Bir meslektaşımız geçenlerde Balıkesir’in trafik hallerinden bahsederken dedi ki:

“Dörtlüleri yaktın mı bütün günah ve kusurların affediliyor.”

Sihirlidir dörtlüler…

Dilediğin yerde park etme özgürlüğü verir!

Kafana göre aracını her yere koyabilirsin!

Bas dörtlülere, olduğun gibi bırak; nereye koydun, arkandan gelen geçebilir mi, bir çıkışı mı kapadın, acil bir durum olsa sen nerdesin?..

Balıkesir’in vurdumduymaz hallerine çoktur böyle örnekler.

Müthiş bir yaya trafiği anlayışımız ile inanılmaz bir sürücü potansiyelimiz var. İkisini karıştırdın mı “cuk” oluyor; alın size Balıkesir’sel haller.

Perşembe günü Vilayet Binasının önü…

Bir araç dörtlüleri yakmış, öyle bir koymuş ki aracı, güya sağ şeride yanaştırıyor ama sağ şeritte zaten araç var, ona iyice yapıştırmış, güya solda trafik akacak!

Arkadan geldi mi itfaiye aracı bağıra bağıra….

Geçmesi ne mümkün…

Böyle durumlarda vurup geçeceksin asıl…

Ama nasıl vurup geçsin itfaiyeci?

Sonra karşısındaki hem suçlu hem güçlü üste çıkar muhtemel…

Ne var ki geçemiyor işte itfaiye! Siren sesini yedi düvel duruyor, keyfe keder park eden araç sahibi ortada yok!

Balparkcılar çabalıyor nafile.

Eh lütfedip geliyor 4-5 dakika sonra araç sahibi. İtfaiye yangına mı gidiyor, acil bir duruma mı; umru değil.

Balıkesir’in trafik halleri efsanedir. Yayalar başka alemdir, sürücüler başka. Sanki kendi aralarında gizli bir savaş vardır. Bir saniye; atletizm yarışlarında bile böylesine önemli değildir belki ama bizim yaya ve sürücüler için asla kaybedilmemesi gereken bir zaman dilimidir.

Bir saniye vermektense kavga bile göze alınır bazen.

Örneğin yayalarımız inanılmaz derecede rahattır. “Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur”u mırıldanırcasına başının üstünde tuttuğu şemsiyeyi döndüre döndüre keyif gezisi yapar gibi caddelerde dolaşan, kafasına göre karşıya geçen, araç gelen yöne bakmayarak tamamen hislerine güvenerek içgüdüsel hareket eden yayalar sadece bizdedir.

Bir de enlemesine karşıya geçiş vardır bizde… Öyle bir enlemesine geçiştir ki bu karşı kaldırım 10 adım 5 adım ötede olsa da onu 50 adıma uzatır, çaprazlar gider, caddenin yarısı bakmışsın ki bitmiş! Caddenin ortasından yürü aynı vaziyet, o kadar yani!

Yayalarımız süper yayadır. Işıkta durma kültürü yoktur. Kendine kırmızı yansa da yol boşsa “ne beklenir ki yol boş” güdüsüyle yol alır karşıya. Yayaların karşısındaki sürücüler ise…

Araç kullanmanın verdiği haz ile olsa gerek, ne yaya geçidinde yavaşlamayı, ne yol vermeyi, ne nereye park edeceğini bilir.

Yayalara geçiş üstünlüğüne ilişkin yapılan yeni düzenleme sonrası tek tük yayaları gördü mü frene basıp yol veren sürücülerimiz çoğalmış olsa da arkasından gelen ve “dart dart” diye kornaya basan var ya, işte o yukarıda değindiğimiz Usain Bolt’lardandır.

Bir saniye müthiş önemlidir.

Ne duruyorsun diye bağırır öndekine. Sonra gider olur olmaz yere park eder. Dörtlüyü yaktı mı mesajı verir çünkü aklınca:

“Geliyorum şimdi”

“Az işim var”

“Hemen döneceğim”

Nasıl yorarsanız öyle yorun…

Dörtlüyü yak, tüm kusurlar affolsun. Koyver gitsin…

Balıkesir’in trafiksel halleri efsanedir, yaz yaz bitmez.

Böylesine vurdumduymaz haller başka yerde görülmez!