BAŞBAKAN Erdoğan'ın Balıkesir ziyareti yankıları sürüyor.
Öylesine büyük oldu ki bu yankı, gören görmeyene, duyan duymayana duyurdu. 
Seveni sevmeyeni, oy vereni vermeyeni iki günlük programı hep meydanlarda, hem ekranları başında takip etti.
Tabir yerindeyse yedi düvel Balıkesir'i konuştu. 
Başbakan ile kucaklaşmak isteyen genç yaşlı, kadın erkek  Balıkesir, Bigadiç, Edremit ve Bandırma'nın cadde, sokak, meydanlarını insan seline dönüştürdü.
Cumhuriyet tarihinde hiçbir siyasi veya sivil toplum hareketinin gerçekleştiremediği görüntülerdi bunlar belki de. 
Düşünün bir kez. Aynı ilde iki günde dört ayrı meydanda program düzenlemek ve bu dört meydanı da tıklım tıklım doldurabilme başarısı Türk siyaset tarihinde hangi Başbakan'a nasip olmuştur acaba?
***
Balıkesir Basın camianın son 40 yılına tanıklık eden biri olarak  Balıkesir'de ne böyle bir manzara gördüm, ne böylesine sevgiye rastladım.
Hele hele o kadınların ilgisi, sevgisi, coşkusu..
Yarabbim! Atatürk Stadı önündeki miting alanındaki o tablo neydi?
Binlerce kadın saatler öncesinden meydanın belli bölümünde toplanmış, ellerinde ayyıldızlı bayrakları dalgalandırarak Başbakan'ı bekliyordu. 
Bir kadının kendi eşini, kardeşini bile görmek için dört saat aynı yerde nöbet tutacağını hiç sanmıyorum. 
Böyle bir sevginin, bağlılığın, inancın tarihte eşine çok ender rastlanabileceğine inanıyorum. 
Kadınlarımız birbaşka seviyor, bir başka inanıyor Başbakana..

***
Kim ne derse desin, kim ne söylerse söylesin
Recep Tayyip Erdoğan çok farklı olduğu gibi mübarek bir insan.
Onda herkesin öyle ya da böyle ilgisini çeken birşeyler var.
Bence bunun en başlıca nedeni şu:
Birincisi; insanlara tepeden bakmadığı gibi, en imtiyazlısıyla en sadesi arasında fark görmüyor. 
İkincisi; Hz. Yunus Emre'nin "Yaratılanı severim Yaradandan ötürü" şeklindeki ilahi aşkı özetleyen deyişindeki gibi, Erdoğan'da ülkemin insanını O'na olan aşkı gibi sevmesi, O'na olan aşkı için her canlının alamıyacağı riskleri göze alabilmesi..
Öyle olmasaydı eğer, çok hassas bir konu olan Güneydoğu sorununu kökten bitirme noktasındaki adımları atmaya cesaret edebilir miydi?
Bebek katilleriyle görüşülmesi, muhatap alınması bizim içimizi açıtmıyor mu?
Acıttığı gibi yüreğimizi de sızlatıyor. 
Ama şehit haberleri daha çok acıtıp sızlatıyor. Arkalarında bıraktıkları gözü yaşlı eşleri, çocukları, ana-babalarıyla.. Kolunu, bacağını, gözünü kaybeden gazilerimizi gördükçe içimiz daha çok yanıyor.

***
Söylesenize hem, bu terör denilen bela 30 yıldır başımızda değil mi?
Kaç hükümet geldi gitti. Kaç başbakan gördü bu ülke.
Biri de çıkıp;  ocaklara ateş düşerken, ateş düştüğü yeri yakarken, bu acıları dindirmek için dirayetli, kararlı adımlar atmadığı gibi, hiçbiri de samimiyetle üzerine gitmedi, koltuklarını kaybetmemek için risk almadı, sokaktaki sade vatandaş gibi 'lanetliyoruz' demekten başka bir adım atamadı. 
Recep Tayyip Erdoğan'a gelinceye kadar hep böyle yapmadı mı, ülkenin yönetimini üstlenen ve bu ülkede yaşayan, aynı zamanda, dil, din, ırk cinsiyeti gözetmeksizin herkesin hayatından  da sorumlu olan Başbakanlarımız?

***
Eğri oturalım, doğru konuşalım. 
Bölücülükten beslenenler yok mu bu ülkede?
Atatürkçülüğü kendilerine mahsus bir sevda gibi görenler olduğu gibi milliyetçiliği de böyle tanımlayanlar yok mu bu ülkede?
Rahmetli Erbakan hocanın; "Atatürk yaşasaydı Refah Partili olurdu" şeklinde sözü vardı bilenler hatırlar. 
Bende diyorum ki, Atatürk yaşasaydı; bu süreci görseydi, 'Atatürkçüyüm', 'Milliyetçiyim' diyenlere, yine merhum Erbakan hocanın başbakanlığı döneminde muhalefete tepkisini dile getirirken yaptığı konuşmalarda sık sık kullandığı "hadi ordan.. hadi ordan" sözüyle karşılık verirdi..
Türk milletine neyi hedef gösteriyordu Atatürk; 
"Muasır medeniyet seviyesine çıkmak... "
Şimdi size bir uzmanlık sorusu:
Çağdaş uygarlık seviyesine nasıl ulaşılır?
Son 10 yılda Türkiye'nin elde ettiği kazanımların üzerine yenilerini ekleyerek mi, yoksa nutuk atarak mı?

***
Siz yukarıdaki sorunun cevabını düşünedurun.
Zamanınız çok olabilir. 
Ne Türkiye'nin, ne Balıkesir'in hamaset kokan nutuklarla kaybedecek zamanı yok!
Türkiye'nin 2023 hedefini yakalamaya, Balıkesir'in 'cazibe merkezi' olmaya ihtiyacı var. 
Riskleri yok mu? Var.. 
Ne mutlu bu riski göze alanlarla yol arkadaşlığı yapanlara..
Ki onlar Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Atatürk'ün gösterdiği yolda ilerleyen, hesap verebilecekleri tek makamın Allah olduğunu bilenlendir. 
Korkmayın! Konuşun, söyleyin..

***
Başbakan'ın Balıkesir ziyaretini konuşmaya devam edeceğiz.
Hemde en can alıcı noktasına değinerek..
 Balıkesir için hani şu çok atıp tutanlar varya..
İşte onların halini anlatacağız...
Okuduğunuzda, şaşırıp kalacak; "Balıkesir sevdalısı olduklarını söyleyenler bunlar mı?" diyeceksiniz..
Yakında bu sutünlarda tekrar kavuşmak üzere..
....