Enerji Bakanı Taner Yıldız'la kahvaltı ediyoruz, konu elbette nükleer...

Libya, gelişmeleri biraz geriye düşürse de Japonya'nın neden olduğu nükleer tartışma, önemli gündem maddelerinden. Acaba tepkiler de dikkate alınarak Akkuyu'da inşa edilmesi planlanan nükleer santralin gözden geçirilmesi söz konusu mu?

Yıldız hiç tereddüt etmeden 'hayır' dedi, ardından net ve kararlı konuştu: "Dünyada kurulu bulunan 442 santral kapanmadıkça biz Türkiye olarak nükleer kararlılığımızı gözden geçirmeyiz. Biz otobana girdik, geriye dönüş yok." Japonya'da deprem sonrası yaşanan nükleer sızıntıların bu konudaki hassasiyeti artırdığı kesin.

Nükleere öteden beri bazı kesimlerin tepkisi vardı zaten. Bir kısmı çevre duyarlılığından, bir kısmı başka düşünceler yüzünden nükleere karşı. Yıldız, pek ayrıntıya girmese de nükleer karşıtı lobinin içinde farklı hesaplarla hareket edenlerin olduğu düşüncesinde...

Tepkilere rağmen hükümet asla geri adım atma niyetinde değil. Bakan Yıldız, tartışmanın yanlış mecrada yürüdüğüne inanıyor; "Doğru olan güvenlik yönünün tartışılması, güvenlik önlemlerinin yeterli olup olmadığının konuşulması." dedi. Gerekliliği veya lüzumu üzerine konuşmayı anlamsız buluyor.

Japonya, ilk değil, son da olmayacak. Bugüne kadar dünyada birçok nükleer kaza yaşandı. En unutulmaz olanı Çernobil'di. Türkiye'ye çok yakındı, çevremiz nükleer sızıntıdan belli bir düzeyde etkilendi. Bakan Yıldız, "Çernobil kazasından sonra kapanan nükleer santral olmadığını" söyledi.

Çernobil kazasına rağmen nükleer santrallerin yapımı, inkıtaa uğramamış, aynen devam etmiş. Tam 142 yeni santral kurulmuş. Japonya'dan sonra da farklı olmayacağını söylemek mümkün...

Japonya'nın hiç etkisi olmayacak mı? Yıldız, 'Olacak tabii' dedi ve ekledi: "Akkuyu'da deprem güvenliği yeniden ele alınacak. Zaten deprem, göz ardı edilen bir kalem değildi. Akkuyu'nun güvenlik tedbirleri tekrar gözden geçirilecek. Yer haritasına, jeolojik yapısına yeniden bakılacak. Lisans alınmış dahi olsa güvenlik önlemlerinin hepsi tek tek yeniden ele alınacak."

Bakan'ın söylediğinden çıkan sonuç, Akkuyu'ya Japonya takviyesinin yapılacağı...

Türkiye'nin nükleer santralden uzak durması Türk toplumunu nükleer tehlikeden bertaraf etmiyor. Çevremiz nükleer santralle dolu. Ermenistan nükleer santrali hemen sınırın öte yakasında. Iğdır'a 30 kilometre uzaklıkta. Üstelik eski bir santral. Ömrünü tamamlamak üzere...

Bakan Yıldız'a çevremizdeki nükleer santrallere karşı gerekli tedbirleri alıp almadığımızı da sorduk, şu cevabı verdi: "Ermenistan'daki santral için daha önce bazı girişimlerimiz vardı. Ancak Japonya olayından sonra özel takibimiz var. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı nezdinde gündeme getiriyoruz. Biz eski santrallerin, güvenlik sistemleri zafiyeti nedeniyle kapatılmasından yanayız."

Şüphesiz nükleer tedbirleri sadece içeride en üst düzeye çıkarmak yeterli değil, rüzgâra, bulutlara vize sorulamayacağına göre çevreden gelebilecek tehlikeleri de dikkate almak kaçınılmaz. Keşke nükleer hassasiyet, Akkuyu kadar Ermenistan'daki veya diğer bölge santrallerine de gösterilse...

Japonya'dan nükleer sızıntı taşıyan bulutlar Avrupa'ya ulaştı. İlk etkilenen ülke İzlanda oldu. Acaba Türkiye için bir risk söz konusu mu? Yıldız 'hayır' dedi; "Türkiye'ye dönük bir olumsuzluk beklemiyoruz." 99 noktada sürekli ölçüm yapıldığını, şu ana kadar bir olumsuzluğun tespit edilmediğini anlattı. Ayrıca 46 gümrük kapısında da kontrollerin artırıldığını söyledi.

Dünya vazgeçmiyorsa eğer sadece Türkiye'nin nükleer santralin yapımını durdurması anlamsız. Güvenlik boyutu sonuna kadar tartışılmalı...