Garip bir ülkeyiz.
Öylesine ufak-tefek işlere kafa yoruyoruz ki, 
Detaylarda boğuluyoruz ki, anlamakta zorlanıyor insanoğlu.
Ülkemin insanı çok seviyor  abartmasını, büyütmesini, ateş olmayan yerden duman  çıkarmasını. 
Tırnak kaşıyıp ortalığın karışmasını beklemeyi, yangının üzerine körükle gitmeyi..
Veyahutta korku, panik yaratmayı, kaostan beslenmesi..
Oysa bitti, yok oldu sanıyorduk.
Korku imparatorluğunun yıkıldığına, karton kutulardan oluşan kalelerin yerle bir edildiğine inanıyorduk. 
Meğerse yanılmışız. 

***
BU NEYİN KAVGASI BİLEN VAR MI?

İki harf üzerine kopatılmaya çalışılan fırtınaya bakar mısınız!
Ortalık doz-duman adeta. 
Sanki ülkede her sorun bitmiş, tek TC kalmış!
Kamu kurum ve kuruluşlarının bazılarında TC ibarelerinin kaldırılması büyük mesele oldu. 
Sanki rejim tartışmasına dönüştü. 
Bir kısım çevreler yine ortalığı ayağa kaldırdı.
Klavye silahşörleri isimlerinin başına TC ekleyip, sosyal paylaşım sitelerinde sanal savaş ilan etti!
Saygı duyuyorum gösterilen hassasiyete, ama dozu biraz kaçmıyor mu?
Bu neyin nesidir, kavgasıdır böyle?
Türkiye Cumhuriyeti kavgası mı?
Verilecekse Türkiye Cumhuriyeti için bir kavga hepbirlikte verelim
Edilecekse bir mücadele hepbirlikte edelim.
Verilecekse her noktası atalarımızın, dedelerimizin, babalarımızın topraklarıyla sulanmış, sınırları kanla çizilmiş bu topraklar için bir can da bizim vermemiz gerekiyorsa seve seve verelim

***
TC’Lİ VALİLİK
TC’SİZ VALİLİK

Bugün fırtına koparanlara şunu da soralım veya hatırlatalım.  
Balıkesir Valilik binasındaki tabela değişikliği yapılalı neredeyse iki yıl oldu.
Valilik binası deyim yerindeyse dökülüyordu o dönemlerde.
Şimdi Batman Valisi olarak görev yapan dönemin valisi Yılmaz Arslan el attı; "dışı seni, içi beni yakar" dedirten binayı baştan sona yeniledi. Hem bina, hem bahçesi Valiliğe yakışan görünüme kavuştu.
Bütün işler bittikten sonra bahçesinde verildiği kokteyli dün gibi anımsıyorum. 
Sade vatandaşından sivil toplum örgütlerinin temsilcilerine kadar herkes oradaydı.
Hatta bugün burnundan soluyanlarda Valilik bahçesindeydi.
Balıkesir'e yakışan bir Valilik binasına dönüştürdüğü için bini bir paraydı Vali Yılmaz Arslan'a düzdükleri methiyelerin..

***
TC YAYGARASINDAKİ SÜRECE DİKKAT!

Ne olduysa oldu, sanki birileri düğmeye bastı!
İki yıldır sesi-soluğu çıkmayan çevreler her ne hikmetse şimdi yaygaraya başladı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi halkıyla barışa çok yaklaştığı bir süreçte yaşandığına dikkatinizi çekmek istiyorum TC isyanının!
Neyse konumuza dönelim, Valilikteki değişime bakalım.
"TC nereye gitti?" diyerek bir bardak su koparanlar, dönemin Valisi Yılmaz Arslan'ı hedef göstermeye çalışanlar çok ayıp ettikleri gibi teşekkür etmeleri gereken bir değerli ismin günahını alıyor.
Nedeni şu;
Böyle düşünenler, Yılmaz Arslan'ı hedefe tahtasına oturtanlar hiç Valilik binasının içine girdiler mi acaba?
Hemen girişte Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Balıkesir'in kahraman insanlarını yansıtan kabartma tabloları gördüler mi acaba?

SÖZDE DEĞİL ÖZDE TC’Lİ VALİ

Valilik katındaki Atatürk köşesini, Çanakkale Savaşından bugüne değin Balıkesir'in verdiği şehitlerin isimlerinin ölümsüzleştirildiği, ay-yıldızlı bayrağımızın nakış gibi işlendiği  manzarayı gördüler mi acaba?
Vatan için canlarını feda eden 3 bin 500 Balıkesirli şehidin isminin belirlenmesi için aylarca çalışıldığını biliyorlarmı acaba?
Kurtdereli Mehmet Pehlivan ve Mustafa Necatibey adına düzenlenen salonlar bulunduğunu duydularmı acaba?
Bildiklerini, duyduklarını ve gidip gördüklerini sanmıyorum. 
Görselerdi eğer, zaten bugüne kadar göremedikleri TC'ye takılı kalmazlar, "Valilik binasını kim bu hale getirdiyse ondan Allah razı olsun" diye dua ederlerdi.
Türkiye Cumhuriyeti'ni sevmenin sözde değil, özde olduğunu kendi gözleriyle görürlerdi.
Tabelacı cumhuriyetçilerin gözleri var ama görmüyor, kulakları var ama duymuyor, kalpleri var ama hissetmiyor

***
DETAYLARDA BOĞULUP KALMAK

Ne olursunuz, detaylarda boğulup kalmayalım.
Her işin ardından art niyet aramayalım. İncir kabuğunu doldurmayacak işlerin peşine düşüp takılı kalmayalım. 
Hem hiç mi sorunu yok ülkenin, hiçmi derdi bulunmuyor insanımızın. 
Gündemdeki daha önemli konulara kafa yoralım, çözümü noktasında destek verelim. 
Niye panik havası oluşturulup, korku ortamı yaratılmaya çalışılıyor anlamakta zorlanıyorum.
Hatırlayın geçmişte ne gibi olaylarla bizleri korkutmaya, ürkütmeye çalıştıklarını. 
Unuttuk mu o günleri hemen. 
Hani komünizm geliyordu, faşizm geliyordu, irtica hortlaşmıştı, şeriat geliyordu!
Ne oldu, hangi biri geldi veya günümüzde kaldı?
Yurdumun insanı 'TC' ile uğraşırken, dünya nelerle uğraşıyor bileniniz var mı?

TC’SİZ ASKERİ KIŞLADAKİ 
DERS NİTELİĞİNDEKİ SÖZ

Keşke kelimesini kullanmayı asla sevmem, asla benimsemem, ama ah keşke bizde Türkiye Cumhuriyeti'nin 90.yılına ulaştığımız şu günlerde, hepbirlikte elele verip insanının refahı, mutluluğu, huzuru için neler yapabiliriz diye kafa yorabilseydik, bunun mücadelesini verebilseydik.. 
Birimiz bir yanından, diğerimiz öbür tarafından çekip çekiştireceği yerde.. 
Ah keşke bunu yapabilsek.. 

***
Şunu bilir, şunu söylerim. 
Mülkün temeli olarak görülen Adliyeler gibi, Cumhuriyet Türkiye'sinin bilim yuvası Üniversiteler gibi, Jandarma teşkilatı gibi tabelasında 'TC' bulunmayan askeri kışlaların bir çoğunda yer alan bir yazı dikkatinizi çekti mi bilmiyorum.
Benim çekti ve asla unutmuyorum. 
O yazı aynen şöyle:
Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır..
Türkiye Cumhuriyeti denilince, ben bunu bilir, bunu söylerim.. 
Sizi bilemem, ama gerisi laf-ü güzaftır benim için. 
Biliyorum bu bayrak bizim bayrağımız, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yadigarımız.
Her türlü ahval ve şerait içinde korumak öncelikli görevimiz
Dedikya cansa can, kansa kan.. Vermeye hazırız her daim.

***
TÜRKİYE'NİN HER YERİNE
BAYRAK DİKELİM, TC YAZALIM..

Yalnız şu nokta üzerine bir düşünün.
Diyelim ki; 800 bin kilometreye ulaşan Türkiye yüzölçümünün her tarafını bayraklarla donattık, gördüğünüz her tabelanın başına TC harflerini ekledik
Ülkede değişen ne olacak?
Böylece vatanımızı çok mu sevmiş olacağız?
Vehayutta; 
Çağdaş muassır ülkeler düzeyine mi ulaşmış olacağız?
Hepimiz; "Türküm.. Doğruyum... Çalışkanım..." diye diye büyümedik mi, hâlâ öyle büyütmüyoruz mu evlatlarımızı..
Birbirimizi sevmeyebiliriz, dünya görüşlerimiz farklı olabilir. Bırakın bunu bir kenara. 
Doğruluktan, dürüstlükten, çalışkanlıktan hangi birimiz bir diğerimizden üstün...
Tekrar ediyorum; 
Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır..
Bunu bilir, bunu söylerim..
Bu benim görüşüm, ister katılın, ister katılmayın. 

***
Heyse, bunlar derin mevzular. 
Girip kaybolmayalım içinde.. 
Kıssadan hisse; 
Gözünüz aydın.
TC Balıkesir'e geri döndü.
Bakalım Balıkesir'e getirisi ne olacak?
Açın gözünüzü seyreyleyin, çünkü tekrarı yok bunun.
Vatan.. Millet.. Sakarya..!
Durmak yok! Devam.. devam... 
____________
GÜNÜN SÖZÜ
Fısıldanan sözler, çok kere yüksek sesle söylenenlerden daha uzağa gider.
Çin Atasözü