"10 Ocak bayram değil, dayanışma günüdür" hatırlatması yapan Cemiyet, "Gazeteciler Bayram yapsın isteniyorsa, ahlaklı gazetecilik, sorumlu gazetecilik yapılsın deniliyorsa ivedilikle Basın Meslek Yasası çıkarılmalı"

Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti (BGC), basın emekçilerinin, başkalarının hakları için verdiği mücadeleyi kendi haklarının iadesi ve korunması amacıyla verme başarısını göstermesi halinde 10 Ocak'ların yeniden "basın bayramı"na dönüşebileceğine dikkat çekti.

Gazeteciler Cemiyeti "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü" nedeniyle yayınladığı mesaj şöyle:

10 OCAK BAYRAM DEĞİL, 
DAYANIŞMA GÜNÜDÜR

Bir 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü daha zor koşullarda kutluyoruz.
Çalışma yeri, zamanı belli olmayan ve fiilen tatil hakkı bulunmayan tek meslek sahibi basın emekçileridir.
Yıpranan, yıpratılan ve her şeyin sorumlusu görülerek cezalandırılan gazetecilerin, çalışma koşullarının dünya standartlarının çok altındadır.
Basın sektöründeki yaşanan olumsuz gelişmeler nedeniyle işsizlik tehlikesi ise her geçen gün daha da artıyor. 
Üstelik gazetecilerin elinde kalan belki de tek kazanım olan fiili yıpranma payı kuşa çevrildi.
Geçmişte  5 yıl olan yıpranma süresi, 2008'de basın kartı şartına bağlanılarak 2,5 yıla indirilmişti. Son düzenlemeyle bu süre fiilen 2 yılın altına düştü. 
Zor şartlarda, özveriyle görev yapan basın emekçileri daha iyi şartlarda çalışmayı hak ediyor.
Günümüzde kutlanması, kıvanç duyulması gereken bir bayram yoktur. 
Basın çalışanlarının iş ve sosyal güvencelerinin teminat altına alınmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılıncaya kadar "10 Ocak"ları bayram değil, mesleki sorunların gündeme getirildiği bir gün olarak görmeye devam edeceğiz.

GAZETECİLİK MESLEK YASASI 
İVEDİLİKLE ELE ALINMALIDIR

Medyamızın bağışıklık sistemi çökmüş durumdadır. Bunun iç ve dış kaynaklı bir çok nedeni vardır. 
Sosyal paylaşım platformlarındaki paylaşımlarıyla kin, nefret kusan, insanların kişilik haklarına saldıranların kimi idareciler tarafından 'medyacı' olarak kabul görmesinin  yanı sıra kişisel çıkar peşinde olanlara prim verilmesi, tetikçi kalem olarak kullanılması tehdit ve şantaj gazeteciliğini teşvik etmekten başka işe yaramadığı Balıkesir'de canlı örnekleriyle görülmüş ve yaşanmaktadır.
Manzara mesleğimizi itibarsızlaştırmak ve gerçek gazetecilerin işsiz kalmasını beraberinde getirmekle kalmamış, iş insanını, siyasetçisini, bürokratını, sporcusunu, sanatçısını tehdit eder hale gelmiştir.
Unutulmamalı ki, bunun sorumlusu asla ve katâ gerçek gazeteciler değildir.
Gazeteciyle şarlatanı ayırt edemeyecek kadar kendilerinden şüphesi olanlardır.

SORUMLU GAZETECİLİK İÇİN..
Yaşananlar nedeniyle hemen herkes ahlaklı gazetecilik, sorumlu gazetecilikten söz etmektedir.
Bunu en çok isteyen gazetecilerdir.
Hayata geçirmesi gerekenler ise  bugünkü manzaradan şikâyet edenlerdir.
Türk basını öncelikle, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na ihtiyaç duymaktadır. 
Çağrımız; siyasetçilerin, bürokratların, hukukçuların ve gazeteci meslek kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla çalışma gruplarının oluşturulması, kanun teklifi hazırlanması ve Gazetecilik Meslek Yasası’nın ülkemize kazandırılmasıdır.
Bu vesileyle, meslektaşlarımızın "Gazeteciler Dayanışma Günü"nü kutlar, basın bayramını gerçek anlamıyla kutlayabileceğimiz günlere ise örgütlü mücadele sonucu ulaşılabileceğini hatırlatmak istiyoruz.

10 OCAK TARİHÇESİ

Türk basın tarihine ‘Dokuz patron olayı’ olarak geçen ve gazetecilerin haklarının ilk kez yasal güvence altına alındığı gün 10 Ocak 1961’dir. Gazeteciler haklarını elde etmek için neler yaptı? 10 Ocak neden Çalışan Gazeteciler Günü ilan edildi? İşte 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü hakkında bilinmesi gerekenler..

1961-1971 arasında “Çalışan gazeteciler bayramı” adıyla kutlanmış; 1971 yılındaki askeri müdahaleden sonra ülkede gazetecilerin bazı haklarının geri alınması üzerine kutlama gününün adı, ” 10 Ocak Çalışan gazeteciler günü” olarak değiştirilmiştir.

4 Ocak 1961'de kabul edilen ve basın çalışanlarının bazı haklar ve yasal güvence sağlayan “212 sayılı kanun” adlı düzenlemenin Resmi gazetede yayınlanışı nedeniyle 10 Ocak günü kutlama günü olmuştur.

Söz konusu düzenleme, iş sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması, sözleşmelere işin türü ve ücret miktarının yazılması gibi gazetecilerin sosyal ve yasal haklarını belirleyen hükümleri içeriyordu.
Bu yasa ile kendilerine yüklenen sorumlulukları kabul etmek istemeyen 9 gazete patronu (Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah) 212 sayılı yasanın ve Basın İlan Kurumu'nun oluşmasına ilişkin 195 sayılı yasanın mesleki sakıncalar doğuracağını iddia eden bir ortak bildiriye imza atarak gazetelerini 3 gün kapadıklarını duyurmuşlardır. “Dokuz patron olayı” olarak basın tarihine geçen bu gelişme üzerine gazeteciler, boykot boyunca “Basın” adlı bir gazete yayımlamaya karar vermişlerdir.

Basın gazetesi 11 Ocak günü yayına başladı ve üç günlük boykot sırasında düzenli olarak yayını sürdürdü. Çalışan Gazeteciler Günü, bu olayın bir sonucu olarak ortaya çıktı. 10 Ocak, “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlanmaya başladı ve 1971'de “Çalışan Gazeteciler Günü” halini aldı.

Editör: Haber Merkezi