1986, resmi olarak yani sigortalı olarak çalışma hayatına başladığım yıldır benim.

Çocukluğumdan beri küçük küçük işler yapıyordum zaten.

70’li yıllarda ilkokula giderken yaz tatillerinde Altınbaş Ticarethanesinde çalışıyor,

Yine o yıllarda zaman buldukça bahçemizden topladığım erikleri genellikle tren istasyonunda veya şehir stadında maç günlerinde satıyor,

Ortaokul ve lise yıllarımda düğünlerde çekirdek satmaktan sanayide sandık çakmaya, Dereköy Maden Suyu işletmesinde kasa taşımaktan garajda dinlenme tesislerinde garsonluğa kadar türlü işler yapıyordum.

1986 yılı ise devletin kayıtlarına girdiğim,

Bir sigorta kartımın olduğu,

Düzenli maaş aldığım iş hayatımın başlangıcıydı…

Şimdi biraz daha geriye sarayım…

1984 yılında liseden mezun olduktan sonra kazandığım Türkiye’nin en önemli üniversitelerinden biri olan ODTÜ’yü çeşitli nedenlerle okuyamamış, 3 ay sonra da bırakıp dönmüştüm Susurluk’a…

(Bu arada parantez açarak şunu söylemek istiyorum;

O zamanlar sadece lisede aldığınız eğitimle bile ülkenin en değerli üniversitelerin en zor bölümlerini kazanabiliyordunuz.

Buradan, eğitimin kalitesinin kaliteli öğretmenler sayesinde yükselebileceğini gösteren o dönemki lise müdürümüz Fikret Ünal’a ve nezdinde bütün değerli öğretmenlerimize sonsuz sevgi ve saygılarımı iletiyorum.

Diyor ve parantezi kapatıyorum.)

Bir nokta olarak başlıyorsunuz okula, soru işaretleriyle ayrılıyorsunuz.

Sonra da hayatınız boyunca soru işaretlerini cevaplamaya,

İki noktaları üst üste koymaya,

Ünlemleri, bağlaçları, ayraçları anlamaya çabalıyorsunuz.

Anlamak için “olgunlaşmak” gerekiyor oysa.

Üniversite sonrası çalışmaya başladığım Fiat Traktörleri Bayisi Bilgiçler Koll. Şti, hayatı anlamamı sağlayan, olgunlaştıran, hayatın zorluklarıyla mücadele etmemi öğreten bir okuldu benim için.

Patronum Enver Bilgiç’in babacan tavırlarıyla her traktör satışı sonrasında sattığı kişiye, “At bakalım Serdar’a bir anahtar parası” diyerek aldığım bahşişleri…

Gelen traktörleri TIR’ların kasasından indirirken yaşadığım heyecanı…

O traktörleri şimdi yerinde apartmanların dikildiği (İstanbul Kasabının olduğu) park alanına götürürken etrafa hava atmak için biraz yolu uzatmayı…

Köy köy dolaşıp yaptığımız traktör pazarlıklarındaki püf noktalarını…

Enver Abinin… kardeşleri İsmail Abi, Ruhi Abi ve rahmetli Ekrem Abinin askere gitmek için vedalaşırken “dönüşünde işin hazır” diyerek beni yolcu etmelerini…

Askerlikte, düğünümde, cenazede beni yalnız bırakmamalarını,

O yılların dostluklarını,

Ve yaşadığım daha birçok anıyı asla unutamam.

Bugün bile nerede üzerinde benim bastığım “Bilgiçler Koll. Şti” damgalı bir traktör görsem, o günlerin heyecanını yeniden yaşarım…