BALIKESİR Aşçı Köfteci ve Benzerleri Odası'nca uygulama kapsamı dışında kalan meslek dallarına yönelik düzenlenen kurs ve sınavlara katılanlara ustalık belgeleri verildi. Belge dağıtım töreni İbrahim Bodur Mesleki Eğitim Merkezi’nde gerçekleşti. 42 kursiyerin belge aldığı törenle çıraklık eğitimi kapsamı dışında kalan meslek dallarında (pide, lahmacun, dönercilik, köftecilik, aperatif yiyecek) Aşçılar Odası’nın açtığı kurs ve sınavlara katılarak başarı gösteren adaylara ustalık belgeleri verildi.
Törene İbrahim Bodur Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü Yücel Dağtaş, Halk Eğitim Merkezi Müdürü Mustafa Canseven, ESOB Başkan Vekili ve Terziler Odası Başkanı Kazım Avcı, Lokantacılar Odası Başkanı Hasan Yıldız, Tuhafiyeciler Odası Başkanı İsa Erol, Fırıncılar Odası Başkanı Niyazi Tunç, UMESO Başkanı İsmail Pala, Ayakkabıcılar Odası Başkanı Turgay Kapan, Sebzeciler Odası Başkanı Ayhan Baydan, Kahveciler Odası Başkanı Davut Acar, Marangozlar Odası Başkanı Kamil Güler ve kursiyerler katıldı.
Törende kurs ve sınavlarını başarıyla bitiren oda üyelerine ustalık belgelerini müdürler ve oda başkanları takdim etti. Başkan Hasan Yıldız ayrıca her kursiyere birer adet gül takdim etti.
"MUTFAĞI GERÇEK SAHİPLERİNE DEVRETMELİYİZ"
Törende konuşan Lokantacılar Odası Başkanı Hasan Yıldız, şunları kaydetti:
“Bugün dünyanın en önemli mutfak kültürü ve çeşitliliğine sahip ülkelerden biri olduğumuz halde bu çok önemli özelliğimizi nedense bir dünya markası haline getiremedik. Türk mutfağı aslında dev bir ekonomik sektördür. Çok sayıda yan sanayiden destek alan milyonlarca insanımıza istihdam sağlayan yüksek katma değerli bir iş alanıdır. Ne varki, ekonomik, sosyal, kültürel ve tarihi bir birikime sahip olan bizim mutfağımızın sahneye çıkma zamanı çoktan gelmiştir. Türk mutfağının gerçek sahibi olan kadınlarımızdan özür diliyorum. Kadın bizim lokantalarımızda işletmelerimizde üç yerde çalışıyor. Ya gazinolarda, lokantalarda tuvalet önünde peçete, kolonya tutuyor ya da iyi durumdaki restaurantlarda aşçının yanında yardımcı oluyor. Temizlik yapıyor veya biraz daha düşük ölçekli işletmelerde bulaşıkçı olarak çalışıyor. Biz erkekler çoğumuz evimizde iki yumurta kıramazken madem kadınlarımız bu kadar güzel yemek yapıyor, neden peçete tutuyor, bulaşıkçılık yapıyor. Onları başımızın tacı yapmamız lazım. Mutfağı gerçek sahiplerine devretmemiz gerekir diye düşünüyorum.
Türk mutfağı bizlere kalan tarihi, kültürel mirasımızdır. İnsan hayatının doğumundan ölümüne kadar her merhalesinde yemek vardır. Bunun içindir ki Türk mutfağını seven, önemseyen ve ilgilenen herkesi sevgi, saygı ve muhabbetle kucaklıyorum.”