ÖZEL konu var bugün önümde. 
Her ne kadar özel desem de hepimizi yakından ilgilendiriyor aslında yazacak-larım.
Kiminiz duymuş, görmüş, okumuş olabilir.
Size göre gündemin çok gerisinde kalmış da olabilir. 
İşin o tarafında değilim ben.
Uzun süredir bildiğim ve “özel” olduğu için girmeyi yakışık bulmadığım bir olay çok farklı boyut aldı.
Öyle şeyler anlatılıyor ve konuşuluyor ki, şirazesinden çıktı olay. 
Kişiler yanında camia yıpratılmaya başlandı. Eski bir hastalık nüksetti sanki.
1996 ila 2006'lı yıllara mı dönüyoruz acaba dedirtti bana kulislerde söylenenler!
Konu bir de Balıkesirspor Kulübü olunca..
Bilirsiniz dayanamam.
Girerim hemen topa..
***
Doktor Feyyaz Çiftçi’yi tanıyorsunuz. 
Ortopedi üzerine güvenle gidebileceğiniz iyi bir hekimdir. Kendim gitmiş değilim. Bunu teşhis ve tedavi için ona giden eş, dostun bana aktardıklarına dayanarak söylüyorum.
Şunu net biliyorum ki,  Balıkesirspor Kulübü başkanlığına seçilmesini Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur’a borçlu.
Sakarya mahallesindeki konuşmasında “Adayım Feyyaz’dır” demeseydi sayın Uğur, sevgili doktorumuz kulüp başkanlığını rüyasında zor görürdü!
Bu da ayrı ve herkesin üzerinde hemfikir olduğu bir gerçek mi?
Gerçek...
***
Başkanlık koltuğunun hakkını vermekte “acemi”de kalsa da Feyyaz kardeşimiz, kapasitenin üzerine çıkarak güzel işler yapma gayretinde kankası Harun Atabay’la kafa kafaya vererek. 
Bakın burası ayrı ve ciddi bir yazı gerektiriyor.
Yakında girip bu konuya enine-boyuna irdeleyeceğim  ilginç yönetim şeklini. 
Herkes neyin nasıl olduğunu, Balıkesirspor Kulübü’nde işlerin nasıl yürüdüğünü daha iyi bilsin diye..
Benim amacım, bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek.
Aksi olsaydı eğer, bugün estirilmeye çalışılan kara yele kendimi kaptırır, vururdum abalıya sorgusuz sualsiz..
***
Minik anekdot sonrası asıl mevzua girelim. 
Başkan Feyyaz Çiftçi, özel yaşamıyla ilgili konular, kendini de çok yakından tanıyan isimlerce gündeme getirilerek, basın-yayın kuruluşlarına servis edilerek yıpratılmak isteniyor.
Bazı yerel ve yaygın basında yer verildi bu iddialara. 
Başı sonu, önü arkası, ipi dibi olmadığı gibi her dileyenin isteği şekilde at oynattığı, aklına geleni çamura batırdığı sosyal medya ise çalkalanıyor. 
Dedikodudan beslenen basit ruhlu insanlar da buna mal bulmuş mağribi gibi sarılarak eğleniyor! 
Zarar gören, yıpranan sadece Feyyaz Çiftçi değil.
Balıkesirspor Kulubü içinde kötü puan kendini bilmezlerce gündeme getirilen bu olay..
-
***
Kardeşlerim,
Yapmayın bunu.
Günahtır!
Onun bunun özel yaşamı seni-beni asla ilgilendirmez. 
Haa!
Feyyaz Çiftçi, görevini iyi yapmıyor mu? 
Kulüp başkanlığını bırakması mı gerekiyor?
Eyvallah. 
Koyun ortaya yanlışlarını eleştirin. 
Örneğin deyin ki;
Ey sevgili Feyyaz, bu kulüp Harun’la senin oyuncağın değil. Hani nerde o söz verdiğiniz ortak akılla yönetim? Kulübü siz mi Reha Erginer mi yönetiyor?”  
Siz soruları çoğaltabilirsiniz.
Örneğin, "Doğru yapılan hangi iş var ki, tesislerdeki yenilikten başka?" diyebilirsiniz..
Doğru olan yol budur.
***
Bel altı çalışmak insana yakışmaz.. 
Müslüman olana asla yakışmaz.
Ayetler var bu konuda.
Onun yaptığı doğru bir şey mi ki, arka çıkıyorsun.” diyenlere cevabım şu:
Hayır kardeşim.
Kimseye arka çıktığım yok.
Yöntemin yanlış, izlenen yolun tehdit ve şantajdan farksız olduğunu söylüyorum. 
Aylarca sustuktan sonra bunu şimdi gündeme getirerek intikam aracına dönüştürmek isteyenler yanında, özel hesaplarını başkası üzerinden kesmeye çalışanların ekmeğine yağ sürdüğü inancındayım.
***
Kardeşlerim; 
“Allah, Settâru’l-uyub’tur, (Tüm ayıpları örtendir.) Müslüman’a yakışan O’nun kulu olarak ayıpları örtmek, ayıpların aleni propagandasını yapmamak, bu konuda alınacak önlemleri de insanları rencide etmeden, ayıpların ifşa edilmesine neden olmadan gizlice almaktır..
Hem söyler misiniz bana;
Biz insanlar kendi hatamızın avukatı kesilirken, başkalarının hatasının yargıcı olmayı içimize nasıl sindirebiliyoruz ki? 
16 AĞUSTOS 2016