplulaştırma projesi diyoruz." diye konuştu.
Eker, Türkiye'nin toplulaştırma çalışmalarına 1961 yılında başladığını 41 yılda, 450 bin hektar toplulaştırma yapıldığını, yani yılda yaklaşık 10 bin hektar toplulaştırma yapıldığını hatırlattı. Toplulaştırma yapılması gereken arazinin 14 milyon hektar olduğunu açıklayan Bakan Mehdi Eker, şöyle devam etti: '40 yılda 450 bin hektar yapmışsanız, kaplumbağa hızıyla giderseniz, 14 milyon hektar için birkaç asır gerekir. Biz 2003 yılından itibaren, büyük bir kısmı da 2006'dan sonra şu an itibarı ile 3 milyon hektar alanı ya bitirdik, ya hızla yapılıyor ve 2012 yılında tamamlanacak. Biz bunu daha da hızlandıracağız. Birinci hedefimiz şu: 9 ili kapsayan GAP'ı zaten tamamlıyoruz. 2 Milyon 100 bin hektar 2012'de bitecek. Doğu Anadolu Projesi (DAP) illeri 16 vilayet yeni projeye alındı ve Konya Ovası Projesi (KOP) buda 4 vilayettir. Türkiye'nin diğer yerlerinde de pek çok projemiz var. Sadece bakanlığımız değil, DSI, Karayolları, il özel idareleri, diğer kamu kurum kuruluşları, kamulaştırma yapabilecek biz yetkimizi onlara da verdik. Hep birlikte bu sorunu çözmemiz gerekir."
Mehdi Eker Türkiye'nin sulanabilir arazilerinin tamamını sulamaya açması gerektiğini kaydetti. Tarımın su, suyun hayat olduğunu ifade eden Mehdi Eker, Türkiye'nin ortalamasını yükselten Doğu Karadeniz'de dahil, ülkenin aldığı yağış miktarının yıllık 500-550 mililitre olduğunu Doğu Karadeniz'in ortalamadan çıkarılması durumunda Orta Anadolu'nun 250 mililitre, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin 250-275 mililitre arasında yağış aldığını ifade ederek, 'Dünya literatüründe bunun adı çöl" dedi.
GAP ve KOP projelerinin üstünde ısrarla durmalarının nedeninin su sıkıntısı olduğunu dile getiren Eker, '1 milyon hektar alanı sulamaya açarsak, buğdayda 5-5.5 milyon ton, mısır ekersek 16 milyon ton ürün alırız. Pamuk ekersek 4.5 milyon ton kütlü pamuk alırız. Bunlar abartılı rakamlar değil. Türkiye'de sadece Trakya'da ayçiçeği yağmur suyu ile yetiştirilebiliyor. Ayçiçeğini başka yerde yetiştirecekseniz sulamak zorundasınız, pek çok ürün böyle. Türkiye'de sulama yapmadan ürün alabildiğimiz yerler Trakya, Marmara'nın bir kısmı, Ege'nin bir kısmı ve Çukurova. Onun için sulama çok önemli. Arazilerin bölünmesini önlemek, toplulaştırma ve sulama bizim için çok önemli faktörler. Başka bir önemli konu ise hem üretici hem tüketici he sanayici açısından tarımsal ürünlerin sağlıklı bir piyasa düzenine, Pazar mekanizmasına kavuşmasıdır. Üretici malını kolayca pazarlarken, tüketicinin fiyat değişimlerinden etkilenmemesi gerekir. Sanayici de ürünü istikrarlı bir şekilde belli bir kalite ve fiyatla alacak." dedi.
Bakan Mehdi Eker, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) hububat alımları ile ilgili faaliyetlerini çeşitlendireceğini lisanslı depoculuk faaliyetlerini başlatacaklarını açıkladı. Vatandaşın ürünün Sanayi Bakanlığı'ndan lisans almış, sıhhi, ürünü bozmadan muhafaza edebilecek stoklayabilecek yeni bir depolama sistemini devreye sokacaklarını kaydeden Bakan Eker, üreticinin eline ürünü ile ilgili belge verileceğini vurguladı. Üreticinin bu belge ile banka işlemlerini gerçekleştirebileceği bilgisini veren Eker, 'Vadeli İşlemler Borsası'nda da kullanabilecek. Yani ürünü depoya bırakacak ve dolaştırmayacak. Sanayici de gelip ürünü buradan alacak ve işleyecek. Bu durum ulusal ekonomiye büyük katkı sağlayacak. % 9 proteine sahip buğday ile % 14 proteine sahip buğday aynı yerde depolanmayacak. Çünkü Kimyasal tahlile dayalı olarak ürün alınacak."şeklinde konuştu.
YAPAY RESİF UYGULAMASI İLK KEZ BALIKESİR'DE GERÇEKLEŞTİRİLECEK.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye'de ilk kez Resif uygulamasının Balıkesir'de gerçekleştirildiğine dikkat çekti. Beyaz ve kırmızı ette, sütte tarımda öncü olan Balıkesir'in balık üretiminde de söz sahibi olacağını söyledi.
Eker, "Balıkesir ile ilgili yeni çalışmalar yapıyoruz. 2015 yılına kadar ulusal ürün kümeleme çalışmalarını gerçekleştireceğiz. Balıkesir'de beyaz et, tohumculuk zeytin ve zeytinyağı önemli bir yer kaplamaktadır. Bu ürünlerde kümelemeler oluşturulacak. Yarın Edremit Körfezi'nde Türkiye'de bir ilki gerçekleştireceğiz. Yapay resif uygulaması yapıyoruz. Denizin dibine balıklar yuva yapsın diye özel üretilmiş, çevreye zararsız yapıları denizin dibine yerleştireceğiz ve balıklar buralara yuva yapsın. Biz 8 yıl önce hükümete geldiğimizde Türkiye'de 360 bin ton çeltik üretiliyordu. Yani 220 bin ton pirinç. Türkiye'nin ihtiyacı 550 bin ton pirinç Türkiye, ihtiyacının % 60'nı ithal ediyordu. Bugün Türkiye'nin ürettiği çeltik 900 bin ton. Bu noktaya alınan tedbirler ile gelindi. 2004-2005 yılında zeytin ağacını sorduk '99 milyon' dediler. AB'de zeytin ağacı kotaya tabi olduğundan biz AB'ye üye yapılmadan önce kota ile karşı karşıya kalmamak için zeytin ağacı sayısını 160 milyona çıkardık" açıklamasında bulundu.