Bir yıl önce, yani 29 Nisan 1916'da, Kut'ül Ammare Kuşatması'nda binlerce İNGİLİZ askerinin HALİL KUT Paşa'ya teslim olması, Britanya'yı şaşkına çevirmişti! Zaten bu yenilgiden 17 gün sonra İngilizler ve Fransızlar, Osmanlı'sız ve Türk'süz bir ORTADOĞU için anlaştı! Bunun için en iyi bildikleri yolu seçip ARAPLAR arasında satın aldıkları isimleri öne süreceklerdi! Günümüzün PKK'sı gibi...
Çünkü bir devletin yıkmanın en kolay yolu İÇERİYİ karıştırmaktı!
1901'de petrol haritası çıkaracak kadar öngörü sahibi olan Padişah Abdülhamit, hem içerideki muhalefetle (bugünkü gibi), hem de dışarıdaki düşmanla mücadele ediyordu!
Güney'de Araplar kandırılırken Balkanlar'da ise Emanuel Karasu'nun (Carasso) Makedonya Risorta isimli mason locasında ayrılık ateşi yakılmıştı bile...
Padişah Abdülhamit'i "tahttan alan" Karasu, İtalya ile çok sıkı bağlantı içindeydi! İtalyan ajanı olduğu sonraki yıllarda ortaya çıktı. Ama İtalya'nın Osmanlı üzerinde büyük bir planı yoktu! O zaman Karasu ne için çalışıyordu?
Bu sorunun cevabı da Balfour Deklarasyonu yayınlanıp İsrail devletinin temeli atıldıktan bir süre sonra ortaya çıktı! Gariptir; İtalya bu plana destek veren ilk ülkeydi! Anlaşılan Selanik Mason Locası, Roma üzerinden Londra'ya bağlanıyordu! Tabii bunları bizim kitaplarımız yazmıyordu! 1800'lerden itibaren İngiltere, Osmanlı'nın her kurumuna ve her toprak parçasına sızdı.
Hedeflerinde sadece Filistin ve Irak'ı almak vardı! Bütün GİZLİ ANLAŞMALARDA bunu görmek mümkündü! Yani 100 yıl önce yaşanan mücadele bugün de kaldığı yerden devam ediyordu! İngilizler'in hakimiyeti 2. Dünya Savaşı'na kadar sürdü! O tarihten sonra Amerika artık bölgedeki rakibiydi!
Dünyanın değiştiğini ve mücadelenin artarak sürüp gittiğini savaş sonrası atılan imzalarda görüyorduk! Avrupa'yı kurtaran Amerika, Temmuz 1944'te etkili bütün devletleri New Hampsire'ın küçük bir kasabası olan Bretton Woods'ta topladı. Bizim birçok bankacımızın, maliye bakanlarımızın ve ekonomistlerimizin bilmediği bu anlaşma ile Amerika DOLAR'ını dünya parası yaptı! 44 ülkenin attığı imza ile dünya üzerindeki her para biriminin değeri DOLAR'la ölçülecekti! Artık devletler merkez bankalarındaki ALTINA göre değil, DOLARA göre para basacaktı! Sadece DOLAR altına dönüşebilir bir para birimi olarak kalacaktı!
Şimdilerde yaşadığımız altın fiyatlarının çıkması ya da çakılmasının sebebi de budur!
Herkesi DOLAR'a kilitleyen Amerika altını düşürüp rakiplerinin zenginliğini azaltmak için operasyon yapmaktadır! Hedef de Londra'dır!
Ortadoğu'daki mücadeleye sert bir karşılık veremesin diye ALTIN daha da düşecek Londra iyice zayıflayacaktır! Anlayacağınız önce FİNANSAL savaş, ardından ASKER görünecek!
"Düğün mevsimi geldi gelinlere takacağımız altın ucuzladı" diye ekonomi sayfalarını süsleyen haberler aslında bizim devletin 90 yıldır üzerinden ayrılmadığı kısa ve dar menzilli bakış açısıdır! Bu nedenle adamların yaptığı her türlü para operasyon sonuç verdi!
Nasıl olsa Türkler paradan anlamıyordu!
Neyse...
Amerika, kasasındaki altının karşılığından çok daha fazla dolar bastı. Bu öyle bir hal aldı ki elinde dolar tutan ülkeler "Al paranı ver altınımızı" diyemez hale geldi! Çünkü herkes elindeki doları Amerika'ya iade ettiği an hem altın hem de dolar yerle bir olacaktı! Bu nedenle kimse bu oyuna giremiyordu! Kimse batmayı göze alamıyordu! DOLAR en büyük imparatorluğu kurmuş, kimsenin "GIKI" çıkmıyordu!
Ama başta Londra olmak üzere Fransa, Almanya, Çin ve Japonya gibi devler bundan rahatsızdı! Özellikle Çin, dünyaları üretip dolara yatırıyordu! Tek kelimeyle çaresizdi!
Pardon, tek bir yol vardı!
Eğer dolar, dünyadaki her devletin muhtaç olduğu PETROLÜN ticaretinde devre dışı kalırsa çözüm kolaydı!
Bunun için de Amerika'nın tutunamadığı Ortadoğu'dan çıkması gerekiyordu! Esadlar, Saddamlar, Humeyniler, Kaddafiler bu nedenle gelmişti! Hepsi Amerikan karşıtı, Avrupa ve Yahudi baronların dostuydu!
Tunus'ta başlayan Arap Baharı, BARONLARA hizmet eden liderlerin tasfiyesiydi! Çünkü Amerika, DOLARI bırakıp geri çekilemez, çökmeyi göze alamazdı! Oyun sahası Ortadoğu, plan ise çok ama çok büyüktü!
Londra ve Washington'un Ortadoğu maçına tesir edecek tek ülke vardı:
TÜRKİYE...
Ankara kimin yanında yer alırsa maçı o kazanacaktı!
Yeni Türkiye oyunu okuyup tarafını seçti!
Amerika'nın Yahudi Baronları ile Londra'yı karşısına aldı. Obama'ya "Seninleyiz" dedi...
Zaten bu tercihi yüzünden Davutoğlu bacak bacak üstüne atarken Kerry bir öğrenci gibi kendisini dinliyordu! Yani rahmetli Ecevit'in Clinton karşısında ellerini bağlayıp verdiği fotoğraf terse dönmüştü!
DEVAM...
Bu karar alındıktan sonra resmi ideoloji esnedi. Çünkü içeride kendi insanını fişleyen, düşman belleyen bir anlayışla bölgeye inilemezdi! Kurulacak model Osmanlı gibi olmalıydı! Dillerini anlamasak da dedelerimiz bu işi kusursuz bir şekilde yapmıştı! Arşivler buna yetecek kadar bilgi barındırıyordu! Bu nedenle Kürtler ve diğer etnik unsurların hepsi kucaklandı!
BÜYÜK DEVLET olmak için çok uluslu olmak şarttı! Osmanlı'nın batışının en önemli sebebi Türk nüfusunun azlığı idi. Bu denge unutulmadan genişleme olacaktı!
Ezbere değil AKILLA gidilecekti!
Amerika, dolardaki tehlikeyi görünce Araplar'dan "Türkiye'ye yatırım yapın, para akıtın" isteğinde bulundu!
Doların ayakta kalabilmesi için Türkiye'nin çok sağlam ve zengin olması gerekiyordu! Bunun da kaynağı Osmanlı'nın 100 yıl önce bıraktığı topraklardan sağlanıyordu! Bölgedeki liderler de gitmemek için Ankara'nın ipine sarılıyordu! Anlayacağınız Ankara her defasında "düşeş" atıyordu!
İngiltere'nin zamanında tahrik edip kullandığı mason locaları da bunu engelleyemiyordu!
Bir asır önce kopartılan iki cephe, aynı anda Ankara'ya akıyordu! Aşağıdan Araplar, yukarıdan Balkanlar geliyordu! Türk dizileri izleniyor, Türk takımları tutuluyor, Türk Hava Yolları ile uçuluyordu!
Haliyle bundan rahatsız olan çoktu!
Fazıl Say da bu yüzden kükreyip dini değerlere saldırıyordu! "Kardeşim Türkiye neden büyüyor!" diyemeyeceği için Ortadoğu'yu bize getiren anlayışa yükleniyordu!
Say, gazete köşelerini tutan birçok kişiden daha akıllı ve bilgiliydi!
Boşuna "Arkamda 350 milyonluk Avrupa var!" demiyordu!
Demem o ki bizim buralarda kimseye "gelişi güzel konuştu" demeyin!
Bilmediğiniz, görmediğiniz bağlar vardır!
Fazıl'ı da onlardan 'say'ın...
Dönelim başa...
Emanuel Karasu ve beraberindeki üç kişinin tahttan indirdiği anlayış yakında 75 milyonla cevap verecek...
Hem de Kerkük'ten...