Mitolojik adı 'İda' olan Kazdağları'nda Kınalı keklik türü yok olmaya başlayınca, harekete geçen Güre Belediyesi ve sivil toplum kuruluşları doğaya 250 keklik saldı.

Bilinçsiz avlanma, doğayı yok etmenin sonunda, efsanelere konu olan, tanrılar tanrısı Zeus, aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit'in yaşadığı, Sarıkız, Hasan Boğuldu ve pek çok efsanenin çıkış noktası, onlarca endemik bitkinin yatağı, ''İki keklik bir kayada ötüyor' türküsünün yakıldığı Kazdağları'nda Kınalı keklik türü yok olmaya yüz tuttu. Tehlikenin farkına varan CHP'li Güre Belediye Başkanı Kamil Saka ve Yaşam Alanlarını Koruma ve Yaşatma Derneği (YAŞAD) Başkanı Hakkı Demir Kurtuluş, tehlikeyi önlemek, ve Kınalı keklik türünün Kazdağları'nda yaşamasını sağlamak için harekete geçti. Bigadiç İlçesi'nde YAŞAD'ın Kınalı keklik tesislerinde üretilen 250 keklik, Kazdağları'na salındı.

''İki Keklik türküsüne 250 keklik salıyoruz' adını verdiği projenin başarılı olmasını isteyen Edremit İlçesi'ne bağlı Güre Beldesi'nin Belediye Başkanı Kamil Saka, Güre Avcılar Kulübü Başkanı İbrahim Keçeli ile üyeler Bülent Danacı ve Rahmi Senice'den yardım istedi. Milli Park alanında, kekliklerin yaşayabileceği Kavurmacılar mevkiinde uygun alan bulundu.



Avcılar ve YATAŞ Başkanı Hakkı Kurtuluş Demir, geçen hafta sonu bölgeye giderek, 200 Kınalı kekliği saldı. Keklikler 6 saat boyunca izlendi, sansar ve tilki gibi hayvanların gelmesi önlendi. Bazı avcılar da gece yörede bekleyerek keklikleri doğaya uyum sağlayana kadar tehlikelerden uzak tuttu. İlk salım başarıyla gerçekleşti.



Güre Avcılar Derneği Başkanı İbrahim Keçeli, bölgeyi iyi bilmelerine rağmen kekliklere en uygun yeri bulmak için 1 hafta araştırma yaptıklarını söyledi. Kekliklerin doğaya salındığı gece Güre Belediye Başkanı Kamil Saka, 25 köy muhtarı, mahalle muhtarı ve Avcı kulübü yöneticisi ile toplantı yaptı. Saka ve YAŞAD Başkanı Demir, projenin önemini anlattı. Muhtarlardan ve avcılardan kekliklere sahip çıkılmasını, yasak avlanma yapılmamasını istedi.

İKİ KEKLİK TÜRKÜSÜ

Kazdağları Milli Parkı'nın Kavurmacılar Mevkii'nde düzenlenen tören ile 50 keklik daha doğal ortama bırakıldı. Törene Balıkesir Vali Yardımcısı Mustafa Kemal Özgün, Edremit Kaymakamı Osman Tunç, Balıkesir Kültür ve Turizm Müdürü Mustafa Çaltı, Balıkesir Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Himmet Sinoplugil ve vatandaşlar katıldı. Güre Belediye Başkanı Kamil Saka, ''İki Keklik Türküsü'ne 250 Keklik Salıyoruz' projesi hakkında bilgi verdi. Saka, hedeflerinin doğada yok olan türleri tekrar Yaşar hale getirmek olduğunu belirterek, Kazdağları'nın endemik bitki türleri açısından bir hayli zengin olduğunu söyledi. Daha önce bazı çalışmalar yaptıklarını, karaca ve geyik gibi hayvanları tekrar yaşatmaya başladıklarını, hatta Kazdağı kedisi olarak adlandırılan leopar cinsinin tekrar görülmeye başladığını ifade eden Güre, ''Bir zamanlar yöremizin en büyük zenginliklerinden biri türkülere konu olmuş keklikti. Gün geçtikçe yok olmaya başladı ve artık görünmez oldu. Yeniden keklikleri yaşatmak için harekete geçtik. Beldemiz İki Keklik türküsü ile tanınan bir belde. Bu belde de ne acıdır ki keklik kalmıyor. Biz yeniden keklik seslerinin duyulması için 250 kekliği doğaya saldık' dedi.

ÇEKİRGE VE KENENİN BAŞ DÜŞMANI

Yaşam Alanlarını Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Hakkı Demir Kurtuluş, çevre düzeni içinde olması gereken varlıklardan birinin de keklik olduğunu belirtti. Kurtuluş, kekliklerin çekirgeleri yiyerek, ağaçların ve bitki örtüsünün tahribatını önlediğini, keneleri yiyerek hastalıkların önüne geçtiğini, süne zararlısının baş düşmanı olduğunu kaydetti.

İzmir'den Güre'ye tatil için gelen doğasever Aysel Hitay, YAŞAD Başkanı Hakkı Kurtuluş Demir'i öperek kutladı. İki çevre vakfının üyesi olduğunu, bu etkinliği İzmir'e taşımak için elinden gelen herşeyi yapacağını belirten Hitay, ''Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu'na bu durumu anlatacağım, bütün doğa dostlarını harekete geçirip bu etkinliği İzmir'e taşıyacağım' dedi.

İKİ KEKLİK TÜRKÜSÜNÜN ÖYKÜSÜ

''İki Keklik' türküsü Balıkesir'in Edremit İlçesi Güre Beldesi eşrafından Kahveci Mehmet Şevket Efendi'nin karısı Şöhret Hanım tarafından oğlu Zekeriya'ya yakılan bir türküdür. Şöhret Hanım'ın oğlu Sarıkamış'a Enver Paşa Komutası'nda askerliğini yapmaya gider. Yoğun karda yol alabilmek için askerler karları teperken, kar kuyusuna düşerek yaşamını yitirir. Haber zeytin toplama sırasında Şöhret hanıma iletilir. Şöhret Hanım çok duygulanır ve o anda etrafta ötüşen keklikleri duyar ve ''ötmede keklik derdim bana yetiyor' der. Saraydan çıkan şöhret hanımın giysileri yöre ile uyuşmadığı için de yöre halkı ''yazması oyalı, kundurası boyalı' demektedir. Kısa süre sonra türkü dilden dile dolaşmaya başlar. Sanatçı Mustafa Sarısözen, 1938 yılında Ferit Alnar, Cevat Mahmut Altar, Bedii Yönetken ve Tahsin Banguoğlu'ndan oluşan ekibi Güre'ye gönderir. Yerel sanatçı Mustafa Sarı'dan türküyü dinleyen ekip, derlemesini yapar.

Editör: Haber Merkezi