BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan'ı konuk ediyoruz bugün.
ON numaralı kente, 10'ncu kez geliyor.
Büyükşehir statüsüne kavuşturduğu Balıkesir'imizde iki gün bizimle olacak. 
İlk olarak Kuva-yi Milliye alanında halkla kucaklaşacak, ilk kez geçen yıl 12 Mayıs'ta Büyükşehir müjdesini verdiği meydanda, bu kez büyükşehirin Balıkesir'e getireceği nimetleri anlatacak. Ardından 10 numaralı il'de, 42 tesis, 342 projenin açılışını yapacak. 
Başbakan, bugünkü Balıkesir mitinginin ardından Bigadiç, pazar günü ise Edremit ve Bandırma'yı da ziyaret edip vatandaşlara seslenecek, bu ilçelerimize kazandırdığı eserleri hizmete sunacak. 
Erdoğan'ın bu ziyaretini diğerlerinden daha çok önemsiyorum. 
Çünkü, 2 günlük programının Balıkesir'e güzel bir iz bırakacağına inanıyorum.
Bunlardan en önemlisi Büyükşehir'e yapılacak büyük yatırımların müjdeleri olacak bence. 
Başbakan'ın vereceği müjdeleri şimdiden merakla beklerken, başka bir müjde vermesini de arzu ediyorum. Ayrıca; 'Türkiye'yi Doyuran İl' konumundaki Balıkesir adına, sayın Erdoğan'dan istekte bulunacağım. 
Büyükşehir statüsü kazandırdığı Balıkesir'i daha da geliştirip büyütecek, ekonomi ve istihdamına katkı sağlayacak bu beklentimin ne olduğunu, bugünkü ziyaretinde sayın Başbakan'a da arzedeceğim yazımın sonunda sizlerle de paylaşacağım.

***
Öncelikle yaşadığımız coğrafyadan biraz söz etmek, bilgilerinizi ve hafızalarınızı yenilemeye katkıda bulunmayı hedeflerken, iğne-çuvaldız misali örneklemelerde bulunmak istiyorum.
Yaradan hertürlü güzelliği bahşetmiş Balıkesir'e.
Ege ve Marmara'ya kıyısı olan tek il.
Yeraltı ve yerüstü güzellikleriyle zenginliklerini anlatmama gerek yok. 
Balıkesir ve Balıkesirliler hariç herkes biliyor bu özelliğini, güzelliğini çünkü!
25 ilden büyük ilçeleri var Balıkesir'in. 
Avrupa'ya açılan kapısı olan ender illerden biri.
Ulaşım sorununu hemen hemen çözmüş,
Demiryolu ve Denizyolu ulaşımında iyi konumda bulunan,
Hava ulaşımında ise iki havaalanına sahip İstanbul ve Antalya'dan sonra üçüncü büyük il..
Merkezi, körfezi ve marmarasıyla cennet gibi coğrafyada bulunuyor, yaşıyoruz.. 

***
Balıkesir ve Balıkesirliler olarak bunu göremezken,
Yaşadığımız yörenin değerini bilemezken, 
Gelişmesi noktasında ortak hareket edebilme becerisini gösteremezken, 
Avrupalısı dahil, bizim dışımızdakiler sahip olduğumuz değerlere gıptayla bakıp kıskanıyor
Bu cennet gibi cofğrafyada yaşayanlar ise, özellikle de bazı malum çevreler,
Leyleğin ömrü laklakla geçer misali "ah"  "vah"larla nankörlük edip yaşadığımız bölgeye
Gözlerden sel boşalırcasına ağlayıp ağıt yakıyor!. 
Şaşıyor ve anlamakta zorlanıyorum bu yaklaşım sahiplerini.
İhanet içerisindeler, büyümesini, gelişmesini arzu etmiyorlar sanki..
***
Ne olursun
Kendine güven Balıkesir.
Gözünü aç, yapılanları bir gör.
Nereden nereye gelmişiz artık farkına var. 
Gözlerine perde inmişse bile, Balıkesir dışına çıktığında karşılaştığın insanlara sor bakalım;
"Balıkesir'i nasıl görüyorsun, biliyorsun?" diye.
Duyduklarınıza inanmak istemiyeceksin belki ilk an..
İşittiğinde ise, göğsün kabaracak, gurur duyacaksın.
Çünkü, Balıkesirli olmayanlar, Balıkesir ilini çok farklı görüyor, bizim yaşadığımız coğrafyanın zenginliğini bizden daha iyi biliyor.
Türkiye'nin hemen hemen her iline gittim. 
Hele hele son birkaç yıldır gittiğim her ilde
Balıkesirli olduğumu bilen, öğrenen herkes; 
"Vallahi cennet gibi yerde yaşıyorsunuz" cümlelerini işittim. 

***
Çok değil, 8-10 yıl öncesine kadar yaşadığım kent için "büyük kasaba" yakıştırmalarını yapanlar arasında, hatta ilk sırasında bende vardım.
Çünkü haklı nedenlerim vardı. 
Kentin merkezi bile yazın tozdan-topraktan, kışın çamurdan geçilmiyordu. 
Yolları köstebek yuvası gibiydi. 
İster Bursa, ister İzmir, isterse Edremit yönünden kente giriş yaptığınızda karşılaştığınız manzara bir kente, bir il'e yakışır görünümde değildi. 
Şehirlerarası otobüs terminalı kentin göbeğinde kalmış, geceleri sarhoş takımın takıldığı mezbelelik mekandı adeta. 
Temellerine ilk harcın 1974 yılında atıldığı Organize Sanayi Bölgesi'nde tek bir baca tütmediği gibi, borç batağındaydı. 
Üniversitesi ödenek yetersizliğinden gelişim gösteremiyordu.
En kötüsü, kangrenden daha kötü tabloyu ulaşım oluşturuyordu. 
Güneydoğu'nun yollarından berbattı, karayollarımız. İster otobüsle, isterse kendi aracınızla şehirlerarası yolculuğa çıkmak işkence gibiydi. 
İzmir ile Bursa arasına sıkışıp kalmış, kamu yatırımlarından nasibini alamamış ve kaderine razı olmuş konumdaydık sanki.
Az mı manşetler atmamıştık; 
"Ne olacak bu Balıkesir'in hali?" diye. 
Başbakanlar, bakanlar Balıkesir'i ziyarete gelirken; 
Yarım kalan işlerin bitirilmesini içeren gazete manşetleri atılır, bu yayınlar devlet erkanına sunulur; "Artık bu çileler bitsin" denilirdi. 

***
Bugünkü tabloya bakalım lütfen.
Yukarıdaki konuların hangi birini sorun olarak konuşuyor, yazıp çizerek dillendiriyoruz.
OSB'yi mi, Üniversiteyi mi, Susurluk, Bandırma, İzmir, Bursa, Edremit körfez karayollarını mı?
Dursunbey yolu bile duble oluyor!
Medeniyetin göstergesi sayılan ulaşımda kısa sayılabilecek zaman diliminde inanılması imkansız mesafe katedip çağ atladı denilse abartı sayılmamalı, görülmemeli. 

***
İşte bugün bir Başbakan daha geliyor Balıkesir'e.
Çok merak ediyorum, gazete manşetleri nasıl çıkacak?
Acaba gazetelerde; "Balıkesir ilinin şu sorununun çözümünü istiyoruz Başbakanım" diye tek satır yer alacak mı?
Bugün sabah ilk işim gazetelere bakmak olacak!

***
Yine çok merak ediyorum.
Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Esnaf veya Ziraat Odaları'nın başkanları, temsilcileri, iktidar veya muhalefet milletvekilleri ya da Balıkesir ilinin en üst düzey yöneticisi olması dolasıyla sorunları en iyi tesbit mevkiinde bulunan sayın Vali, acaba ne istekte bulunacak Başbakan'dan?. 
"Yolumuz yarım kaldı", "Havaalanımız var, ama şu şu eksiklikleri var", "Üniversitemizde işler yürümüyor", "OSB'de sıkıntı yaşıyoruz", "Okullarımız yetersiz", "Köylerimizin yolu, suyu yok" vb. sorunları aktarıp, çözümü noktasında sayın Başbakan'dan yardım, destek, ilgi isteyecek mi acaba Balıkesir için?
Vallahi çok merak ediyorum!
Bugün özellikle bunu takip edeceğim. 
Bakalım Balıkesir adına ne isteyecekler?
Göreceğiz hepbirlikte.

***
Sahi bugün Başbakan Balıkesir'de..
Ne isteyelim?
Siz bunu düşünedurun..
Kendi isteğimi, beklentimi, "cazibe merkezi" olma yolundaki engelleri tek tek aşan Balıkesir'in yarınlarına artı değerler katacak, ekonomisiyle istihdamına büyük katkılar sağlayacağına inandığım iki talebimi bu satırlar aracılığıyla aktarayım.

***
Sayın Başbakanım; 
Biliyorsunuz, tarım ve hayvancılık alanındaki varlıklarımızla Türkiye'nin lideri konumundayız. 
Et, süt, yumurta, zeytin ve zeytinyağı üretimindeki yerimiz itibariyle "Türkiye'yi Doyuran İl" ünvanını hak ediyoruz.
Maalesef bu alanda yeterli ilgiyi, desteği, teşviği gördüğümüzü söyleyemiyoruz.
Tarım ve hayvancılık Balıkesir ekonomisinin adeta 'can damarı' gibi.
Fındık ve çay üreticisine verdiğiniz desteği değil, onun yarısını, hatta dörtte birini "Tarımın Başkenti Balıkesir"deki et, süt, zeytin ve zeytinyağı üreticisine de vermenizi rica ediyoruz. 
Balıkesir'i hakettiği noktaya taşıyan eserlerin mimarı olarak size minnet duygularımızı sunarken, bu talebimiz ve beklentimizinde yerine getirilmesi noktasında gereken talimatı vereceğinize kalben inanıyoruz. 

***
Sayın Başbakanım; 
Şahsınızdan bir ikinci ricam, beklentim, isteğim daha var.
SEKA Kağıt Fabrikası'nı biliyorsunuz. 
Özelleştirme kapsamında Albayrak Grubu satın almıştı burayı.
Yargı kararları nedeniyle 8-9 yıldır çivi çakılamadı. 
Mecliste kabul edilen bir yasayla SEKA'nın yeniden üretime geçmesinin yolunu açtınız.
Başbakanım, aradan 8-10 ay geçti 
Albayrak Grubu'ndan ses-seda çıkmadı!
Bugün Bigadiç'e giderken, sizde görecekseniz Balıkesir SEKA'yı.
Ağlıyor adeta!
Büyükşehir'e bu görüntü yakışmıyor Başbakanım.
Ne olursunuz, bir el daha atın SEKA'ya..
10 numaralı kente hoşgeldiniz Türkiye'nin lideri...
....