Önce bilgi:

Siyasi Partiler Kanunu’nun 1 numaralı ek maddesine göre, Yüksek Seçim Kurulu’nca en son milletvekili genel seçimlerine katılma hakkı tanınmış olan ve genel barajı aşan siyasi partilere her yıl Hazineden ödenmek üzere o yılki genel bütçe gelirleri “(B) Cetveli” toplamının 5 binde 2’si oranında ödenek ayrılıyor. Yine aynı kanuna göre, belirlenen bu mali yardım, devlet yardımı yapılacak siyasi partiler arasında, bu partilerin en son genel seçim sonrasında Yüksek Seçim Kurulunca ilan edilen toplam geçerli oy sayıları ile orantılı olarak bölüştürülmek suretiyle her yıl ödeniyor. Buna ek olarak, partilere yapılan yardım tutarı, milletvekili genel seçiminin yapılacağı yıl normal yardımın üç katı, mahalli idareler genel seçim yılı için ise iki katı kadar gerçekleşebiliyor. Milletvekili genel seçimlerinde toplam geçerli oyların %3’ünden fazlasını alan siyasi partiler de seçim yılı yapılan devlet yardımlarından faydalanabiliyor. Partiler kendilerine yapılan bu maddi yardımı yalnızca parti ihtiyaçları veya parti çalışmalarının finanse edilmesinde kullanabiliyor.

Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından.

Ve faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için kuşkusuz onların da paraya ihtiyacı var.

Bağışlar, aidatlar, taşınmaz gelirleri, parti etkinliklerinden sağlanan gelirler…

Ancak bunlarla da “işin yürümesi” mümkün olmadığından devlet desteği gelmiş 1965 yılından itibaren ve kanunlaşarak.

Lakin her parti de yardım alamıyor; yukarıda özetlediğimiz kıstaslara göre destek sağlanıyor siyasal partilere.

Bu girişten sonra gelelim işin “eyvah eyvah” kısmına.

Tamam siyasal partilere devlet yardım yapsın.

Ama bu paralar böyle fütursuzca harcanmasın.

Madem ülkenin ekonomik sıkıntısı var.

Madem  yıllardır olan “Türk Malı” logosunu bile unutup “yerli malı” logosu diye yeni bir şeyler icat ettik.

Madem yılda bir kez hasadı yapılan soğan bile “depoda 30 ton soğan ele ge-çi-ril-di” diye haber oluyor.

O zaman hazinenin dağıttığı bu yardımlar boşa harcanmasın.

Yerel seçimlerle ilgili seçim havalarına gireriz yakında.

Türkiye çok büyük ülke, illeri, ilçeleri, beldeleri ve hatta köyleri düşünün…

Şehirleri gözünüzde şimdiden canlandırın.

Kısa sayılabilecek bir süre sonra tüm caddeler, sokaklar, meydanlar partilerin bayraklarıyla, afişleriyle dolacak.

Bangır bangır müziklerle gün boyu partilerin propaganda araçları kafa şişirecek.

Ve milyonlar çöpe gidecek.

Türkiye’nin böyle bir lüksü var mı?..

Hiçbir zaman, hiçbir şekilde, hiçbir kişiye faydası olmayan o parti bayrakları ve afişlerine kaç para harcanıyor?

Ekonominin hassas dengelerin üzerinde ilerlediği Türkiye’de bu israfa neden dur denmez?..

Neden hiçbir siyasi parti buna öncü olmaz?

Müzikle, afişle, partinin bayrağı ile fikrini değiştiren; müzikle, afişle, partinin bayrağı ile oyunu değiştiren; müzikle, afişle, partinin bayrağı ile karar veren var mıdır?

İnsan zekasıyla alay etmektir bu.

Paranın çöpe atılmasıdır.

Lüksü olmayan bir ülkenin har vurup harman savurmasıdır.

Hazineden para gelmesinin verdiği rahatlıktır bu; başka bir şey değil.

Lakin gerçekten “çirkinlik ötesidir”

Devlet desteğinin en azından bu tip “reklamasyon” kısmına çeki düzen verilmesi elzemdir.

Tüm caddelerde tüm partilerin bayraklarıyla nasıl bir kirli görüntü oluştuğunun herkes farkında di mi?..

Ne faydası var, kime faydası var?

Koca bir boş!

Ne zaman bu konuya el atan olursa, ne zaman bu saçmalığa bir çeki düzen verilirse o zaman “demokrasinin” parti bayrak ve afişlerine bağlı olmadığını anlamışız demektir.

Partiler bu paraları eğitime, ARGE’ye, kültüre, sanata harcasalar; faydalı yolda kullansalar çok daha sempati kazanacaklar da…

Kim duyacak ki?

Her Cuma, her kandil, her özel günde gelen “otomatik” SMS’lerden bile öyle bıktık ki…

Ne var ki, bilmiyor işte köydeki Halil Emmi ile Ayşe Bacı…

Telefonuna mesaj gelince sanıyor ki, milletin vekili ile belediyesinin başkanı oturmuş telefonun başına tek tek mesaj yazıyor kendisine…

Eyvah eyvah…

Bu kadar kolay vatandaşın karşısında bu kadar cin siyasetçi…

İşin zor Türkiye.

Kafaların değişmesi gerek.

Her tarafı kirleten reklamlar nedeniyle boşa para harcamaya bir son gerek!